Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1712 – 2023/1662
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1712
KARAR NO : 2023/1662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2021
NUMARASI : 2020/235 E. – 2021/148 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 31/03/2021 tarih ve 2020/235 E. – 2021/148 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ile davalı … vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şahsın 29, 31 ve 35. sınıf mal ve hizmetleri kapsayan 2019/48056 başvuru numaralı ve “…” ibareli marka başvurusuna müvekkilinin “…” ve “…” esas unsurlu markalarını mesnet göstererek yapılan itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin seri markalarıyla görsel anlamda ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve bu markaların serisi olduğu algısını doğurduğunu, taraf markaları arasında markaların başlangıcında yeralan “…” ibarelerinden doğan görsel ve işitsel benzerliğin yanısıra sınıfsal benzerliğin de bulunduğunu, davaya konu markanın müvekkilinin makrocenter.com.tr alan adı ile de benzer olduğunu, davacıya ait 60 adet … center mağazası bulunduğunu, müvekkilinin seri markalarının çok yoğun reklam, pazarlama ve tanıtım çalışmaları neticesinde yurt çapında ve yurt dışında tanındığını, başvurunun kötüniyetle yapıldığını ileri sürerek, 10.07.2020 tarih ve 2020-M-5128 sayılı YİDK kararının iptali ile 2019/48056 başvuru sayılı “…” ibareli marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket yetkilisi, çekişme konusu “…” ibaresinin “büyük, geniş” anlamlarına geldiğini, ayırt edici gücünün yüksek olmadığını, genel ibarelerin bir şirketin tekelinde kullanılamayacağını, taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamında kalan 29, 32 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür olduğu, dava konusu 2019/48056 sayılı marka başvurusunda “…” kelimesi markanın başlangıcına kalın ve koyu renkli harflerle yerleştirilerek ilk ve esas vurguyu yapacak ve vasati alıcının dikkati çekecek şekilde ön plana çıkartılırken, “…” ibaresinin, “…” kelimesine ek olarak ve sönük bir renk olan sarı renkli harflerle yazılmak suretiyle geri planda bırakıldığı, ayrıca, “çiftlik” anlamına gelen “…” kelimesinin, davalı markasının kapsadığı 29. sınıfa konu gıda malları ve 31. sınıfa konu “İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Canlı hayvanlar, Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar” mallarına işaret eden ayırt ediciliği düşük tali unsur şeklinde kullanıldığı, bu ibarenin markayı tek başına temsil eden/ayırt edicilik katan bir unsur olduğunun varsayılamayacağı, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; dava konusu markanın, davacının “…” asli unsurlu seri markalarıyla görsel ve işitsel olarak yüksek düzeyde benzerlik taşıdığı, davaya konu “…” ibareli bileşke işarette, bağımsız role sahip olan “…” ibaresinin markanın ayırt edici niteliğine katkısının olmadığının veya “…” ibaresinin marka kompozisyonu içerisinde markanın bütünü tarafından absorbe edilerek davacının “…” veya “…” esas unsurlu markalarından uzaklaşan bambaşka yeni bir kavram/marka yaratıldığının ileri sürülemeyeceği, davalı başvurusu ile davacının itiraza mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, marka işlem dosyasında yer verilmeyen ancak dava aşamasında ibraz edilen davacı markalarının tanınmış olduğuna ilişkin delillerin YİDK kararının iptali istemi bakımından hükme esas alınamayacağı, dava konusu marka başvurusunun tescil edilmediği, SMK’nın 6/6. maddesi koşullarının oluşmadığı, davalının kötüniyetle hareket ettiğini gösterir delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile; 2020-M-5128 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olmadığını, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler açısından karıştırılma ihtimali bulunmadığını, kötüniyetin somut delillerle ispatlanamadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, taraf markalarının karıştırılması ihtimalinin bulunmadığını, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olmadığını, bu ibarelerin bir şirketin tekeline bırakılmasının mümkün olmadığını, tanınmışlık değerlendirmesinin yerinde olmadığını, tarafların faaliyet alanları farklı olduğundan aralarında rekabet bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacının itiraza mesnet “…” ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira “…” ve “…” ibareleri, Türkçe’de “büyük, geniş” anlamlarına gelmekte ve ayırt edicilikleri düşük ise de başvuruda bulunan ve “çiftlik” anlamına gelen “…” ibaresinin başvuruyu itiraza mesnet markalarından yeterince uzaklaştırmadığı, öte yandan, dava konusu başvuruda “…” ibaresinin de marka kompozisyonundaki konumu ve rengi itibariyle öne çıkartıldığı ve markasal algıyı üzerinde topladığı anlaşılmakla, davalı şirket ile davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı şirket ile davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı şirket ile davalı … vekilleri tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı şirket ile davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/12/2023 tarihinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 01/01/2024
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.