Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1646 E. 2023/1627 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1646
KARAR NO : 2023/1627
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2021
NUMARASI : 2021/36 E. – 2021/321 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/09/2021 tarih ve 2021/36 Esas – 2021/321 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 2014/90297, 2016/68641, 2019/39280 sayılı “…”, “… …”, “…+şekil” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “şekil+…” ibaresini 16 ve 41. sınıflarda marka olarak tescil ettirmek üzere davalı … başvuruda bulunduğunu, 2019/39439 kod numarasını alan başvurunun, Markalar Dairesi Başkanlığının kararı ile SMK’nın 5/1-ç maddesi gereğince 41. sınıf hizmetler yönünden reddedildiğini, markanın 16. sınıf mallar bakımından yayımı üzerine başvuruya yaptıkları itirazın ise Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK’nın madde 6/1. maddesi gereğince haklı bulunarak davalı şirket marka başvurusundan 16. sınıfta yer alan “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar” mallarının çıkarılarak kalan mallar yönünden tescil işlemlerinin devamına karar verildiği; bu kararın yeniden incelenmesi taleplerinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedilmiş olduğunu, müvekkili şirketin markalarının kapsadığı hizmetlerle davalı şirketin başvurusu kapsamında kalan hizmetlerin benzer olduğunu, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu markaları 2011 yılından bu yana kullandığını, müvekkili şirketin ticaret unvanını da 2015 yılından bu yana markasal şekilde aralıksız ve fiili olarak kullanmakta olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-9894 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, davacı şirketin müvekkilinin marka başvurusundan çıkarılmasını talep ettiği emtiaların Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile başvuru kapsamından çıkarıldığını, kalan emtiaların davacının markalarının kapsamında yer almadığını, davacı şirketin markalarının başkaca unsurlar içermesi nedeni ile “…” ibaresinden kaynaklı benzerliğin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin de 2016/50534 sayılı ve “…” ibareli markasının bulunduğunu, bu markanın müstakil bir biçimde eğitim ve öğretim hizmetleri kapsamında koruma altına alındığını, davacı şirketin davaya dayanak göstermiş olduğu markalardan 2019/39280 sayılı markanın davalının itirazları kapsamında reddine karar verildiğini, bu konuda verilen kararın iptali için davacı tarafından açılan davanın Ankara 3. FSHHM’nin 2020/400 E. sayısı ile derdest olduğunu, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan davaların birleştirilmesinin gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markaları benzer ise de, markaların kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı ya da benzer olmadığı kanaati belirtildiği için somut olayda iltibas tehlikesinin oluşmadığı, davacı markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı, davacı tarafça sunulan delillerin davalının dava konusu marka başvurusunda yer alan “Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Kırtasiye, büro, eğitim öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.” malları yönünden davacının gerçek hak sahipliği iddiasını ispata elverişli olmadığı, bu nedenle somut olayda gerçek hak sahipliği iddiasına bağlı sonuçların oluşmadığı, ticaret unvanına dayalı olarak bir markanın tesciline itiraz ediliyor ise, tescilli ticaret unvanına ait sicil kaydındaki faaliyet konuları ile tescil edilmek istenen markanın kapsayacağı mal veya hizmet listesinin karşılaştırılarak, başvurunun önceki sınaî hak kapsamında kalıp kalmadığının incelenmesi gerektiği, ayrıca yine tescilli ticaret unvanına dayalı kullanım ile itiraz edilen markayı oluşturan işaretin de ilgili tüketici nezdinde iltibasa yol açacak bir benzerlik taşımaları gerektiği, üstün hak sahipliğinin unvana dayalı edinildiği bir durumda önem teşkil eden bir diğer hususun ticaret unvanının, markasal etki doğuracak düzeyde kullanılıyor oluşu olduğu, başka bir ifadeyle özünde farklı bir sınai hak çeşidi olan ticaret unvanının, öz niteliğinden sıyrılarak, ilgili tüketici nezdinde aynı zamanda markasal bir etki doğuracak şekilde kullanımı olduğu, somut uyuşmazlıkta davacı yanın, dava konusu markanın tescili kapsamında yer alan 16. sınıf mallarda, ticaret unvanının kılavuz unsurunu oluşturan ibareyi kullanımlarını gösterir deliller bulunmadığı, nitekim sunulan tüm delillerin, ayrıntılı olarak ele alınmış olup ticaret unvanının kılavuz unsurunun “… …” olmasının örtüşmeyen faaliyetler açısından davacı lehine ek bir koruma sağlamayacağı, dosya kapsamında davalı şirket başvurusunun kötüniyetli olduğuna ilişkin somut veri bulunmadığı, gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tescil başvurusu kapsamında kalan mal ve hizmetlerin benzer olduğunu, bu yönde emsal Yargıtay kararları bulunduğunu, müvekkili dava konusu markayı 2011 yılından beri kullanageldiğinden gerçek hak sahipliği yönünden hatalı karar verildiğini, ticaret unvanı yönünden de hatalı değerlendirme yapıldığını, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, dava dilekçesine ekli delillerinin incelenmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, YİDK marka karar iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının itiraza mesnet markalarının 41. sınıf hizmetlerde tescilli oldukları, davacı tarafça sunulan delillerin davacı şirketin “…” esas unsurlu markaları nedeniyle 16. sınıf mallar üzerinde gerçek hak sahipliği iddiasını kanıtlamadığı gibi davacı şirketin ticaret unvanının kılavuz unsurunun bu sınıftaki mallar üzerinde markasal etki doğuracak şekilde kullanıldığının da ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin emtia benzerliğine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; davalı şirketin davaya konu markası 16. sınıf mallar yönünden yayımlanmış olup, davacı şirketin başvuruya itirazı üzerine davacı markalarının tescilli olduğu 41. sınıf hizmetlerle başvuru kapsamındaki 16. sınıf “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.” malları benzer bulunarak başvurunun kapsamından çıkartılmıştır.
Davacı tarafça, başvuruya itirazın incelenmesi ve dava konusu YİDK kararı sonrası başvurunun kapsamında bırakılan “Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Kırtasiye, büro, eğitim öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.” mallarının da 41. sınıf hizmetlerde benzer olduğunu ileri sürmüş, mahkemece, taraf markaları kapsamındaki emtiaların benzer olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş olup, gelinen aşama itibariyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, 16. sınıf emtia yönünden, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında sınıfsal benzerlik araştırmasında “piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal ve hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme veya rekabet etme olanaklarının bulunup bulunmadığı, birinin diğerini tamamlama imkanı olup olmadığı, mal ve hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, kullanım yöntemleri, amaçları hedeflenen halk kesiminin aynı olup olmadığı” kriterleri ölçü alınmaktadır.
Mahkemece her ne kadar SMK’nın 6/1. maddesi şartlarının 16. sınıftaki; “Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri.” emtiası açısından bulunmadığı kabul edilmişse de, davacı markalarının kapsamında yer alan 41. sınıf “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” ile davacının başvuru listesinde yer alan 16. sınıftaki söz konusu mallar benzer alıcı çevresine hitap etmekte ve benzer ihtiyaçları gidermekte olup, son kullanıcıları ve tüketici profillerinin benzerdir, birbirlerini tamamlama imkânları vardır, kullanım amaçları, dağıtım kanalları, kullanım yöntemleri ve hedeflenen tüketici kesimi ortaktır. Zira anılan eğitim materyali, araç ve gereçleri ile büro makineleri; eğitim ve öğretim hizmetleri ile anılan diğer yönetim ve basım/yayımlama hizmetlerinde sıkça kullanılan, adeta kullanımı zorunlu bulunan mallardır. Esasen bu husus, Yargıtay 11. HD. ilamlarında yer aldığı gibi, Dairemizin 18.01.2018 gün ve 2017/1192 E.-2018/51 K., 08.02.2018 gün ve 2017/1295 E.-2018/115 K. sayılı dava dosyalarına sunulan bilirkişi raporlarında da bildirilmiştir. Dolayısıyla Dairemizce somut uyuşmazlıkta dava konusu başvuru kapsamındaki “Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri.” malları bakımından emtia benzerliğinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca, iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu bildirildiğinden, Dairemizce de bu konuda bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, “Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri.” malları bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile; Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 23/09/2021 gün ve 2021/36 Esas – 2021/321 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile; YİDK’nın 2020-M-9894 sayılı kararının 16. sınıftaki “Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri.” malları bakımından KISMEN İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 25.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 25.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 2.100,00-TL bilirkişi ücreti, 135,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 61,50-TL tebligat masrafı, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 2.458,60-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek, bu orana tekabül eden 1.229,30-TL’ye, 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.229,30-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2023 tarihinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 01/01/2024

Başkan

Üye

Üye

Katip