Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1655 E. 2021/1622 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1655
KARAR NO : 2021/1622
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI : 2020/176 E. – 2021/104 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Faydalı Model Hakkına Tecavüzün Durdurulması, Önlenmesi

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/04/2021 tarih ve 2020/176 E. – 2021/104 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili adına tescilli TR 2012 02459 sayılı “…………………….” adlı faydalı model belgesinin bulunduğunu, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının, müvekkilinin faydalı model hakkına tecavüz etmesi nedeniyle Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/102 esas sayılı dosyasında görülen davanın açıldığını, bu davada 12.05.2014 tarihinde “davalı şirketin davacıya ait faydalı modeliyle benzerlik teşkil eden ve saklama ve taşıma kaplarında kullanılan köşe buz akülerinin üretiminin durdurulmasına” şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ihtiyati tedbir kararından sonra artık kurumlara satış yapamayan davalı Şirketin, bu defa da işbu davaya konu silindir buz akülü taşıma kabını ürettiğini ve TR 2014 06927 nolu faydalı model başvurusunu yaptığını, bu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü için dava açtıklarını, bu davada da, faydalı model belgesi ücreti ödenmediğinden faydalı model belgesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, hükümsüzlük davası bu şekilde sonuçlandıktan sonra davalının silindir buz akülü taşıma kabını yeniden kullanmaya başladığını, söz konusu silindir buz akülü taşıma kabının, müvekkili adına tescilli TR 2012 02459 sayılı faydalı model belgesine tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, faydalı model belgesine tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacısının … … …. Turz. İnş. Gıda Teks. Mak. İma Ve Tic. Ltd. Şti, davalısının ise … … -… … … olduğu, dava konusunun ise davacı tarafın 2012/2459 tescil sayılı faydalı model belgesine konu “… … … … …” isimli ürünün davalı tarafça izinsiz olarak üretildiği ve satışa sunulduğundan dolayı davacının faydalı modelden doğan mali ve manevi hakların ihlal edildiği iddiasıyla faydalı modele tecavüz ve haksız rekabete yönelik eylemlerin men’ine, önlenmesine, durdurulmasına, 8.128,08 TL maddi ve 5000 TL manevi tazminat talep edildiği, bu davada yapılan yargılama sonunda ise 03/10/2018 tarih 2013/102 esas, 2018/362 karar sayılı karar ile “Davanın kabulü ile davalı taraf eyleminin davacının 2012/02459 sayılı faydalı model hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğundan faydalı modele tecavüz ve haksız rekabete yönelik eylemlerin MEN’İNE, ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA, …” şeklinde karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, 6100 sayılı HMK 114/1-h-ı maddesi kapsamında, aynı olay hakkında davacının tekrar dava açması, daha önce aynı faydalı modele dayalı aynı taraf hakkında verilen “faydalı modele tecavüz ve haksız rekabete yönelik eylemlerin MEN’İNE, ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA,” yönelik bir karar bulunması, bu kararın aynı zamanda ileriye yönelik tecavüzün önlenmesini de içermesi ve kararın henüz kesinleşmemesi karşısında davacının tekrar dava açmasında hukuki yararının olmadığı gibi derdestlik koşulunun da oluştuğu gerekçesiyle davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin aynı konuda derdest davanın olduğu iddiasını kabul etmediklerini, dava dilekçesinde, 2012/02459 sayılı faydalı model belgesine, davalı tarafın gerçekleştirdiği birebir aynı ürün üretmek suretiyle tecavüz ettiği Ankara 4. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/102 E. sayılı dava dosyasından bahsedildiğini, bu şekilde davalı tarafın, müvekkilinin korunan hakkına karşı gerçekleştirdiği haksız eylemlerin devamlılığının açıklanmak istendiğini, mahkemenin 2013/102 E. sayılı dosyasına konu olayda davalı tarafın, müvekkiline ait ürünün, birebir aynısını ürettiğini, işbu davada ise faydalı model hakkı ile korunan fayda ve yeniliğin, davalı tarafa ait silindir buz akülü taşıma kabında aynı olmakla birlikte benzerini ürettiğini, davalı tarafın silindir buz aküsü kullanılarak tamamen farklı bir ürün ürettiğini savunduğunu, taraflarınca ise esasen buz aküsünün dış kaba yaslanan tarafların kesilmesi ile geometrik şeklin değiştirildiğinin ancak faydalı model belgesinin koruduğu fayda olan orta silindir kabının 360 derece sarma özelliğinin, davalı tarafa ait üründe, birebir şekilde kullanıldığının ileri sürüldüğünü, ilk derece mahkemesi tarafından, dava konusu kutulara ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini, huzurda açılan davada farklı bir ihlalin söz konusu olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, faydalı model belgesi tecavüzün durdurulması, önlenmesi ile hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı tarafça, adına tescilli TR 2012/02459 sayılı faydalı modele tecavüzde bulunulduğu ileri sürülerek, tecavüzün durdurulması ve önlenmesi talep edilmiş olup, ilk derece mahkemesince derdestlik ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Gerçekten de 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı bendinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ancak derdestlikten söz edilebilmesi için her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin (vakıalarının) aynı olması gerekir. Somut olayda, davacı tarafça yine bu davanın davalısına karşı açılan ve Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/102 Esas sayılı dosyasında görülen davaya konu davalı ürünü ile işbu davaya konu davalı ürününün aynı olması halinde derdestlikten söz edilebilir ise de davacı tarafça her iki davaya konu davalı ürünlerinin farklı olduğu ileri sürülmektedir. Dava dilekçesinin içeriğinden de açıkça davacının ürünlerin farklı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince öncelikle bilirkişi incelemesi yapılarak her iki davaya konu davalı ürünlerinin aynı olup olmadığının belirlenmesi suretiyle sonucuna göre derdestlik dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadan doğrudan doğruya davanın derdestlik dava şartı eksikliğinden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, dava açılmasında hukuki yarar olması ile davanın derdest olmaması ayrı ayrı dava şartı olarak düzenlenmiş olup, yukarıda açıklanan biçimde yapılacak inceleme sonucunda davanın derdest olması halinde yalnızca bu nedenle davanın reddine karar verilmesi mümkün bulunduğundan, ayrıca hukuki yarar dava şartı eksikliği nedeniyle de davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde ilk derece mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadığından ve değerlendirilmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/04/2021 gün ve 2020/176 E. – 2021/104 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip