Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1700
KARAR NO : 2023/1614
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2021
NUMARASI : 2020/108 E. – 2021/104 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın
Hükümsüzlüğü)
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/03/2021 tarih ve 2020/108 E. – 2021/104 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili … firmasının, Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulmuş olan, özellikle forklift, traktör, taşıma, kaldırma makine ve araçları ile taşımacılık platformları ürünlerinin üretim ve satışı ajanında dünyanın liderler kuruluşlarından olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” ibareli akü ve batarya sistemlerinde kullanılan marka ile davalıya ait “…” ibareli markanın ilişkilendirilecek, karışıklığa sebep olacak derecede benzediğini, markalara ait hitap edilen tüketici kitlesinin, sınıfların ve faaliyet alanlarının bire bir aynı olduğunu, zayıf bir ibare olsa dahi “…” ibaresinin markalardaki genel görünümü etkilediğini, hal böyleyken, “w,…,v,y,z” gibi ardışık harfleri içeren “… …” ve “y …” ya da “…” ibareli markaların, “genel görünüm” olarak değerlendirildiğinde aynı alanda ve aynı sektör bakımından aynı şirkete ait birbirinin devamı olan markalar olarak değerlendirilmesi ve ilişkilendirilmesi riskinin sabit olduğunu, “…” ibaresinin ilgili alanda çokça kullanılıyor olması ve zayıf ibare olmasının iş bu ibarenin jenerik ibare olarak değerlendirilmesi dolayısıyla da değerlendirme dışı bırakılması sonucunu doğurmadığını, kararda, 2011/30199 no’lu “…” ibareli markanın kazanılmış hak oluşturduğu konusunda hiçbir beyanda bulunulmadığını ileri sürerek, 2019-M-11547 karar no’lu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurul Kararının iptaline, 2019/33885 no’lu ve “… …” ibareli marka tescil talebinin reddine, tescil edildi ise hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili … A.Ş.’nin (…) lastik kaplama, jant ve akü alanlarındaki yatırımlarıyla, Çankırı ve Kırşehir hattında Türkiye’nin lastik ve otomotiv yan sanayi sektöründe dünya ile yarışan, % 100 yerli sermayeli en büyük sanayi ve ticaret gruplarından birisi olduğunu, “…” markasını bünyesinde bulunduran … Grubun, “…”ın dışında, “…” ile de ortaklığı bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasının 12/04/2011 tarih 2011/30199 numaralı başvuru ile 09. sınıfta zaten tescilli olduğunu, müvekkilinin, yeni başvuruda bulunduğu 2019/33885 no.lu “…” markasını, logolu müracaat ederek, “…” ibaresini ön plana çıkardığını, “… …” tanımında “…”in “extra” anlamına geldiğini ve davacının markası olan “…” ibaresinden ayrıştığını, müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde 2011/30199 no.lu markası gereği tescil tarihinden 5 yıl geçmesi neticesinde müktesep hak sahibi olduğunu, markalar arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak genel izlenimde ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığını, Türkçe karşılığı “güç” olan ihtilaf konusu “…” ibaresinin, özellikle 9. sınıfta bulunan piller, aküler, güç kaynakları ve tescili talep edilen 9. sınıfta bulunan malların bulunduğu birçok sektörde yaygın olarak kullanımı olan ve yine çok sayıda farklı firmanın, markalarında bir bileşen olarak kullandığı bir ibare olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, 2019/33885 kod numaralı markanın, Türkçe karşılığı “güç” olan ihtilaf konusu “…” ibaresinin, özellikle 9. sınıfta bulunan “piller, aküler, güç kaynakları” ve tescili talep edilen 9. sınıfta bulunan malların bulunduğu birçok sektörde yaygın olarak kullanımı olan ve yine çok sayıda farklı firmanın markalarında bir bileşen olarak kullandığı bir ibare olduğunu, “…” ibaresinin, dava konusu YİDK kararında da ifade olunduğu üzere herkesin kullanabileceği türden, tüketicilerin her sektörde maruz kaldıkları, fantezi-orijinal olmayan, ayrım gücü zayıf, basit bir ibare olduğunu, markalarda ortak kelime unsuru bulunmasının tek başına karıştırılma ihtimali yaratacak bir sebep olmadığını, başvuru sahibinin ihtilaflı mallar üzerinde tescilli “…” asli unsurlu 2011/30199 sayılı önceki markası ve başvurunun ret gerekçesi markalardan farklı olarak ihtiva ettiği diğer unsurlarla birlikte dikkate alındığında markalar arasında iltibas ihtimali bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, “…” ibaresinin markalarda müşterek olarak bulunan unsur olduğu, “…” ibaresinin Türkçe karşılığının güç, kuvvet, zorlamak, baskı yapmak vb. şeklinde olduğu, davacıya ait redde mesnet marka kapsamında yer alan emtialar ile benzer olduğu tespit edilen dava konusu marka kapsamında yer alan “Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri” emtiaları bakımından “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olduğu, dava konusu markanın ise yukarıda izah edildiği üzere şekil ve kelime unsurlarını birlikte içeren “…” ibaresinden oluştuğu, “…” ibaresinin “Pil” anlamına geldiği ve davaya konu emtialar bakımından ayırt edici etkinliği bulunmayan tali bir unsur olduğu, dava konusu markanın yazım şekli ve oluşturulma biçimi itibariyle itiraza mesnet marka ile yakınlaşmadığı da nazara alındığında salt markalarda yer alan zayıf karakterli müşterek bileşenlerden kaynaklı olarak markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunduğunun söylenemeyeceği, SMK m.6/1 hükmü koşullarının oluşmadığı, davalı şirkete ait 2011/30199 sayılı “…” markasının 25.07.2012 tarihinde tescil edildiği, tescil tarihi ile dava konusu marka başvuru tarihi arasında 5 yılı aşkın süre bulunduğu, dosya kapsamında, davalı şirketin, marka işlem aşamasında sunmuş olduğu dilekçelerinde, bu markasını “akü” olarak kullandığına dair, çeşitli görsellere yer vermiş olmakla, dava konusu markanın davalı şirkete ait önceki tarihli 2011/30199 sayılı “…” markasının asli unsuru korunarak oluşturulmuş ve yenileştirilmiş versiyonu olduğu, önceki tarihli markanın 5 yılı aşkın süredir tescilli olduğu ve artık olası hükümsüzlük tehdidi altında olmadığı, yine akü emtiaları üzerinde bu markanın kullanıldığı anlaşıldığından dava konusu marka kapsamında yer alan “Aküler” emtiaları bakımından davalı şirketin önceki tescilli markasından kaynaklı müktesep hakkının bulunduğu, davalı şirketin başka emtialar üzerinde önceki tarihli markasını kullandığını ispatlayamadığından “Akü” emtiası haricinde kalan diğer emtialara müktesep hakkın sirayet etmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin doğrudan tasviri bir ibare olmadığını, ayırt edici unsur olan “… ” ibaresinin şarjlar,buatler,şalterler, kablolar aküler gibi itiraz kapsamında yer alan diğer alanlarda doğrudan ya da dolaylı bir bağlantısının bulunmadığını, “…” ibaresinin tescili talep edilen mallar bakımından ayırt edici olup, benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiğini taraflara ait markaların ortak unsurunun “…” ibaresi olduğunu ve markalarda yer alan tek harflerin de ardışık nitelikteki harflerden olduğunu seri marka imajı yaratmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekiklinin “…” ibaresi üzerinde öncelikli hakkı olduğundan, “( … ) …” anlamına gelen davalı markasında, asli unsurun “…” olması sebebiyle, iltibas oluştuğunu, davalıya ait önceki tarihli 2011/30199 no’lu “…” ibareli markanın aküler alanında müktesep hak oluşturduğu yönünde karar verilmiş ise de tescili talep edilen markanın “…” olduğunu, yani önceki markaya ek olarak yer alan unsurlar içerdiğini, bu sebeple, önceki markanın “yenilenmiş hali” olmayıp, aksine ibarenin ek unsurlar eklenerek yeni bir marka oluşturulmuş hali olduğunu, bu sebeple davalıya ait 2011/30199 ” …” ibareli markanın müktesep hak oluşturduğuna dair değerlendirmeye katılmadıklarını ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka tescil başvurusuna itirazın reddine ilişkin YİDK kararı iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenim dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraf markalarında ortak olarak bulunan İngilizce “…” ibaresinin Türkçe karşılığının “güç, kuvvet,
zorlamak, baskı yapmak vb şeklinde olduğu, fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki
yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor, sınırsız, mutlak nitelik, bir
cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği, bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik,
endüstriyel ve askerî potansiyeli vb” anlamlara geldiği, mühendislik ve fizik alanlarında
kullanılan bir terim olduğu ve zayıf düzeyde ayırt ediciliğe sahip
bulunduğu, taraf
marklarında diğer (ayırt edici) unsur olan “…” / “v” harflerinin birbirlerinden bağımsız olduğu,
İngilizce sıralama içinde de “v” ile “…” harflerinin ardışık olduklarının söylenemeyeceği, markalar arasında ilk
bakışta iltibasa meydan verecek düzeyde yazı, şekil ve renk kullanımın bulunmadığı, marka işaretleri arasında benzerlik görülmediğinden, müktesep hak iddiasının tartışılmasının sonuca etkili olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2023
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…