Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1665 E. 2023/1605 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1665 – 2023/1605
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1665
KARAR NO : 2023/1605
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI : 2020/328 E. – 2021/198 K.

DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/06/2021 tarih ve 2020/328 Esas – 2021/198 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı Şirket vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, davalı Şirketin 2019/77977 sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli “…” ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya itiraz edildiğini, davalı Kurum tarafından müvekkili itirazlarının reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik olduğunu, başvuru konusu ibarenin, müvekkili markaları ile bir harf dışında tamamen aynı bulunduğunu, davaya konu YİDK kararında “kullanım ispatına ilişkin delil sunulmadığı ya da sunulan delillerin yeterli bulunmadığının tespit edildiğinden” gerekçesine yer verilmiş ise de bu gerekçenin yerinde olmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2020-M-7294 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının itiraza cevap dilekçesinde kullanım ispatı talep ettiğini ancak davacının delil sunmadığı veya sunduğu delillerin yeterli olmadığını, bu sebeple SMK’nın 6/1 maddesi kapsamındaki itirazın yerinde görülmediğini, itiraza mesnet 2012/01632 sayılı marka ile dava konusu başvuru arasında ise karıştırılma ihtimali olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının “…” ibareli markayı kullanmadığını, benzer ürün olan sayaçlarda davacının …” logosunu kullandığını, “…” ibaresinin, endüstriyel ve elektronik kelimelerinin kısaltması olarak sektörde sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu, dolayısıyla bu ibarenin bir firmanın tekeline verilemeyeceğini, davacı markasında yer verilen “…” ibaresinin de sayaç kelimesinden türetildiğini, buna göre müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamında yer alan malların, davacının markalarının kapsamında yer alan mallarla aynı/aynı tür/benzer olduğu, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından da benzerlik bulunduğu, davacıya ait 2007/06682 sayılı markanın kapsamındaki mallar bakımından kullanımının ispatlanamadığı, dava konusu marka ile davacıya ait 2012/01632 sayılı marka arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının dava konusu ibare üzerinde dava konusu mallar bakımından eskiye dayalı kullanımını ispatlayamadığı, kötü niyet iddialarının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2020-M-7294 sayılı kararının iptaline, davaya konu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, davacının itirazına mesnet 2012/01632 sayılı “…” ibareli marka ile dava konusu başvuru arasında kısmi bir benzerlik bulunmakla birlikte markaların işitsel, görsel ve kavramsal yönden sahip oldukları bütünsel algı itibarıyla önemli düzeyde de farklılaştığını, ayrıca tescili talep edilen mallar ile 2012/01632 sayılı markanın tescil kapsamında bulunan hizmetler arasındaki benzerlik düzeyinin de zayıf olduğunu, anılan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, emtia benzerliğine ilişkin koşulun da gerçekleşmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, yerel mahkemece, “…” ibaresinin üretilen mal ve hizmeti karşılayan kavram ile özdeş bir işaret olduğu ve ayırt ediciliğinin bulunmadığı hususları dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, davacı markalarını oluşturan “…” ibaresinin, endüstriyel ve elektronik kelimelerinin kısaltması olduğunu, dolayısıyla bu ibarenin tanımlayıcı bir işaret niteliğinde bulunduğunu, davacı adına tescilli “…” markasının özgün nitelikte bir marka olmaması ve ayırt ediciliğinin düşük bulunması nedeniyle müvekkili başvurusunda yer verilen “y” harfi markaya ayırt edicilik kazandırıldığını, buna rağmen mahkemenin, markalar arasında benzerlik bulunduğunu kabul etmesinin hatalı olduğunu, mahkemece eksik, hukuka aykırı ve denetime elverişsiz bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının ve bu rapora yaptıkları itirazların değerlendirilmemesinin doğru olmadığını, müvekkili başvurusu ile davacının 2012/01632 sayılı markası arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacı ile müvekkili tarafından benzer alanda üretilen mal ve hizmetlerin, sadece o konuda uzmanlık sahibi olan kişilerin ilgi alanına girdiğini, davacının “…” ibareli markayı kullanmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…+şekil” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet 2012/01632 sayılı “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin olduğu, zira markalar arasında yalnızca dava konu başvuruda fazladan “y” harfine yer verilmesinden kaynaklanan bir farklılık bulunduğu, bu harfin de ibarenin sonunda olması nedeniyle yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, öte yandan her ne kadar “…” ibaresinin ayırt ediciliği çok yüksek değil ise de asgari bir korumayı haiz olduğu ve bir bütün olarak başvuruya yeterli ayırt ediciliğin katılmadığı anlaşılmakla, davalı Şirket vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Şirket vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı Şirket ile davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davalı Şirket ile davalı … ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı Şirket ile davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.