Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1764 E. 2023/1638 K. 15.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1764 – 2023/1638
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1764
KARAR NO : 2023/1638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2021
NUMARASI : 2021/118 E. – 2021/335 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/10/2021 tarih ve 2021/118 E. – 2021/335 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2018/44441, 2018/77761, 2018/77764, 2019/68328 sayılı ve “…+şekil”, “…+şekil”, “… kargo+şekil”, “…+şekil” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalı Şirktin “…+şekil” ibareli başvuruna anılan markalarına dayalı olarak ve SMK’nın 5. maddesi uyarınca yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını ve müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, ayrıca dava konusu başvurunun SMK’nın 5. maddesi uyarınca ayırt ediciliğinin bulunmadığını, tanımlayıcı olduğunu, başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, … YİDK’ın 2021-M-1943 sayılı kararın iptali ile dava konu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluşmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkiline ait başvuru ile davacının itirazına mesnet markalarının benzer olmadığını, müvekkilinin başvurusunun ayırt edici olduğunu, kötü niyet iddiasının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 39. sınıf hizmetlerin davacının itirazına mesnet markaları kapsamında da yer aldığı ancak tarafların marka işaretleri arasında iltibasa neden olacak bir benzerliğin olmadığı, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşullar oluşmadığı gibi tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, tanınmışlığın sonuca etkili olmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetli bulunmadığı ve SMK’nın 5. maddesi anlamında başvurunun tescili engeli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu marka ile müvekkilinin itirazına mesnet markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, dava konusu markanın ayırt ediciliği haiz bulunmadığını, dava konusu markanın müvekkilinin markasının tanınmışlığından faydalanmak amacıyla yapıldığını, başvurunun iyi niyetli bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “şekil+…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…”, “…”, “…” ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvurunun bir bütün olarak davacının itirazına mesnet markalarından yeterince farklılaştığı, başvuruyu gören tüketicilerin bunun davacı şirketin itiraza mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu derhal ve hiç düşünmeden algılayabileceği, marka işaretleri benzer bulunmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının sonuca etkili görülmediği, kötü niyet iddiasının da ispatlanamadığı, ayrıca dava konusu başvurunun uyuşmazlık konusu 39. sınıf hizmetler bakımından, SMK’nın 5/1-b maddesi anlamında ayırt ediciliği haiz olduğu gibi tanımlayıcı da bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 15/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2024

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.