Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/155 E. 2022/1035 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/155 – 2022/1035
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/155
KARAR NO : 2022/1035
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2017
NUMARASI : 2016/452 E. – 2017/371 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/07/2017 tarih ve 2016/452 E. – 2017/371 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin … ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “cepte hepsi” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2015/103489 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu, tescili halinde dava konusu başvurunun, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2016-M-8577 sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir. .

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 2015/103489 sayılı…ibareli davalı marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet …asıl unsurlu markaları arasında, … ibaresinin zayıf marka olması sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi kapsamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacının “…” markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış marka olmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, markaların benzerliği incelemesinde, müvekkili markasının zayıf marka olduğu gerekçesi ile markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığına karar verilmiş olup, bu kararın hatalı olduğunu, dava konusu “…” markasının, müvekkilinin “…” ve “…” ibareli markaları ile iltibasa neden olacağını, yerel mahkeme kararında, başvuru konusu markanın müvekkili markalarının seri markası olarak algılanma ihtimalinin göz ardı edildiğini, bilirkişi heyetince, müvekkili markasının ayırt ediciliğinin düşük olduğunun kabulünün hatalı olduğunu ve bu kabulün mahkemeyi yanlış sonuca sevk ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…+şekil” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerliğin olmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu ve başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının da somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.