Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/17 E. 2022/1524 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2020
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/02/2020 tarih ve 2018/446 E. – 2020/117 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2017/65842 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin 2004/05920 ve 2012/53925 sayılı, “…” ve “…” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın davalı … … Dairesi Başkanlığı kararıyla reddedildiğini, ancak söz konusu karara davalı şirketçe yapılan itiraz üzerine bu kez Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararı ile itiraz kısmen kabul edilerek başvuru kapsamındaki bir kısım emtianın çıkartılmasına karar verildiğini, oysa müvekkili şirketin dava konusu “…” markasını Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde kesintisiz ve yoğun bir biçimde kullanarak toplum genelinde bilinir ve tanınır bir marka haline getirdiğini, başvurunun başta … olmak üzere pekçok ülkede tescilli bir marka olduğunu, müvekkilinin özellikle radyo ve televizyon sektöründe yürüttüğü faaliyetlerinde bu markayı kullandığını, “…”un bir spor ve kondisyon yarışması olarak Meksika, Romanya, Kolombiya ve Brezilya’da yayında olduğunu, yakın bir tarihte de ABD’de yayına gireceğini, kısmi red kararına mesnet alınan “…” markası ile müvekkilinin “…” ibareli markasının görsel, işitsel ve anlamsal açılardan benzer olmadığını, davalı Kurumun sonu “…” ibaresiyle biten çok sayıda markayı tescil etmekte bir sakınca görmediğini ve bu emsal uygulamaların da dava konusu edilen idari işleme aykırı olduğunu, …. Genel Mahkemesinin yerleşmiş içtihatlarına göre tüketicilerin markalarda kelimenin ilk kısmına, sonuna nazaran daha çok dikkat ettiklerini, davalı tarafın itirazının kötü niyetli olduğunu, zira itiraza dayanak yapılan markaların 25, 28, 35 ve 41. sınıflarda kullanıldığının ispat edilemediğini ileri sürerek, YİDK’nın 20/09/2018 tarih ve 2018-M-6668 sayılı kararının müvekkili aleyhine olan kısımları itibariyle iptaline ve müvekkilinin 2017/65842 sayılı markasına ilişkin tescil başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamından çıkartılan çekişmeli mal ve hizmetlerin redde dayanak marka kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları, taraf markalarının tek bir kelime unsurundan oluştuğu, markaların esas unsurlarının “…” ve “…” ibareleri oldukları, bu kelimelerde ortak olan “…” ibaresinin markaların altı harfinin ve son iki hecesinin aynı olmasına sebebiyet verdiği, bu özelliklerin markaları görsel açıdan, bir bütün olarak ele alındıklarında, asgari düzeyde benzer kıldığı, markaların ilk hecelerinin farklı olmasının, bu asgari düzeydeki benzerliği ortadan kaldırmadığı, ancak aynı asgari düzeydeki benzerliğin markaların işitsel ve anlamsal açıdan incelenmesi neticesinde yakalanamadığı, ibarelerin ilk hecelerindeki ciddi fonetik farklılığın markaları ayrıştırdığı, markaların okunuşları ve kulakta bıraktıkları tınının farklı olduğu, ayrıca, karşılaştırılan ibarelerin anlamsal açıdan da farklı olduğu, Türkçe’ye “…” olarak çevrilen “…” kelimesinin atletizmde on pist ve saha yarışından oluşan, peş peşe iki gün içerisinde gerçekleştirilen ve atletlerin tüm branşlardaki performansının değerlendirildiği bir etkinlik olduğu, bu ibarenin iyi bilinen bir anlamı mevcut iken, diğer markada geçen “…” ibaresinin bilinen bir anlamının bulunmadığı, bu ibarenin orjinal ve davacı tarafından türetilmiş bir kelime olduğu, anlamsal açıdan ortaya çıkan bu farklılıkların fonetik farklılıklarda olduğu gibi, markaların görsel benzerliğini bertaraf ettiği, “…” ibaresinin “atletizmle ilgili” konuları çağrıştıran, evrensel düzeyde herkes tarafından bilinen veya bilinebilecek bir kelime olduğu, herkes tarafından bilinen ve kullanılan, ayırt edici niteliği zayıf ibarelerden oluşan markalarla iltibasın yapılacak küçük bir değişiklikle bertaraf edilebileceğine, bu tür zayıf ibareleri marka olarak seçen kişilerin bunun sonuçlarına katlanmak yani o tanıtma işaretinin bazı tedbirler alınmak ve ilaveler yapılmak suretiyle hafifçe değiştirilmiş şeklinin başkaları tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğuna dair yerleşmiş emsal yargı kararlarının bulunduğu, nitekim, davacının delilleri meyanında sunduğu belgelerden de görüleceği üzere, … marka kayıtları nezdinde basit bir araştırma yapıldığı zaman “…” ibaresini içeren/ihtiva eden veya bu ibareden türemiş ibareler taşıyan pek çok marka olduğunun da tespit edildiği, … benzer bulunmadığından tanınmışlığın somut olayda sonuca etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK’nın davacı başvuru sahibinin aleyhine davalı … itirazının kısmen kabulüne ilişkin 2018-M-6668 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında altı harfin ortak olması nedeniyle görsel açıdan benzerlik bulunduğunu, ilk hecelerdeki farklılığın bu benzerliği ortadan kaldıramadığını, başvurunun başında bulunan “….” hecesinin başvurunun farklılaşmasını sağlayamadığını, hatta “eski, önceki” anlamını vermesi nedeniyle başvurunun davalının daha eski markası olduğu vurgusunu yaptığını, bu haliyle başvurunun iltibas ve haksız yararlanmaya sebep olacağını, davalı markasının tanınmışlığının taraf markaları arasındaki iltibası artırdığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları arasında “…” ibaresinin ortak olarak yer almasından kaynaklı bir kısmi benzerlik bulunmakta ise de, gerek bu ibarenin atletizmle ilgili konuları çağrıştırması, gerekse davalı Kurum nezdinde tescilli bu ibareyi taşıyan markaların başka markaların bulunması nazara alındığında başvurunun ilk kısmındaki farklılığın davalının markasından yeterince farklılaşmayı sağladığı, davacı markasını gören tüketicilerin bunun davalının markalarından farklı bir marka olduğunu derhal ve hiç düşünmeden algılayabilecekleri, … arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir benzerlikten söz edilemeyeceği anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Kurumundan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip