Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/172 E. 2023/37 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/172
KARAR NO : 2023/37
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2020/18 E. – 2020/259 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/09/2020 tarih ve 2020/18 E. – 2020/259 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” esas unsurlu tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırılma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı … başvurduğunu, … kod numarasını alan başvuruya itirazlarının davalı Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa benzerlik değerlendirmesinin markaların esas unsurları olan “…” ve “…” ibareleri üzerinden yapılmasının gerektiğini, bu ibarelerin de tek harf değişikliği nedeniyle birbirlerine yakın derecede benzer olduğunu, ayrıca taraf markalarının genel yazım karakterlerinin de benzediğini, davacının “…”lı markalarının “tanınmış marka” olduğuna dair emsal Yargıtay ve ihtisas mahkemesi kararlarının bulunduğunu, dava konusu markanın davacının seri markalarından biri olarak algılanma ihtimalinin de çok yüksek olduğunu ileri sürerek, 2019-M-9511 sayılı YİDK kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, taraf markalarının fonetik ve görsel açılardan birbirinden farklı olduğunu, ibarelerde geçen “m” ve “v” harflerinin güçlü seslendirilişleri olan birbirinden farklı harfler olduklarını, zaten davalı firmanın markasının da tek başına “…” ibaresinden değil, “…” ibarelerinden oluştuğunu, markaların bütün olarak bıraktığı intibanın dikkate alınması gerektiğini, davalının cam balkon ve alüminyum sistemleri üzerinde faaliyet gösterdiğini, bu emtiaların da davacının markasını kullandığı emtialardan son derece farklı olduğunu, davacının markasının tescilli olduğu tüm emtialarda/tüm sektörlerde tanınmış olduğunun iddia edilemeyeceğini, tarafların farklı olan iştigal alanlarına bakıldığında davalının, davacının seri markalarını taklit etmek suretiyle kazanç sağlama gibi bir kötü niyetinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki çekişmeli 06, 19, 35. sınıftaki mallar ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları, taraf markalarının esas unsurunu oluşturan ibareler arasındaki tek harf farklılığının bu ibarelerdeki diğer ortak harflerin yaratmış olduğu benzerliği ortadan kaldıracak, yani markaları ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan kurtaracak güçte ve nitelikte olmadığı, “…” ve “…” ibarelerinin Türkçe’de yerleşik/bilinen bir anlamı ve tüketici nezdinde uyandırdıkları bir algı ve izlenimin bulunmadığı, bu durumun da, markaların zihinde bıraktıkları algı açısından markaları birbirine yakınlaştırdığı, somut olayda, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi hükmü anlamında görsel, duyusal ve anlamsal açılardan karıştırılma ihtimali doğuracak düzeyde benzerlik şartının gerçekleştiği, ancak SMK’nın 6/5. maddesi hükmünde aranan durumların somut olayda gerçekleştiğinin veya gerçekleşme ihtimalinin bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK’nın 05/11/2019 tarih ve 2019-M-9511 sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, görsel, işitsel ve fonetik olarak farklı olan markalar arasında iltibas koşullarının oluşmadığını, markanın bölünerek incelenmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin markası kapsamındaki mal ve hizmetler ile davacının tanınmış olduğunu iddia ettiği mal ve hizmetlerin doğrudan ilişkili olmadığını, bilirkişi raporundaki hususların karara birebir alıntılandığını, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacının markasında vurgunun “V” harfinde, davalı şirketin markasında ise “M” harfinde olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği, başvurunun esas unsurunu oluşturan “…” ibaresi ile itiraza mesnet markaların esas unsuru “…” ibaresi arasında da benzerlik bulunduğu, zira “…” ibaresinin bir kelime anlamının bulunmaması, ayırt ediciliği yüksek ve tanınmış bir marka olması nedeniyle bu ibarenin bir harfinin değiştirilmesiyle oluşturulan ve kelime anlamı bulunmayan dava konusu markanın davacının markalarından yeterince farklılaşmadığı ve davacının itiraza mesnet markasından farklı bir marka algısı oluşmasını sağlamadığı, görsel ve işitsel olarak yüksek düzeyde benzer olan markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/02/2017 tarih ve 2015/12537 E.-2017/996 K. sayılı ilamında da “…” ve “…” ibarelerinin benzer bulunduğu anlaşılmakla, davalı … ile davalı şirket vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı şirket vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ile davalı şirketten ayrı ayrı alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’er-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,50’er-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … ile davalı şirket vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 16/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip