Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/156 E. 2022/1634 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/153
KARAR NO : 2022/1643
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : 2019/257 E. – 2020/275 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2020 tarih ve 2019/257 E. – 2020/275 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin …nolu “…” ibareli marka başvurusuna müvekkilinin “…” esas unsurlu markalarını mesnet göstererek yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurumu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının benzer olduğunu, markaların kapsamındaki emtiaların da örtüştüğünü, müvekkilinin markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu markada aynen yer aldığını, “…” ibaresinin ise “…”ye göre daha düşük ayırt edicilikte olduğunu, bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 07/04/2019 tarih ve 2019-M-3144 sayılı kararının iptaline ve davalı markasının tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, müvekkilinin … adli ticari işletme ile 2007 yılından beri otomasyon sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının itirazı ve davasının haksız olduğunu, markaların farklı olduğunu, “…” ibaresinin zayıf olması nedeniyle basit değişikliklerin ayırt edicilik için yeterli olacağını, kötü niyet ve tanınmışlık iddialarının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu, dava konusu markanın sağ üst ve solt alt tarafında kırmızı şeritler bulunduğu, davacı markaların ise ya sadece kelimeden ya da kelime ve dünyaya benzeyen bir şekilden oluştuğu, benzerlikler ve farklılıklar bir bütün halinde değerlendirildiğinde markalar arasındaki görsel benzerliğin düşük olduğu, taraf markaları “…” ibaresi ve başka bir kelimenin birleşmesiyle oluşturulduğundan benzer kelime yapısına sahip oldukları, anlamsal benzerlik bulunmadığı, “…” ibaresinin farklı sektörlerde birçok makada kullanıldığı, taraf markaları arasında 35/05’in konusunu oluşturan 01, 02, 03, 05. sınıflar açısından emtia benzerliğinin gerçekleştiği, 01, 02, 03 ve 05. sınıfların ortalamanın üzerinde dikkat seviyesine sahip müşterilerinin farklı sektörlerde “…” ibaresinin farklı teşebbüsler tarafından kullanıldığının ayrımında oldukları, bu nedenle sadece markaların “…” ile başlıyor olmalarını getirdiği markaların özellikle duysal anlamda benzerliğinin karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı, SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşullar oluşmadığı gibi taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin bulunmadığı, kötü niyetin kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının göz ardı edildiğini, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak yüksek düzeyde benzediğini, “…” ibaresinin tescil kapsamındaki emtialar yönünden tanımlayıcı olmadığını, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Marka kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları arasında “…” ibaresi ile başlamaları nedeniyle kısmi bir benzerlik bulunmakta ise de, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal özelliklerine göre oluşan bütüncül intibaları dikkate alındığında iltibas oluşacak şekilde benzer olmadıkları, davalı markasının düzenleme tarzı itibariyle davacının itiraza mesnet markalarından yeterince farklılaştığı, tüketicilerin davalının markasını gördüklerinden davacının markalarından farklı bir marka olduğunu derhal ve hiç düşünmeden algılayacakları, SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, tanınmışlık şartının gerçekleşmediği, kötü niyetin de ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 09/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip