Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1666 – 2023/1477
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1666
KARAR NO : 2023/1477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI : 2020/381 E. – 2021/247 K.
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/06/2021 tarih ve 2020/381 Esas – 2021/247 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacılar vekili, “…” ibaresinin pek çok mal ve hizmette müvekkilleri adına tescilli olduğunu, bu markaların tanınmış marka olduğuna ilişkin bilirkişi raporu ile kesinleşmiş mahkeme kararının bulunduğunu, davalı Şirketin 2019/49325 sayılı “… …” ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkillerinin bu başvuruya itiraz ettiklerini, müvekkili … … şirketinin itirazının reddedildiğini, diğer müvekkilinin itirazının ise kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 1. sınıfta yer alan malların çıkarıldığını, oysa başvurunun tümden reddedilmesinin gerektiğini, zira tüketicilerin başvuru konusu “… …” ibareli markayı gördüğünde, müvekkillerine ait, bildiği, güvendiği “…” markasının serisi olduğunu ya da müvekkillerince lisans verilerek kullandırıldığını düşüneceğini, dolayısıyla iltibasın tüm koşullarının gerçekleştiğini, ayrıca müvekkili markalarının tanınmış olmaları ve “…” ibaresinin müvekkillerinin ticaret unvanlarının çekirdek kısmını oluşturması nedeniyle de başvurunun reddinin gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in 2020-M-9805 ve 2020-M-9830 sayılı kararlarının iptaline, 2019/49325 başvuru numaralı markanın tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru kapsamında yer alan malların davacıların itirazlarına mesnet markaların kapsamlarında yer almadığını, bu sebeple çekişme konusu markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, tanınmışlığa ve ticaret unvanına dayalı iddiaların da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı tarafça, itirazlarının reddine dair YİDK kararlarının iptali talep edilmiş ise de müvekkilinin “… …” ibareli başvurusunun bir başka YİDK kararı ile reddedildiğini, dolayısıyla bu davanın konusuz kaldığını, dava açılmasında hukuki yarar olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacılardan … …’e ait 2017/96103, 2017/90575, 2017/78874, 2017/78871, 2017/78451, 2017/67282, 2017/50096, 2009/23693 tescil numaralı markalar ve diğer davacı … …’e ait 2013/84314 marka ile dava konusu başvuru arasında emtia benzerliğine ilişkin koşulun gerçekleşmediği, bu sebeple davacıların itirazlarına mesnet markalar ile başvuru markası arasında benzerlik/karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacılardan … … tarafından redde mesnet gösterilen 2013/105377 tescil numaralı markanın sahibinin dava dışı firma olduğu, bu sebeple benzerlik değerlendirmesinde esas alınmadığı, davacılara ait markaların tanınmışlığını ispata yönelik dosya içerisinde yeterli düzeyde delile rastlanılmadığı, davacıların faaliyet alanları ile davalı marka başvurusu kapsamında kalan mallar arasında benzerlik olmadığından SMK’nın 6/6 maddesi anlamında bir tescil engelinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, gerekçeli kararda ve karara esas alınan bilirkişi raporunda, SMK’nın 6/5 kapsamında yapılan değerlendirmenin eksik incelemeye dayalı olduğunu, müvekkillerine ait web sitesi adresleri üzerinden, müvekkilleri markalarının tanınırlığının ulaştığı coğrafi alanın, markaların kullanım süresinin, aldığı ödüllerin, haberlerin, yurt içi ve dışı projelerin incelenmediğini, bu konuda, aynı mahkemede görülen bir başka dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, müvekkili markalarının tanınmış olduğunun açıklandığını, bu raporun da sunarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda itiraz etmelerine rağmen bu itirazlarının karşılanmadığını, müvekkilleri markalarının ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle dava konusu başvurunun, müvekkilleri markalarının ayırt edici karakterini zedeleyeceğini, ayrıca müvekkilleri markalarının tanınmışlığından başvuru sahibinin haksız yararlanacağını, müvekkilleri markalarının itibarlarının da zarar göreceğini, SMK’nın 6/5 maddesinde düzenlenen koşulların somut olayda gerçekleştiğini, SMK’nın 6/6 maddesi yönünden yapılan değerlendirmenin de yerinde bulunmadığını, “…” ibaresinin müvekkillerinin ve grup şirketlerinin ticaret unvanlarında yer aldığını, sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice Sınıflandırmasının gerekse …’in Sınıflandırma Tebliğlerinin mahkemeler için bağlayıcı olmadığını, mahkemece somut olayın özelliklerine göre benzerlik değerlendirilmesi yapılmasının gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuru kapsamında kalan mallarla, davacıların itirazlarına mesnet markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında bir benzerlik olmadığı, emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinden söz edilemeyeceği, YİDK kararının iptaline yönelik davanın, marka başvurusuna itiraz aşamasında sunulan delillerle sınırlı olarak incelenmesinin gerektiği, bu kapsamda marka başvuru dosyasına sunulan delillerle davacılara ait markaların tanınmış olduklarının ispat edilemediği, dolayısıyla SMK’nın 6/5 maddesi anlamında bir tescil engelinin bulunmadığı, davaya konu marka tescilli olmadığından, hükümsüzlük davası yönünden davacılar markalarının tanınmış olup olmadıklarının araştırılmasına gerek olmadığı, davacıların faaliyet alanları ile dava konusu başvuru kapsamındaki mallar farklı olduğundan SMK’nın 6/6 maddesi kapsamında da bir tescil engeli bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davacılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.