Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1735 E. 2021/1623 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1735
KARAR NO : 2021/1623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2021
NUMARASI : 2020/270 E. – 2021/673 K.

DAVACI : .
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/07/2021 tarih ve 2020/270 E. – 2021/673 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkiline ait otomobilin maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kazalı aracın tamir ettirilmesi için Kayseri’den Konya’ya taşınması hususunda davalı … ile anlaşıldığını, aracın çekiciye yüklendiğini, davalı …’in ise aracın taşınması konusunda diğer davalı ile anlaştığını ve aracı çekiciden indirerek davalı …’ın iş yerinin önüne bıraktığını, aracın üzerinde kontak anahtarı da olduğu halde davalı …’ın iş yerinin önünden aracın çalındığını, sonrasında aracın elektrik direğine çarpmış halde terk edilmiş vaziyette bulunduğunu, ikinci kaza nedeniyle araçta 15.000 TL’lik hasar oluştuğunu, müvekkilinin aracını kullanamadığı için kar kaybına da uğradığını, bu olay nedeniyle müvekkilinin büyük üzüntü yaşadığını ileri sürerek, şimdilik 2.300,00 TL maddi, 3.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12.04.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini, maddi zararları yönünden 14.500 TL’ye, aracı kullanamamaktan kaynaklanan talebini 1.400 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin işbu olayda doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir kusuru bulunmadığını, davacının aracının ikinci bir trafik kazasına karışması ile de müvekkilinin bir ilgisinin olmadığını, bu nedenle meydana gelen zararla müvekkilinin davranışı arasında hiçbir illiyet bağı bulunmadığı için sorumluluğundan da söz edilemeyeceğini, kazalı aracın taşıma işini devralan müvekkilinin sonrasında bu işi diğer davalı …’a devretmesinden davacının ve oğlunun haberdar olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, süresi içinde davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, TTK’nın 876. maddesine göre ziya, hasar ve gecikme taşıyıcının, en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir sebepten meydana gelmişse sorumluluktan kurtulacağı, davalı … tüm özeni gösterdiğini ve sorumluluğun diğer davalı olan fiili taşıyıcıda olduğunu savunmuş ise de; TTK’nın 879. maddesi uyarınca taşıyıcının kendi adamlarının ve taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin fiil ve ihmallerinden kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olduğu, bu nedenle fiili taşıyıcının sorumlu olduğunu savunarak sorumluluktan kurtulamayacağı, davacının, kendisine ait aracın Konya’dan Kayseri’ye taşınması hususunda davalı … ile anlaştığı ve aracın bu davalıya ait çekiciye yüklendiği, davalı …’in ise davacının aracını kendisinin taşımayarak, taşıma konusunda diğer davalı … ile anlaştığı, aracın davalı …’ın iş yerinin önünde ve kontağı üzerinde iken çalındığı ve daha sonra elektrik direğine çarpmış halde bulunduğu, araçta meydana gelen hasardan ve araç mahrumiyet zararından her iki davalı taşıyıcının sorumluluktan kurtulma sebebinin bulunmadığı, davacının meydana gelen zararlarından sorumlu oldukları, ikinci kazasından dolayı davacının araç hasarı nedeniyle 14.500,00 TL, araç mahrumiyet sebebiyle de 1.400,00 TL zarara uğradığı, somut olayda manevi zarar koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle maddi tazminat davasının kabulü ile 14.500,00 TL araç hasar zararı ve 1.400,00 TL araç mahrumiyet zararı olmak üzere toplam 15.900,00 TL maddi tazminatın 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, somut olayda manevi tazminat koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve manevi tazminat taleplerinin de kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin davacıya ait aracın hasara uğramasında fiili ya da ihmali bir kusurunun olmadığını, taşıyıcının sorumluluğuna gidilemeyeceğini, zira müvekkilinin taşıyıcı sıfatının olmadığını, müvekkili ile davacı arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığını, diğer davalı ile de arasında alt-üst taşıyan ilişkisinin olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı ile davalı … arasında taşıma ilişkisinin bulunduğu, taşımanın fiilen diğer davalı tarafından gerçekleştirildiği, TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcının, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, davalı …’in aksi yöndeki savunmasının dosya kapsamı ile uyuşmadığı, her sözleşmeye aykırılığın manevi tazminatı gerektirmediği ve somut olayda manevi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ile davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı …’den alınması gereken 1.086,12.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 271,53.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 814,59 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 06/01/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip