Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1748 E. 2021/1426 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve … Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/09/2019 tarih ve ….sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve “… …” markalarının ilk kullanım sahibi olduğunu ve davalı şirket ile yaptığı franchise sözleşmesi doğrultusunda “…” çatısı altında 5 yıl süreyle faaliyette bulunduğunu, ancak davalının sözleşmede esaslı değişiklikler yapması nedeniyle 29.03.2017 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini, ardından müvekkilinin 14.04.2017 tarihli yönetim kurulu toplantısı ile adını “… … … Anaokulu” olarak devam ettirme kararı aldığını, bu projenin … ve … eğitim uzmanları tarafından hazırlanmış bir … eğitim modelinin, … eğitim modeline uyarlandığı özgün bir proje olduğunu, müvekkilinin “… …” isimli firma ile anlaşarak 25.03.2017 tarihinde … başvurusu işlemlerini başlattığını, fakat anılan firmanın beyan ettiği harç bedelini ödememesi nedeniyle tescili alamadıklarını, davalının da bu boşluktan faydalanarak müvekkilini zarara uğratmak amacıyla 2017/40689 sayılı “…” ve 2017/44490 numaralı “… …” markaları için tescil başvurusunda bulunduğunu, bu isimleri hiçbir şekilde kullanmadığını, herhangi bir yerde tanıtımını yapmadığını, müvekkilinin başvuru işlemlerini karşı taraftan önce başlattığını, aynı zamanda “[email protected]” mail adresinin ve “fidolokullari.com” adresinin de sahibi olduğunu, çeşitli sosyal medya hesapları açtığını ve aynı zamanda Google ile de reklam sözleşmesi imzaladığını, yine müvekkilinin 26.04.2017 tarihinde …–Kozyatağı’ndaki tanıtımı için dava dışı Emaytas A.Ş. firması ile 10.05.2017 tarihinde sözleşme imzaladığını, fatura kestiğini, anlaşmalar yaptığını, seminerler düzenlediğini, müvekkilinin bu … ve isim altında çeşitli … başvuruları yaptığını, bunların tamamına davalı yanca kasıtlı olarak itiraz edildiğini, davalının 2017/40689 sayılı “…” ibaresini de bu şekilde 03.05.2017 tarihinde 41. ve 43. sınıfta yer alan birtakım hizmetlerde tescil başvurusuna konu ettiğini, bu başvuruya müvekkilinin itirazlarının da YİDK’nın 2018/M-9072 sayılı kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … ve … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacının müvekkiline ait “…” ve “… …” ibareli tescilli markaları, müvekkilinin izin ve onayı olmadan kullandığını, bu nedenle davacıya 27.11.2018 tarihli noter ihtarnamesinin keşide edildiğini, davacının müvekkilinin markasında yer alan ibarelerle ve tüketici gözünde açıkça karıştırılma ihtimali yaratan şekillerde markalar ürettiğini, bunlara ilişkin farklı mahkemelerde davalar bulunduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı şirket ile davalı taraf arasında önceye dayalı bir iş ilişkisi olmakla birlikte, bu ilişkinin “…” ibaresinin kullanımına dair olduğu, davacının 29.03.2017 tarihli ihtarname ile aralarındaki ilişkiyi sonlandırdığı, davacının bilahare “…” markasını yaratarak eğitim hayatına bu … altında devam etme kararı aldığı, nitekim işlem dosyası kapsamında sunduğu pek çok delilin de 2017 yılı Mart – Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin olduğu, “… …” adı altında bazı basın organlarında tanıtımlarının yapıldığı, … Otelinde tanıtım seminerinin düzenlendiği, davacı yanın önceki tarihli e-posta görüşmelerinde de yine “… …” olarak anıldığı, “…” alan adının 28.03.2017 tarihinde “https://tr-tr.facebook.com/fidolokullari/” hesabının 30.03.2017 tarihinde alındığı, mezkur kullanımlarda “… …” ibaresinin markasal etki yaratacak nitelikte yer aldığı ve bu kullanımların başvuru konusu işaretin, dava konusu markanın başvuru tarihi olan 12.05.2017 tarihinden önceki kullanımlar olduğu, dava konusu başvuru ile davacı yanca yaratıldığı görülen yeni markanın kullanımının başlangıç süresi arasında 1,5 aylık kısa bir sürenin mevcut olduğu dikkate alındığında, bu süre zarfında davacı tarafından gerçekleştirilen/gerçekleştirilmeye çalışılan kullanımların 556 sayılı KHK.’nın 8/3 maddesi anlamında yeterli görülmesi gerektiği, başka bir ifadeyle davacının henüz markasını yayma, yaygınlaştırma ve kullanma çabası içerisinde hareket ederken, işbu dava konusu başvurunun davalı tarafından gerçekleştirildiği, gerçekleştirilen başvurunun da birebir davacı markasının esas unsurunu içerdiği, somut olayın şartlarında davacının “…” markası üzerinde eğitim ve öğretim hizmetlerinde gerçek hak sahibi olduğu, tarafların başvurudan kısa bir süre öncesinde kadar ticari ilişki içerisinde bulunduğu, davacının davalı markalarını taşıyan … işlettiği, bilahare taraflar arasındaki ilişki sona erdikten sonra davacı tarafından yaratıldığı görülen özgün “…” ibaresinin, davacı tarafça yeni yeni tanıtım çalışmaları yapılırken, davalı tarafından … başvurusuna konu edildiği, yapılan başvuruda “…” ibaresinin tesadüfi olarak tercih edilmiş bir … olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, bir başkası tarafından ticaret hayatında yeni kullanılmaya başlanılan bir işaretin, henüz … siciline kaydedilmemiş olunmasından yararlanılarak tescil başvurusuna konu edilmesinin ve bilahare gerçek hak sahibine karşı hukuki yollara başvurulmuş olunmasının, markanın gerçek hak sahibi tarafından kullanımını engelleme amacına, markayı gerçek hak sahibine karşı kullanma amacına veyahut markayı ticari olarak satışa konu etme amacına yönelik olarak yorumlanabileceği, tüm bu bilgiler ışığında davalının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Türkpatent YİDK’nın 25.10.2018 tarih ve 2018/M-9078 sayılı kararının iptaline, davaya konu…. sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … … ve … Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 556 sayılı KHK’nın 8/3. maddesi uyarınca … tescil başvurusuna itiraz edilebilmesi için tescilsiz işaretin maruf hale getirilmesi şartının aranmamakla beraber, ticaret sırasında kullanımı sonucunda, belli bir seviyede bilinir hale getirilmesinin gerektiğini, mahkemece davacının eskiye dayalı kullanımına dair ispatı mevcut değilken, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira davacının sunduğu faturaların tamamının 2017 tarihli olup, markanın belirli süreli kullanımının ve markaya tanınırlık kazandırılması şartının gerçekleşmediğini, ayrıca davacının itirazına mesnet gösterdiği….numaralı tüm markaların başvuru tarihlerinin 06.07.2017 olup, dava konusu başvuru tarihinden sonra bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirmeye alınmadığını, müvekkilinin söz konusu markaların tescilli, üstün ve gerçek hak sahibi olduğunu, “….com.tr” ve “fidolokullari.com.tr” sitelerinin müvekkile ait olduğunu göstermek amacıyla bu alan adları için yapılan ödemelere ait 05.05.2017 tarihli dekontun dikkate alınmadığını, bu dekonttan da görüleceği üzere müvekkilinin “…” ibareli markaları kullanmaya başlama ve tescile başvurma tarihlerinin, davacının girişimlerinden çok daha önce olduğunu, davacının delil olarak sunduğu faturaların tamamının ise 2017 tarihli bulunduğunu, dolayısıyla davacının eskiye dayalı kullanımının bulunmadığı gibi açıkça kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin tescilli “…” ve “… …”…” suçunu işlediğini ve … haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve … hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve 6769 sayılı SMK’nın 6/3. maddesi uyarınca, tescilsiz bir markaya dayalı olarak hak elde edilebilmesi için tescilsiz markanın, öncelikle markasal biçimde kullanılması ve bu kullanımın Yargıtay 11. HD’nin 13.05.2019 tarih, …K. sayılı ilamında açıklandığı üzere, yerelden daha geniş coğrafyada ve ciddi surette yapılması, ayrıca markaya konu işarete belirli ölçüde ayırt edici nitelik kazandıracak nitelikte bulunması gerektiği, somut olayda da davacının “…” ibareli kullanımlarının, dava konusu … başvuru tarihinden önceki 1,5 aylık döneme ilişkin olsa da, davacı ile davalı şirket arasındaki franchise sözleşmesinin davacı tarafça 29/03/2017 tarihinde feshedilerek, bu tarihten sonra “… …” ibareli markanın tanıtılması ve yaygınlaştırılması için aynı dönemde yoğun olarak kullanıldığı gözetildiğinde, özgün “…” ibaresinin davacı yanca yaratıldığı 41. sınıfta yer alan eğitim ve öğretim hizmetlerinde, davacının öncelik hakkının bulunduğu yönündeki mahkeme kabulünde bir isabetsizliğin olmadığı, yine Yargıtay HGK.’nun 16.07.2008 gün ve ….. sayılı kararında da belirtildiği gibi, … hukukunda genel olarak kabul gören anlayışa göre, tescil yoluyla sağlanan … korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedeklemek, … ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tescillerin kötü niyetli olarak kabul edildiği, kötü niyetin varlığının her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak belirlenmesinin ve Yargıtay HGK.’nun 21.09.2005 gün ve….. sayılı kararında da belirtildiği gibi, … Medeni Kanunu hükümleri uyarınca iyiniyetin asıl, kötüniyetin istisna olması sebebiyle, davalının kötüniyetli olduğunun delil ve gerekçelerinin gösterilmesinin gerektiği, somut uyuşmazlıkta da tarafların 5 yıl süren franchise sözleşmesi ilişkisinin davacı tarafça 29/03/2017 tarihinde feshedildiği, davacının 14.04.2017 tarihli yönetim kurulu toplantısı ile faaliyetlerinin bundan sonra “… … … Anaokulu” olarak devam ettirme kararının alındığı, “…” ibaresinin … eğitim modelinin, … eğitim modeline uyarlandığı özgün bir projeyi ifade ettiği, davacının 25.03.2017 tarihinde … başvurusu işlemlerini başlattığını, fakat aracı firmanın beyan ettiği harç bedelini ödememesi nedeniyle tescil işlemlerinin tamamlanamadığı, ayrıca davacının 10.04.2017 tarihli e-mailde “… …” adıyla teklif verdiği, “…” ibareli alan adının 28.03.2017 tarihinde, facebook hesabının ise 30.03.2017 tarihinde alındığı, 26.04.2017 tarihinde ……. Okullarının” tanıtımının gerçekleştirildiği, 2017 yılı Şubat ve Nisan aylarında aynı konuda basın haberlerinin ve sosyal medyada tanıtım videolarının yayımlandığı, Google ile reklam sözleşmesinin imzalandığı, buna karşılık davalı şirketin dava konusu … sayılı “…” ibareli başvurusunun ise 03.05.2017 tarihinde, 41. ve 43. sınıfta yer alan bir takım hizmetler için yapıldığı, davalının başvuru tarihinin öncesinde veya sonrasında bu ibare ile hiçbir faaliyetinin olmadığı ve tarafların başvuru tarihinden kısa bir süre öncesine kadar ticari ilişki içinde olduğu hususları birlikte düşünüldüğünde, davalı şirketçe davacının yarattığını ve tanıtımlarına başladığını bildiği “…” ibaresinin … tescil başvurusuna konu edilmesinin, tesadüfi bir tercih olamayacağı, bir başkası tarafından kullanılmaya başlanan işaretin, henüz tescil edilmemiş olmasından faydalanılarak, gerçek hak sahibinin kullanmasını engellemek, markayı gerçek hak sahibine karşı kullanmak veya ticari olarak satışına konu etmeye zorlamak amacına yönelik ve açıkça kötü niyet teşkil edecek davranışlardan olduğu, dolayısıyla mahkemece dava konusu başvurunun kötü niyetli kabul edilmesinde de bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … … … Tic. Ltd. Şti. vekili ile … … ve … Kurumu vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … … ve … Kurumu’ndan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’den alınması gereken maktu istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf aşamasında davalılar … … … Tic. Ltd. Şti. ile … … ve … Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2021
….