Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/168 E. 2022/1699 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/168 – 2022/1699
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/168
KARAR NO : 2022/1699
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2020
NUMARASI : 2020/112 E. – 2020/358 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/12/2020 tarih ve 2020/112 Esas – 2020/358 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, davalı şirketin “…” ibaresini 41.sınıfta marka olarak tescil ettirmek üzere diğer davalı Kuruma başvurduğunu, … kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa “…” markası üzerinde, müvekkilinin gerçek ve öncelikli hak sahipliğinin bulunduğunu, müvekkiline ait “…” ibaresinin, dava konusu markanın başvuru tarihinden önce 2015 yılından bu yana her yıl düzenlenmekte olan bir festivalin ismi olarak kullanıldığını, davalı Şirketin bu festival ile bir ilgisi bulunmadığını, www…..com alan adlı arama motoruna “…” ibaresi yazıldığında, müvekkili ve müvekkilinin tüm haklarını devraldığı firmalar tarafından “…” adı altında düzenlenen festival haberlerine ve faaliyetlerine yönlendirme yapıldığını, “…” isimli festivale duyulan yoğun ilgi ve katılım ile ünlü sanatçıların organizasyonda yer alması nedeniyle festivalin yüksek düzeyde tanındığını, kısa sürede festival ve organizasyon sektöründe bilinir bir marka haline geldiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2020-M-11 sayılı YİDK kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, SMK’nın 6/3 maddesi koşullarının oluşmadığını, başvurunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili Şirketin kurulduğu 2010 yılından beri Türkiye’de müzik, festival ve eğlence sektörüne yön verdiğini, davacının dava konu “…” markası üzerinde SMK’nın 6/3 maddesi kapsamında korunan bir hakka sahip olduğunu kanıtlayamadığını, müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusunun kötü niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının “…” ibaresi üzerinde dava konusu hizmetler bakımından gerçek hak sahipliğinin bulunduğu, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı, başvurunun kötü niyetli yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’nun 2020-M-11 sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, mahkeme kararında, savunmalarında belirttikleri hususlara değinilmeden eksik ve hatalı bilirkişi raporu esas alınarak “…” ibaresi üzerinde davacının gerçek hak sahibi olduğu kanaatine varıldığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, zira mahkeme kararında, davacının sunmuş olduğu delillerin tek tek yazıldığını ancak deliller ile birlikte davacının gerçek hak sahibi olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadan davacının “…” ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğu sonucuna varıldığını, bir ibare üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişinin, söz konusu ibareyi, başkası tarafından kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta, ciddi kullanım teşkil edecek şekilde ticaret alanında kullandığını ispat etmek durumunda bulunduğunu, davacının sunmuş olduğu deliller ile gerçek hak sahipliğini ispatlayamadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı ile dava dışı üçüncü kişiler arasında adi yazılı şekilde yapılmış olan marka devir sözleşmesinin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, zira devir sözleşmesinin noter tarafından onaylanmış bir sözleşme olmadığını, tescilli markalar için aranan bu şartın tescilsiz markalar için de aranmasının gerektiğini, bu yönden mahkeme kararında bir değerlendirme olmadığını, davacının, … sayılı “…” markasının tesciline yapmış olduğu itirazın ve dolayısıyla davanın dayanağı olan Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6/3. maddesinin somut olaya uygulanma koşullarının oluşmadığını, davacı kullanımının yerelliği aşmadığını, davacının markayı üzerinde kullandığını ispatlayamadığı hizmetler bakımından hükümsüzlük kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, karara dayanak yapılan 02.11.2020 tarihli bilirkişi raporuna itirazları değerlendirmeden eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “…” ibaresi üzerinde SMK’nın 6/3 maddesi kapsamında, tescilsiz marka kullanımından doğan öncelik hakkının bulunduğu, zira, davacının söz konusu ibareyi, dava konusu başvuru tarihinden önce yerelden daha geniş bir coğrafyada, nizasız, fasılasız ve yoğun bir biçimde kullandığı, bu kullanımın SMK’nın 6/3 maddesinde aranan nitelikte bir kullanım olduğu, davacının söz konusu ibareyi üzerinde kullandığı hizmetlerin, dava konusu başvuru kapsamında yer alan hizmetlerle aynı tür bulunduğu, dolayısıyla SMK’nın 6/3 maddesi koşullarının somut olayda gerçekleştiği, her ne kadar söz konusu ibareyi daha önce tescilsiz biçimde kullanan dava dışı şirketlerle davacı arasındaki tescilsiz markanın devrine ilişkin 28.12.2017 tarihli sözleşmenin noter onaylı olmaması nedeniyle geçersiz bulunduğu savunulmuş ise de SMK’nın 148/4. maddesindeki geçerlilik şartının, tescilli markalara ilişkin olduğu, tescilsiz markaların devrine ilişkin SMK’da bir hüküm yer almadığı ve bu itibarla tescilsiz markaların devrinin genel hükümlere tabi bulunduğu, buna göre tescilsiz markanın devrine ilişkin özel bir şekil şartı ön görülmediğinden 28.12.2017 tarihli sözleşmeye itibar edilmesi gerektiği anlaşılmakla, davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile Davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Şirketinden alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 21,40 TL bakiye harcın anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı… alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 26,30 TL bakiye harcın anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- İstinaf aşamasında davalı … ile davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.