Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/157 E. 2022/1656 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/157 – 2022/1656
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/157
KARAR NO : 2022/1656
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2020
NUMARASI : 2019/128 E. – 2020/255 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29/06/2020 tarih ve 2019/128 Esas – 2020/255 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, 07/02/2016 tarihinde davalı …. Şirketine ait, diğer davalı…’un sevk ve idaresindeki otobüsün, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek, yol üzerinde sol tarafa devrilmesi sonucu yolcu konumundaki müvekkilinin yaralandığını, bu nedenle tedavi gördüğünü, diğer davalıların ise aracın ZMMS ve zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olduklarını, davalıların müvekkilinin zararlarından sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sürücü ve işleten ile davalı sigorta şirketlerinden tahsiline, 30.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı işleten ve sürücüden müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili, davacının maddi tazminat talebinin ilgili sigorta şirketleri tarafından tanzim edilmesi gerektiğinden işbu maddi tazminat talebinin müvekkili olan şirkete yöneltilemeyeceğini, ayrıca kusur oranı ve maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı…, davaya cevap vermemiştir.
Diğer davalılar, davanın reddini istemişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, yargılama devam ederken davacı vekilinin, maddi tazminat talebi yönünden davadan feragat ettiği, davacı vekilinin feragat yetkisi olduğundan maddi tazminat istemi yönü ile tüm davalılar açısından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 12/03/2020 tarihli raporda, davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığının, 2 hafta süre ile iş göremez halde kaldığının, başkasının yardımına ihtiyaç duymadığının bildirildiği, TBK’nın 56. maddesi gereği bedensel zarar halinde manevi tazminat ödenmesine de karar verilebildiği, manevi tazminatın miktarı belirlenirken kusur oranı, maluliyet durumu, tarafların şahsi ve ekonomik durumlarının önem arz ettiği, haksız fiil faili sürücü ve işleten sıfatı bulunan otobüs firmasının manevi tazminat yönünden müteselsilen sorumlu oldukları, davacının kalıcı maluliyetinin olmamasına rağmen 2 hafta iş ve güçten kalacak şekilde yaralanması, davalı…’un 4 çocuklu evli birisi olması, otobüs şöförü olarak aylık 3.000,00 TL gelire sahip bulunması, davacının ise ev hanımı olması, gelirinin olmaması ve davacıya atfedilecek kusur bulunmaması bir arada değerlendirildiğinde, 5.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun bulunduğu gerekçesiyle davalılar …Sigorta A.Ş, … Sigorta A.Ş, … ……..Ltd. Şti ve…’a karşı açılan maddi tazminat istemli davaların feragat nedeniyle reddine, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ….. ve …. Şti’den ve…’tan kaza tarihi olan 07/02/2016’dan itibaren değişen oranlı avans faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, hükmedilen manevi tazminat miktarının oldukça az olup müvekkilinin yaşadığı acı ve üzüntüyü bir nebze dahi olsun giderebilecek nitelikte olmadığını, yerel mahkemenin dosya kapsamındaki adli tıp raporuna yönelik itirazlarını dikkate almayarak eksik inceleme ile karar verdiğini, Adli Tıp Kurumunun müvekkilinde meydana gelen yaralanmanın müvekkilinin günlük hayatını nasıl etkilediğini, müvekkilinin tamamen iyileşme durumu olup olmadığını, müvekkilinin hayat standartlarında düşüş olup olmadığını değerlendirmemiş olup bu durumun yerel mahkemece de dikkate alınmadan karar verildiğini, bunların yanında bir de yerel mahkemece gerekçeli kararda davalıların ekonomik durumları dikkate alınarak bir miktar belirlendiği belirtilmiş ise de davalılardan birinin otobüs firması olan şirket olduğu düşünüldüğünde müvekkili lehine hükmedilen tazminat miktarının oldukça düşük kaldığını ve hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve manevi tazminat taleplerinin tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2019/202-195 E.K. sayılı yargı yeri belirlenmesi kararı bulunduğundan ve bu karar kesin nitelikte olduğundan, Dairemizce ilk derece mahkemesinin görevi yönünden bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, kazanın meydana geldiği tarih, davacının söz konusu kaza nedeniyle kalıcı bir maluliyete uğramaması, yalnızca 2 hafta süre ile iş göremez halde kalması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile paranın satın alma gücü gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince takdir edilen manevi tazminatın somut olayın özelliklerine ve hakkaniyete uygun bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 26,30 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2022 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.