Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1560 E. 2023/27 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1560
KARAR NO : 2023/27
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2016
NUMARASI : 2016/125 E. – 2016/522 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2016 tarih ve 2016/125 E. – 2016/522 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibaresinin, 29, 30, 35 ve 43. sınıflarda yer alan mal ve hizmetler yönünden tescili için yaptığı marka başvurusunun, dava konusu YİDK kararıyla 556 sayılı KHK’nin 7/1- c maddesi uyarınca nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin başvurusunun bir bütün olarak “”…” ibaresinden oluştuğunu, ayrıca “HELAL” ibaresinin daha önce dava dışı kişiler adına tescil edildiğini ileri sürerek, YİDK’ın 2016-M-715 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dava konusu başvurunun asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğunu, “…” ibaresinin mevcut marka kompozisyonu içinde ayırt edici bulunmadığı ve tali unsur konumunda olduğu, ” …” kelimesinin, üzerinde kullanıldığı mal veya hizmetin “dini kurallara uygun olarak” üretildiğini/arz edildiğini yani “haram olmadığını” ifade etmesi sebebiyle açıkça vasıf ve karakteristik özellik belirten bir ibare olduğu, “…” kelimesinin, hela/… olmayan ürün ya da hizmet olma durumunu ifade etmesi sebebiyle, başvuru kapsamındaki tüm mal ve hizmetler yönünden de İslami inanç bağlamında tanımlayıcı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davalı Kurum nezdinde “…” ibareli tescilli markaların bulunduğunu, dava konusu başvurunun tanımlayıcı olmadığını, dava konusu başvuruda asli unsur olarak yer alan “…” ibaresinin herkes tarafından kullanılabilecek bir ibare olmadığını, müvekkilinin kahvaltılık ürünler sattığını, dava konusu ibarenin kullanım sonucu ayırt edici hale getirildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibaresi, tescili istenen 29, 30, 35 ve 43. sınıf hizmetler yönünden tanımlayıcı olup 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi karşısında tescilinin mümkün bulunmadığı, “…” anlamına gelen “…” ibareli marka başvurusuna ilişkin olan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/207-2022/3795 E/K sayılı ilamında da aynı sonuca ulaşıldığı, davacının davalı Kurum nezdinde ileri sürmediği kullanım sonucu ayırt edicilik iddiasının işbu dava dinlenemeyeceği, diğer yandan her ne kadar dava konusu başvuruya ilişkin işlem dosyasında, davacının başvurusunun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddi kararına karşı yaptığı itirazın kabulüne dair, tarihsiz ve fakat işbu davanın konusunu oluşturan YİDK kararıyla aynı sayılı başka bir YİDK kararı daha da bulunuyor ise de, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında işbu davanın konusunu oluşturan YİDK kararının, davacının itirazının kısmen kabul edilerek Markalar Dairesi Başkanlığı Kararının red gerekçesinden 556 sayılı KHK’nın 7/1-a maddesinin çıkarılmasına, başvurunun aynı KHK’nın 7/1-c maddesi gereğince reddine dair bulunduğunun anlaşıldığı, ilk derece mahkemesince de bu karar kapsamında yargılama yapılıp yazılı şekilde karar verildiği, buna rağmen ilk derece mahkemesi karar gerekçesinde dava konusu olmayan ve sehven alındığı değerlendirilen, başvuru sahibi davacının itirazının kabulüne dair YİDK karar içeriğine yer verilmesinin açık maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip