Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/171 E. 2023/41 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/171 – 2023/41
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/171
KARAR NO : 2023/41
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2019/411 E. – 2020/235 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/09/2020 tarih ve 2019/411 E. – 2020/235 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin… sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin… sayılı ve “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, ret kararına karşı davalı şirketin itirazı üzerine bu kez davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2019-M-8438 sayılı kararı ile itiraz kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 35. sınıftaki mal ve hizmetlerin reddedildiği, oysa müvekkilinin ev ve mutfak ürünleri üretmekte olduğunu, “…” markası ile üretmiş olduğu ürünlerde ham madde olarak kayın ağacını kullandığını, markaların ve şirketlerin faaliyet alanlarının hiçbir benzerlik göstermediğini, davalı şirketin faaliyet alanında başvuru konusu ürünlerin bulunmadığını, müvekkiline ait markayı gören tüketicilerin aklına davalının alışveriş merkezinin gelmeyeceğini, markaların görsel olarak tamamen farklı logo, stil ve yazı karakteri içerdiklerini ve karıştırılmalarının mümkün olmadığını, müvekkiline ait marka başvurusunda ham maddenin kayın ağacı olması sebebiyle yeşil yaprak figürü bulunduğunu, davalı şirkete ait markada ise derin vadi anlamına gelen bir coğrafi terim olan “…” ibaresinin aynen kullanıldığını ve logo kullanımı ile desteklendiğini, “…” markası altında üretilen herhangi bir ürün olmadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-8438 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, “…” esas unsurlu çok tanınmış ortak seri hizmet markalarının yasal ve öncelikli hak sahibinin müvekkili olduğunu, “…” ve “…” markaların kapsamlarının 35. sınıfta çakışmakta olduklarını, “…” ibareli markanın 28 ülkede tescil sağlayan OHIM tesciline konu olmuş çok tanınmış bir marka olduğunu ve sayısız ödül aldığını, … AVM ve rezidans projesinin Avrupa’nın en büyük 10 mimari projesi içinde yer aldığını, başvuru ile müvekkili markalarının iltibasa sebebiyet verecek ölçüde benzediğini, tek harf farklılığının markaları farklılaştırmaya yetmediğini, davaya konu “…” markasının bilinçli şekilde yaratıldığını ve başvurunun iyiniyetli olmadığını, başvurunun tescili halinde, “…” seri markaları için müvekkili tarafından yapılan yatırımların heba olacağını, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşürüleceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, YİDK kararıyla reddedilen 35/06 grup yönünden davacı şirket başvurusu bazı sınıftaki ürünlerin perakendeciliği ile sınırlandırılmışken, redde mesnet markaların 35/06 grupta genel olarak tescil edildiği, ancak davalı şirket tarafından 35/06 grupta genel olarak tescil edilmiş markasının davacının tescil talebinde bulunduğu sınıftaki ürünlerin perakendeciliği konusunda kullanıldığına dair delillerini ibraz ettiği, alış-veriş merkezi olarak kullanılan markada ayakkabı, çanta, çocuk-oyuncak, elektronik, ev eşyası, kitap, kırtasiye, müzik, moda, giyim, mücevher, saat, optik, sağlık, kozmetik, spor, süpermarket, tasarım, aksesuar ve tüm mağazacılık faaliyetinin yapıldığının ispatlandığı, bu nedenle 35/06 grupta spesifik olarak başvuru yapılmış hizmet sınıfı ile genel nitelikte tescil edilmiş markanın aynı/aynı tür benzer kabul edildiği, altışar harften oluşan markaların beş harfinin ortak ve harf dizilimlerinin neredeyse aynı olması, siyah renkle kompoze edilmesi, markaların yazı fontlarının birbirini çağrıştırması karşısında markalar arasında görsel benzerlik ve ayrıca markaların başlangıç ve bitiş seslerinin aynı olması, işitsel benzerliğin başlangıçta olması, markalardaki altışar harften sadece birisinin farklı olması nedeniyle işitsel benzerlik bulunduğu, taraf markalarının görsel ve işitsel olarak yüksek derecede benzer olması, davalı markalarının piyasadaki yüksek bilinirliği karşısında bütünsel imajın de iltibas tehlikesine yol açacak düzeyde birbirine yüksek derecede benzediği, markaların aynı seriden algılanacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece sadece kelime unsuru üzerinden inceleme yapılmasının hatalı olduğunu, markanın kelime unsurunun kayın ağacından esinlenerek üretildiğini, şekil unsurunun da bunu pekiştirdiğini, taraf markalarının farklı şekilde telaffuz edildiğini, markaların esas unsurlarının ilgili oldukları sektörlerin ve tüketici kitlelerinin farklı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya arasında bulunan işlem dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 08, 20, 21 ve 35. sınıf mal ve hizmetler yönünden tescil ettirilmek üzere “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun ilanı üzerine davalı şirketin “…” ibareli markalarını mesnet göstererek, başvuruya itiraz ettiği, davalı kurum Markalar Dairesi Başkanlığınca markalar benzer bulunmamış ve itiraz reddedilmiş ise de, davalı şirketin ret kararına karşı yaptığı itiraz üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından bu kez başvuru ile davalı şirketin…sayılı “…” ibareli markalarının benzer bulunduğu ve başvurunun kapsamından 35. sınıf hizmetlerin çıkartıldığı, anılan YİDK kararının davacı şirkete 25/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve işbu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince taraf markaları arasında emtia ve işaret benzerliği şartının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin istinaf itirazları gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık başvuru ile davalı şirket markalarının SMK’nın 6/1-b maddesi uyarınca benzer olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08/06/2016 gün ve 2014/11-696 E.- 2016/778 K. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, taraf markaları arasında altı harften oluşmaları ve ilk iki ve son iki harflerinin diziliminin benzer olmasından kaynaklı kısmi bir görsel benzerlik bulunmakta ise de, davacının başvurusunun “…” şeklinde üç, itiraza mesnet markaların ise “…” şeklinde iki heceden oluştuğu, başvurunun ilk hecesinin “a” harfiyle, davalı şirketi markasının ilk hecesinin ise “n” harfiyle bittiği, bu farklılığın markaların telaffuzunda ciddi bir farklılaşmaya sebebiyet verdiği, ayrıca başvuruda yan yana yer alan iki “o” harfinin üzerindeki şekil unsurunun da algıyı markalar arasındaki farkılığa yoğunlaştırdığı, söz konusu farklılıkların markalar arasındaki benzerliği geri plana ittiği, markaların farklı ticari kaynaklardan geldiklerinin anlaşılmasını sağladığı ve markalar arasında iltibas oluşması ihtimalini bertaraf ettiği anlaşılmış ve yerel mahkemenin aksi yöndeki değerlendirmesi isabetli bulunmamış, SMK’nın 6/1. maddesindeki işaretler arasındaki benzerlik koşulunun oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, yerel mahkemece, yukarıda açıklandığı şekilde emtia benzerliği koşulunun oluştuğu belirtilmiş ise de, taraf markalarını oluşturan işaretler benzer olmadığından, markaların kapsamındaki mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunması hususu sonuca etkili bulunmamıştır.
Bu itibarla, başvuru ile davalı şirketin itiraza mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1-b maddesi anlamında benzerlik koşulu oluşmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 17/09/2020 gün ve 2019/411 E. – 2020/235 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın KABULÜ ile, YİDK’nın 21/11/2019 tarih ve 2019-M-8438 sayılı kararının İPTALİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 304,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 41,00-TL tebligat ve posta giderleri toplamından oluşan 2.307,10 TL yargılama gideri ve 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.395,90-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …. A.Ş. tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan 24,50-TL yargılama giderinin anılan davalı uhdesinde bırakılmasına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
8-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 01/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.