Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1690 E. 2023/1597 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1690
KARAR NO : 2023/1597
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2020
NUMARASI : 2019/10 E. – 2020/307 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/10/2020 Tarih ve 2019/10 Esas – 2020/307 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusuna, “… …” ibareli markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının dava konu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markaları arsında iltibas bulunduğunu, müvekkilinin markalarında yer alan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda aynen yer aldığını, başvuruda yer alan diğer kelimelerin “…” ibaresini nitelediğini ileri sürerek, YİDK’ın 2018-M-9317 sayılı kararının 30. sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” malları yönünden iptaline, dava konusu başvurunun tescili halinde anılan mallar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “… ” ibareli marka başvurusu ile davacının “… … ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının”… …” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “… …” markalı mallarından satın almak isterken davalının “… ” ibareli başvuru markalı malı satın almak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısının da oluşmayacağı, tarafların marka işaretleri benzemediğinden, SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve … …” markalarına ayırt edicilik kazandırarak tanınmış hale getirdiğini, dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda aynen yer aldığını, başvuruda yer alan diğer kelimelerin “…” ibaresini nitelediğini, bu nedenle ayırt edicilik sağlamadığını, taraf markalarını “kahve” emtiasına gören tüketicinin iki markayı ilişkilendirileceğini, dava konusu başvuru kapsamında yer alan uyuşmazlık konusu malların müvekkilinin markaları kapsamında yer alan mallarla benzer bulunduğunu, markalar arasında iltibas koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, bir bütün olarak dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “… …” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ülkemizde yaygın olarak kullanılan bir isim olduğu, sırf bu ibarenin markalarda ortak olarak yer almasının iltibasa yol açmayacağı, dava konusu başvuruda yer alan diğer ibarelerin yeterli ayırt ediciliği sağladığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 08/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2024

Başkan

Üye

Üye

Katip