Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1687 E. 2023/1595 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1687
KARAR NO : 2023/1595
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2021/94 E. – 2021/300 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/09/2021 tarih ve 2021/94 Esas – 2021/300 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 2018/29647, 2012/59541, 2004/10396, 2002/06025 sayılı ve “…+şekil”, “… …+şekil”, “…”, “…+şekil” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markaları arasında iltibas bulunduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, ayrıca dava konusu başvuru ile müvekkilinin “….com.tr” ibareli alan adı da benzer olduğundan dava konusu markanın SMK’nın 6/6 maddesi gereğince de hükümsüz kılınması gerektiğini, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, … YİDK’ın 2021-M-611 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2019/111278 sayılı ve “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markalarının bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle, iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olmadıklarını müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, 27 yıldır faaliyet gösteren davalı şirketin araç servis, yedek parça ve TSE kapsamında ADR taşıt uygunluk muayene merkezi faaliyeti konusunda Türkiye’nin lokomotif firmalarından olduğunu, müvekkilinin 1994’ten beri şirket ismi olan “…” kelimesinin İngilizcesi ve treyler ekipmanı üreticisi olması nedeniyle parça kelimesinin İngilizcesi olan “… “kelimesinin birleşmesi ile “…” adı altında markalaşmak üzere 2019/111278 sayılı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, markalar arasında işaret ve emtia benzerliğinin oluşmadığını, müvekkilinin markasının tamamen özgün bir şekil unsuru içerdiğini, “…” ibaresinin İngilizcesi olan … ibresinin ayırt edici gücü düşük bir ibare olduğunu, dolayısı ile sadece “…” ibaresinden yola çıkılarak markaların benzer kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, başvuru kapsamında yer alan 4 ve 37 sınıf mal/hizmetler yönünden emtia benzerliği şartının gerçekleştiği, ancak marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, iltibas koşullarının oluşmadığı, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan şartlar oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi bulunmadığından, tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, davacının alan adı ile de dava konusu başvuru arasında bir benzerlik bulunmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusı markanın müvekkilinin markaları ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğunu, başvuruda yer alan farklı unsurların yeterli ayırt ediciliği sağlamadığını, dava konusu başvurunun müvekkili markalarının tescilli olduğu ve tanınmış bulunduğu emtiada tescil edilmek istendiğini, “…” ve “…” şeklinde iki akaryakıt istasyonu yan yana açılması durumunda müvekkilinin markasının ayırt edici niteliğinin olumsuz etkileneceğini, dava konusu markanın seçilmesinin tesadüfi olmadığını, belli bir tanınmışlığa ulaşan müvekkilinin markalarından yararlanma amacıyla yapıldığını, taraf markalarının aynı renklerden oluşmasının iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmadığını, oysaki kurumsal renklerin akaryakıt istasyonları içi oldukça önem arz ettiğini, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 4. ve 37. sınıf mallar müvekkili mallarının kapsamında aynen yer aldığı gibi başvuru kapsamında yer alan 12. sınıf mallar ile müvekkilinin markaları kapsamında yer alan 37. sınıf hizmetlerin de benzer olduğunu, anılan mal ve hizmetlerin benzer olduğuna dair Yargıtay kararları bulunduğunu, diğer yandan konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, bir bütün olarak dava konusu “şekil+…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, davacının markalarının tanınmış olup olmadığının sonuca etkili bulunmadığı, kötü niyet iddiasının da ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 08/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2024

Başkan

Üye

Üye

Katip