Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1681 E. 2022/289 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/12/2019 tarih ve 2018/428 E. – 2019/447 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin….. karar ile 20. sınıf yönünden reddedilip, 35. sınıf yönünden ise kısmen kabulüne karar verildiğini, oysa müvekkilinin markalarının …… sınıf malları ve hizmetleri içerdiğini, başvurunun da 20 ve 35. sınıf malları ve hizmetleri kapsaması nedeni ile davalı markası ile davacıya ait markanın aynı mal ve hizmetleri içerdiğini, 20. sınıf malların ve hizmetlerin alıcısı konumundaki ortalama tüketici ve yararlanıcı kitlesinin, özellikle marka ve başvuru konusu işaretlerin asil ve ayırt edici unsurlarının benzer olması da göz önüne alındığında, bu iki markayı ilişkilendirmesinin kaçınılmaz olduğunu, YİDK kararının çelişkili bulunduğunu, başvurunun asli unsurunun “…..” ibaresi olduğunu, bu hali ile davalıya ait başvurunun, müvekkilinin markalarının yeni bir versiyonu veya serisi gibi algılanma ihtimalinin yüksek bulunduğunu, “…” ibaresinin davacının aynı zamanda ticaret unvanında da kullanıldığından, marka tescil başvurusunun tümden reddinin gerektiğini, davacı markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyinin ve yaygınlığının da sabit olduğunu ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin “…” ibareli markanın kullanıldığı sektör ve sınıflar kapsamında gerçek hak sahibi olduğunu, markaların faaliyet konusu arasında hiçbir benzerliğin bulunmadığını, davalının ”…” ibaresine ilişkin müktesep hakkının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının “……” ibareli marka (başvuru markasının kapsamında kalan mal/hizmetlerde) başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulduğu algısının da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri (başvuru markasının kapsamında kalan mal/hizmetlerde) benzemediğinden, 6769 sayılı SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı, yine taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da somut delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirkete ait markaların 01, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 25, 26, 27, 28, 29, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. sınıf malları ve hizmetleri içermekte olup, davalının başvurusunun da 20 ve 35. sınıf malları ve hizmetleri içerdiğini, dolayısıyla davalı markası ile müvekkiline ait markanın kullanım amacı, kullanım şekli, dağıtım kanalları, hitap edilen tüketici kesimi, malların genel kaynağı gibi faktörler bakımından, benzer ve/veya aynı mal ve hizmetleri kapsadığını, bu açıdan gerek bilirkişi gerekse Yerel Mahkeme tarafından eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, müvekkilinin tescilli markaları ile aynılığının ya da benzerliğinin bulunması ve kapsadığı mal veya hizmetlerin de aynı olması nedenleri ile açıkça markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin T/02544 başvuru numaralı “…+şekil” ibareli markası hakkında ….., durumunun “….” olduğunun belirtilmesine rağmen, bilirkişi incelemesinde bu hususta değerlendirme yapılmadığını, tanınmış markaların farklı sınıflarda da korunacağını, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğuna ilişkin somut delillerin dosya kapsamında mevcut olmasına rağmen, her nasılsa bilirkişi raporu içeriğinde, müvekkilinin markasının “tanınmışlık düzeyinin dava dosyasına sunulmuş herhangi bir delil ya da belge ile ispatlanamadığı anlaşılmış olmakla…” denilmekle açıkça delillerin incelenmesinin ve değerlendirmesinin hatalı/eksik yapıldığını, dolayısıyla SMK 6/5 maddesi uyarınca tarafların markalarının farklı sınıfları kapsaması halinde dahi tescil başvurusunun reddinin gerektiğini, davalının markasının içeriğinde tanınmış marka ibaresinin kullanılmasının, davalının işbu markadan haksız yarar sağlamaya çalıştığını ortaya çıkardığını, davalının bu nedenle kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin istinaf isteminin 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca süresinde olduğu, davalının başvurusunda kalan 20. sınıf mallar ile 35/5. sınıf hizmetlerin benzerinin, davacının itirazına mesnet …..ı markalarının kapsamında yer almadığı, her ne kadar dava dilekçesinde bu markalara ilaveten……. sayılı tanınmış markasının tescil kaydında yer alan “…..*” ibareli sınıf kaydının, davacıya herhangi bir emtia sınıfında koruma sağlamasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.