Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1573 E. 2023/1525 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1573 – 2023/1525
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1573
KARAR NO : 2023/1525
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2021
NUMARASI : 2020/295 E. – 2021/224 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/06/2021 Tarih ve 2020/295 Esas – 2021/224 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin 2019/60608 sayılı ve “…” ibareli başvurusuna, anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, müvekkiline ait “…”, “…” markaları ile karıştırılacak düzeyde benzer olduğunu, oysa tarafların markaları arasında iltibas koşullarının bulunduğunu, müvekkilinin markalarının zayıf marka olmadıklarını, müvekkilinin markalarının tanınmış olduklarını ileri sürerek, 2020-M-6529 sayılı YİDK kararının iptali ve 2019/60608 sayılı başvurunun 30. Sınıf mallar ve 35. sınıfın alt sınıfında yer alan 29, 30 ve 32’nci sınıf malların satışı hizmetleri yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf markaları arasında tüketici nezdinde iltibas yaratacak seviyede benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2019/60608 sayılı marka kapsamında yer alan 30. sınıf mallar ve bu malların satışına ilişkin 35/5 sınıf hizmetler yönünden emtia benzerliğinin bulunduğu ancak tarafların marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, davacının “…” markalarının, çikolata, gofret, bisküvi ürünlerinde belirli bir bilinirliği var ise de tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da isabetli şekilde belirlendiği üzere dava konusu başvurunun asli unsurunun “…”, müvekkilinin markalarının asıl unsurunun da “…, …” ibareleri olduğunu, bu tespite rağmen markalar arasında iltibas bulunmadığı sonucuna varılmasının hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/5926 2013/4724 E/K sayılı ilamında müvekkilinin “…” ibareli markasıyla “…” ibareli başvurunun benzer kabul edildiğini, bu nedenle markalarda orta olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunun kabul edilemeyeceğini, somut olayda SMK’nın 6/5 koşullarının da bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve dava konusu başvurunun 30. sınıf mallar ile 29,30 ve 32 sınıf malların satışına ilişkin 35/5 sınıf hizmetler yönünden reddi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı şirketin, “…” ibaresinin marka olarak tescili için davalı Kuruma başvurduğu, başvuru kapsamında 30. ve 35. sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığı, davacı Şirketin 2018/59288, 2018/41003 sayılı ve “…” ve “…” markalarına dayalı olarak iltibas ve tanınmışlık iddialarıyla başvuruya itiraz ettiği, davacı itirazının YİDK’in 2020-M-6259 sayılı kararıyla nihai olarak reddedildiği, anılan kararın davacı tarafa 11/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde 05/10/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olup, davacının istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında, dava konusu 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı, aynı Kanun’un 6/5 maddesi uyarınca başvurunun tescili engeli bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, dava dilekçesinde, YİDK kararının iptali ile birlikte bir kısım hizmetler yönünden dava konusu başvurunun tescil başvurusunun reddi talep edilmiş olup, bunun dışında dava konusu markanın hükümsüzlüğü talep edilmemiştir. Dava dilekçesinin içeriğinde de dava konusu markanın hükümsüzlüğünün talep edildiğine dair bir açıklamaya yer verilmediği gibi iddianın genişletilmesinin mümkün olduğu cevaba cevap dilekçesinde de marka hükümsüzlüğü isteminde bulunulmamıştır. Nitekim ilk derece mahkemesince de, davacı vekilinin hazır bulunduğu ön incelene duruşmasında, taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı, YİDK kararının iptali şartlarının bulunup bulunmadığı şeklinde belirlenmiştir. Bu itibarla Dairemizce de davacının davalı Kurum nezdinde ileri sürdüğü itirazları ve markaları nazara alınarak, YİDK kararının iptali istemi yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; dava konusu başvuru, 30 sınıf mallar ile 35. sınıfın 1.,2.,3.,4. alt gruplarında yer alan hizmetler ve 5. alt grupta 30. sınıf malların satışına özgü satış hizmetlerini kapsamaktadır. Davacının itirazına mesnet 2018/59288 ve 2018/41003 sayılı markaları da 30. sınıf mallarda tescilli olup mahkemece alınan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 30. sınıf mallar ve bu malların satışına özgü 35. sınıf hizmetler yönünden, taraf markaları arasında emtia benzerliğine ilişkin koşulun gerçekleştiği, buna karşın başvuru kapsamında 35 sınıfın 1.,2.,3. ve 4. alt gruplarında yer alan hizmetler yönünde ise böyle bir benzerliğin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Marka işaretlerinin karşılaştırmasına gelince; dava konusu başvuru “…”, davacının itirazına mesnet 2018/59288 ve 2018/41003 sayılı markaları da “…” ve ” …” ibarelerinden oluşmaktadır. Davacının 2018/59288 sayılı markasında başkaca bir kelime ve şekil unsuru bulunmadığından, 2018/41003 sayılı markasında yer alan şekil unsurunun da ayırt edicilikte geri planda kalan tali unsur niteliğinde olduğundan, davacının markalarının asli unsurunu “…” ve “…” ibarelerinden oluşturmaktadır. Dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresi, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, davalı Şirketin çatı markası olup iltibas değerlendirmesinde dikkate alınması mümkün değildir. Yine dava konusu başvuruda yer alan şekil unsuru da ayırt ediciliği bulunmayan, tali unsur niteliğinde olduğundan, dava konusu başvurunun asli unsuru “…” ibaresinden oluşmaktadır. Görüldüğü üzere hem davacının itiraz mesnet markalarının asli unsurunu oluşturan ibareler hem de dava konusu başvurunun asli unsurlarından olan “…” ibaresi “…” kelimesinden türetilmiş olup, anılan ibarenin ortak olmasından kaynaklı olarak taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal bir benzerliğin bulunduğu açıktır. Her kadar mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda aynı tespitlere yer verilmekle birlikte, “…” ibaresinin, emtia benzerliği şartının gerçekleştiği gıda malları yönünden, ayırt ediciliğinin çok yüksek olmadığı, dava konusu başvuruda yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağladığı kabul edilerek marka işaretleri arasında iltibasa neden olacak bir benzerlik bulunmadığı sonucuna varılmışsa da, yukarıda da belirtildiği üzere dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin davalı Şirketin çatı markası olması, “…” ibaresinin de başvuruda yer alan “…” ibaresinin altına konumlandırılması ve farklı yazı karakteri ile oluşturulması nedeniyle “…” ibaresinin anılan ibareden bağımsız olarak algılanacak olması, ayrıca “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek bulunmaması karşısında Dairemizce bu görüşe iştirak edilmemiş, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2018/59288 ve 2018/41003 sayılı markaları arasında, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde işitsel, görsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılmaya yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunduğu kabul edilmiştir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2019 tarih ve 2017/2976-2019/430 E/K sayılı ilamında da , “…” asıl unsurlu marka ile davacının “…” ibareli markaları arasında iltibas bulunduğu kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiş, teknik yönlerden mevcut bilirkişi raporundan faydalanılmıştır.
Diğer taraftan, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının “…” asıl unsurlu markası, “çikolata, gofret. bisküvi” ürünlerinde belli bir bilinirliğe sahiptir. Ancak dava konusu başvuru kapsamında farklı olarak yer alan 35. sınıf hizmetler ile davacının markasının tanınmış olduğu gıda ürünleri arasında bir ilişki bulunmaması, diğer bir deyişle bu mal ve hizmetlerin çok farklı sektörlerde bulunmaları, marka işaretleri arasındaki benzerlik düzeyi hep birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda SMK’nın 6/5 maddesinin koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından, davacının anılan maddeye dayalı iddiası yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça, dava konusu başvurunun bir kısım mal ve hizmetler yönünden reddine karar verilmesi de talep edilmiş ise de YHGK’nun 22.03.2017 tarih, 2017/78-521 E.K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetki bulunmadığından davacının idari nitelikte olan bu talebi yerinde görülmemiş, anılan talep ayrı bir dava olarak nitelendirilemeyeceğinden, bu talebin reddi nedeniyle davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Sonuç olarak; “…”ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2018/59288 ,2018/41003 sayılı ve “…” ve ” …” ibareleri markaları arasında, başvuru kapsamında 30. sınıfta yer alan mallar ile bu mallar satışına özgü 35. sınıf hizmetler yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu, buna karşın sayılan mal ve hizmetler dışında başvuru kapsamında bulunan 35. sınıf diğer hizmetler yönünden iltibas bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/06/2021 gün ve 2020/295 Esas – 2021/224 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile; … YİDK’in 2020-M-6259 sayılı kararının 30. sınıf mallar ile 35. Sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Kurabiye? malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetleri yönünden KISMEN İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-İdari nitelikte olan başvurunun kısmen reddi talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 25.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 25.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 2.250,00-TL bilirkişi ücreti, 131,50-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 72,50-TL tebligat gideri, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 2.616,10-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek, bu orana tekabül eden 1.308,05-TL’ye 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı eklenerek oluşan 1.416,85-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 24/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.