Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1620
KARAR NO : 2023/1604
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2021
NUMARASI : 2019/782 E. – 2021/361 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Meni, Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/06/2021 tarih ve 2019/782 Esas – 2021/361 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, davalıların müvekkiline ait … Hastanesinin unvanını kullanarak haksız kazanç sağlama amacı güttüklerini, bu kapsamda davalılar … ve … ile müvekkili arasında hizmet sözleşmesi, davalı … ile de danışmanlık sözleşmesi bulunduğunu, daha sonra 22.04.2019 tarihli fesih bildirimi ile sözleşmelerin sona erdirildiğini, davalıların … semtinde yeni bir güzellik merkezi açıp … adı ile müvekkili hastanenin hastalarına “… … …’da, Uzman doktor …, Op.Dr…., Op.Dr…. ve güçlü kadrosu ile …/Ankara ticaret merkezinde bulunan yeni kliniğimizden 0312 285 04 07 numaralı hat ile randevu ve bilgi alabilirsiniz” şeklinde mesajlar gönderildiğini, müvekkili yetkililerinin bu durumdan çağrı merkezinin aranması üzerine haberdar olduklarını, davalıların çalıştıkları … Hastanesi sistemine girerek hastalara ait kişisel verileri “…” adlı hastane otomosyan sisteminden aldıklarınının ve … Estetik adını da kullandıkları müvekkili hastane hastalarına mesajlar gönderdiklerinin tespit edildiğini, davalılar tarafından haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiğini ve bu suretle müvekkili şirketin ticari itibarına zarar verildiğini, davalıların imzaladıkları sözleşme hükümlerini aykırı davrandıklarını, davalıların tıp etiğine ve deontoloji tüzüğü ile kişisel verilerin korunmasına da aykırı hareket ettiklerini ileri sürerek, davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalıların bu eylemlerinin menine, her bir davalı yönünden 250.000,00 TL olmak üzere toplam 750.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. istemiştir.
Davalılar vekili, hukuka aykırı şekilde elde edilmiş delillerin dosyadan çıkartılması ve hiçbir şekilde dikkate alınmaması gerektiğini, davaya bakma görevinin iş mahkemesine ait olduğunu, müvekkillerinin hastaları ile aralarında gerçekleşen iletişim içeriklerinin ancak CMK’nın 135 maddesi kapsamında bir suç soruşturması kapsamında elde edilebileceğini, bunun dışındaki bir yöntemle gizli olan iletişim içeriklerinin davacı şirket tarafından elde edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, iletişimin taraf olmayan davacı şirketin içerikleri açıklama ya da dava dosyasına sunma hakkının bulunmadığını, davacı tarafın dosyaya sunduğu mesaj içeriklerinin hukuka aykırı yollardan elde edilmiş bulgu niteliğinde olup dava dosyasından çıkartılması gerektiğini, atılan mesajların müvekkillerinin ameliyatını yaptığı, takip ve tedavisi devam eden, tedavisine devam etmek zorunda oldukları, tedavisini yapabilmeleri için meslekleri gereği iletişim bilgilerini kaydetmek zorunda bulundukları hastalardan ibaret olduğunu, gönderilen mesajların sadece müvekkillerinin taşındıkları yeri belirttiğini, mesajların müvekkillerinin oluşturduğu … adlı veri tabanından gönderildiğini, … Estetik yeni yüzü ile hizmetine devam ediyor cümlesinde de bir anlam karmaşası bulunduğunu, asıl anlatılmak istenen şeyin tedavisi devam eden hastaların doktorunu bulabilmek için haberdar edilebilmesi olduğunu, kaldı ki müvekkillerinin taşındığı yerin bir doktor muayenehanesi olup … Estetik adı ile herhangi bir tabelaları veya sosyal medya isminin de olmadığını, yine de yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına aynı hastalara bir düzeltme metni gönderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı Şirkete ait … Estetik unvanının, davalılar tarafından kullanılarak “… … …’da” şeklinde hastalara mesaj gönderildiği, bu şekilde davalıların TTK’nın 55/1-a-d bendinde düzenlenen “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki haksız rekabet olarak tanımlanan eylemi gerçekleştirdikleri, mesajdaki ifadenin haksız rekabet teşkil ettiği, davacı şirketin, davalılar tarafından üçüncü kişilere gönderilen mesaj içeriklerinin hukuka aykırı yöntem ile (şifre kırılması, gizlice sisteme girilmesi gibi) elde ettiğine ilişkin bir iddianın olmaması nedeni ile mesajların gönderildiği kişiler tarafından açıklanmasının hukuka aykırı elde edilme sayılmayacağı, bu nedenle davalılar vekilinin buna ilişkin savunmasının yerinde görülmediği, düzeltme mesajlarının gönderilmesinin de haksız rekabet teşkil eden eylemi ortadan kaldırmayacağı, davacının haksız rekabetin tespiti ve haksız rekabetin menine ilişkin talebinin yerinde görüldüğü, her ne kadar davacı taraf manevi tazminat talep etmiş ise de, haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilen mesaj içeriklerinin davacı şirketin kişisel haklarını zedeleyecek nitelikte olmadığı, bu nedenle şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verildiği, ayrıca düzeltme mesajlarının gönderilmiş olması ve eylemin niteliği dikkate alınarak hükmün ilanı talebinin de yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalılar tarafından dava dışı kişilere gönderilen mesajlarda “… … …’da” ibaresinin yazılması eyleminin haksız olduğunun tespiti ile haksız rekabetin menine, manevi tazminat ve hükmün ilanı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece davalıların haksız rekabette bulundukları tespit edilmesine rağmen manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemleri ile müvekkilinin ticari itibarına zarar verildiğini, müvekkili Şirketin sektöründe tanınmış bir şirket olduğunu ve Şirketin bu itibarının hukuken korunması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminat hükmü yönünden kaldırılmasını ve manevi tazminat taleplerinin de kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, dosya içeriğinde bulunan deliller hukuka aykırı olduğunu, hukuka aykırı şekilde elde edilmiş delillerin dosyadan çıkartılması ve hükme esas alınmaması gerekirken söz konusu delillere dayalı olarak verilen kısmen kabul kararının yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkillerinin ameliyatını yaptıkları, takip ve tedavisi devam eden, tedavisine devam etmek zorunda oldukları, tedavisini yapabilmeleri için meslekleri gereği iletişim bilgilerini kaydetmek zorunda bulundukları hastalara bu kapsamda mesajlar gönderildiğini, sadece nereye taşındıklarını belirtir mesajlar olduğunu ve mesajların müvekkillerinin oluşturduğu … adlı veri tabanından gönderildiğini, “… estetik yeni yüzü ile hizmetine devam ediyor.” cümlesinde de bir anlam karmaşası bulunduğunu, asıl anlatılmak istenen şeyin tedavisi devam eden hastaların doktorunu bulabilmek için haberdar edilmeleri olduğunu, kaldı ki müvekkillerinin taşındığı yerin bir doktor muayenehanesi olup “… Estetik” adı ile herhangi bir tabelaları veya sosyal medya ismi de bulunmadığını, yine de yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına aynı hastalara bir düzeltme metni gönderildiğini, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … Estetik ibaresinin, müvekkilleri tarafından kullanılan bir isim olup, bu markaya yönelik hak sahibinin davacı olmadığını, dosyaya marka tescil belgesi ve başvurusu dahi sunulmadığını, … Estetik ile ilgili haksız rekabet iddiasında bulunan davacının öncelikli olarak … Estetik işletme adına yönelik bir hakkı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, dava konusu olayda müvekkillerinin kasten yaptıkları bir davranış olmadığı gibi hata ile gönderilen mesajın düzeltmesinin de yapıldığını, doktorluğun, eser sözleşmesi niteliğinde olan bir iş olup, kişilerin güven ilişkisi içinde sadece o kişinin hizmet vermesini kapsadığını, bu sebeplerle, müvekkillerinin kendi hastalarını bilgilendirme yükümlülüğünde olduklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :1-Dava, haksız rekabetin tespiti, meni ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davaya konu davalı eylemlerinin, hizmet akdinin sonra gerçekleşen eylemler olması nedeniyle davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait bulunduğu, davacı Şirketin “… HASTANESİ” unvanlı hastanenin sahibi olduğu, davalılar ile davacı arasında hizmet ve danışmanlık sözleşmelerinin bulunduğu, bu sözleşmelerin feshinden sonra davalıların yeni bir güzellik merkezi açtıkları ve hastalara “… … …’da” şeklinde mesajlar gönderdikleri, söz konusu mesajda davacıya ait hastane unvanının kullanılmasının haksız rekabet oluşturduğu, söz konusu mesajların, davalıların yeni adreslerinin hastalara bildirilmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira davacı unvanının bu mesajlarda kullanıldığı, davalılarca sonradan düzeltme mesajı gönderilmesinin de haksız rekabeti ortadan kaldırmayacağı, öte yandan söz konusu mesaj içeriklerinin, davacı tarafından kanuna aykırı şekilde elde edildiğinin de ispat edilemediği, mesajların gönderildiği hastaların, söz konusu mesajları açıklamalarının da hukuka aykırı olmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; ilk derece mahkemesince haksız rekabetin varlığı tespit edilmiş ancak haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilen mesaj içeriklerinin davacı şirketin kişisel haklarını zedeleyecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 56/1-e bendinde, haksız rekabete uğrayan kimsenin Türk Borçlar Kanununun 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanununun 58. maddesi ise “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” hükmünü havidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafa ait hastanenin unvanı olan “…” ibaresi, davalılarca hastalara gönderilen mesajlarda kullanılmış ve bu hastane bünyesindeki güzellik merkezinin yeni yüzü ile …’da açıldığı yönünde bir intiba oluşturulduğundan, davalıların bu eylemlerinin davacının kişilik haklarını zedelediğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda, ilk derece mahkemesi kararının aksine somut olayda manevi tazminat koşulları gerçekleşmiştir. Davaya konu eylemin niteliği, haksız rekabetin yalnızca bir kısım hastalara gönderilen mesajlardan kaynaklanması, sonrasında davalılar tarafından düzeltme mesajlarının gönderilmesi, gönderilen mesaj içerikleri gözetildiğinde, Dairemizce 50.000,00 TL manevi tazminat somut olayın özelliklerine ve hakkaniyete uygun görülmüş ve bu miktar hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar davacı tarafından, her bir davalı yönünden ayrı ayrı 250.000,00 TL manevi tazminat talep edilmiş ise de davaya konu eylemin, aksi ispat edilemeyen davalı taraf savunmasına göre davalıların oluşturduğu … adlı veri tabanından gönderildiği, dolayısıyla davalıların ayrı ayrı eylemlerinin olmadığı, davalıların birlikte gerçekleştirdikleri bir haksız fiil eyleminin bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, bu talep yerinde görülmemiş ve tek bir manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/06/2021 gün ve 2019/782 Esas – 2021/361 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalılar tarafından dava dışı kişilere gönderilen mesajlarda “… … …’da ” ibaresinin yazılması eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, haksız rekabetin MENNİNE,
4-50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Fazlaya dair manevi tazminat ve hükmün ilanı taleplerinin REDDİNE,
6-Davacının haksız rekabetin tespitine yönelik açtığı dava yönünden alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcı ile manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 3.415,50 TL nispi karar ve ilam harcı toplamı 3.685,35 TL’nin, peşin alınan 12.808,13 TL harçtan mahsubu ile kalan 9.122,78 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Davacının haksız rekabetin tespitine yönelik açtığı dava yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul edilen manevi tazminat yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davalarında davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmana göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğinden reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın kabul ve red oranına göre 1/2 sinin davacıdan, 1/2 sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
12-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinin yargılaması sırasında yapılan 131,50 TL tebligat ve posta masrafı, istinaf aşamasında yapılan 54,50 TL tebligat ve posta ücreti, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 348,10 TL olarak kullanılan yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 174,05 TL’ye 44,40 TL başvurma harcı, 3.685,35 TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan 3.903,80 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Davalılar tarafından ilk derece yargılaması sırasında herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
14-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
15-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğinden; alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
16-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
17- Davacıdan peşin olarak alınan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davacıya iadesine,
18-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2023
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…