Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1546 – 2023/1437
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1546
KARAR NO : 2023/1437
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2021
NUMARASI : 2018/473 E. – 2021/88 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tasarıma Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti Önlenmesi,Tasarıma Tecavüzün Durdurulması Maddi-Manevi Tazminat, Hükmün İlanı
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/03/2021 Tarih ve 2018/473 Esas – 2021/88 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2006/04729 sayılı tescilli tasarımın sahibi olduğunu, Ankara 4. FSHHM’nin 2018/72 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit ile alınan bilirkişi raporunda ile davalının internet sitesinde satışa sunduğu ürün ile müvekkilinin tasarımı benzer olduğunun ve davalı ürünün müvekkilinin tescilli tasarımına tecavüz oluşturduğunun belirtildiğini, bu rapor doğrultusunda anılan D.İş dosyasında ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edildiğini, davalının dava konusu ürünlerinin müvekkilinin tescilli tasarımına tecavüz oluşturduğu gibi haksız rekabette teşkil ettiğini, müvekkilinin tasarımlarının birçok ödüle layık görüldüğünü, ürünlerin bu sektördekiler tarafından bilindiğini, davalı yanın bu ürünlerden haberdar olmadığının düşünülemeyeceğini ileri sürerek, tasarıma tecavüzün tespitine durdurulmasına, önlenmesine tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen, ithal veya ihraç edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulmasına, davalı yanın ihlal fiillerinin devamını önlemek üzere el konulan ürünlerin ve araçların imhasına, haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın, ihlalin tespit edildiği tarihten itibaren reeskont faiziyle tahsiline, mahkemece tespit edilecek zarara 6769 sayılı Kanunun 151. maddesi uyarınca makul bir payın daha eklenmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu ürünü ile davacının 2006/04729 sayılı tasarıma konu olan “…” isimli ürün arasında benzerlik bulunmadığını, taraf ürünlerinin çalışan koltuğu olduğu gözetildiğinde ortak olarak tespit edilen özelliklerin ürünün doğasından kaynaklandığını, tasarımların karşılaştırılması yapılırken bilgilenmiş kullanıcı kriterinin dikkate alınması gerektiğini, diğer yandan davacının üzerinde hak iddia ettiği fileli ofis koltuğu tasarımının piyasada birçok firma tarafından üretildiğini ve harcıalem hale geldiğini, dava konusu ürünün, müvekkili şirkete tebliğ edilen bilirkişi raporunun hemen ardından web sitelerinden, iyi niyet çerçevesinde kaldırıldığını, dava konusu ürünün satışının hiç olmadığı gibi satışa hazır halde bekleyen herhangi bir stoğunun da bulunmadığını, davacının tasarıma tecavüz ve haksız rekabet iddialarının yerinde olmadığı gibi bir zararının da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalıya ait internet sitesinde satışa sunulan dava konusu ürün ile davacının tescilli tasarımı arasında bir benzerlik bulunmadığı ancak dava konusu ürünün, davacıya ait internet sitesinde de yer alan “…” adlı ürünle benzer olduğu, bu durumun haksız rekabet oluşturduğu, davacının davalının haksız rekabeti nedeniyle uğradığı zararının talep edilen 500,00 TL üzerinde olacağı, her iki tarafın aynı sektörde yer almaları, davacının bu ürünlerden dolayı uğrayabileceği müşteri azalmasının kendisinde yaratabileceği olumsuz etkileri gibi unsurlar dikkate alınarak 15.000,00 TL manevi tazminatın uygun görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı taraf eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile bu eylemlerinin önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren, 15.000,00 TL manevi tazminatın, delil tespitine konu olan raporun sunulduğu 13/09/2018 tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, tasarım hakkına yönelik tecavüz açısından açılan dava ile manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm özetinin Türkiye genelinde yayınlanan bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davalıya ait dava konusu ürünün müvekkiline ait tescilli tasarım karşısında da ayırt edici olmadığını, her iki ürününün de genel izlenimi itibariyle benzer bulunduğunu, tasarımların karşılaştırılmasında görünüme katkısı olmayan ayrıntıların dikkate alınmaması gerektiğini, tasarımlar arasında tespit edilen farklılıkların çok küçük ayrıntılardan ibaret olduğunu, müvekkilinin tescilli tasarımının davalı tarafça taklit edildiğini, dava konusu ürünler yönünden seçenek özgürlüğünün oldukça geniş olduğunu, buna rağmen davalıya ait ürünün neredeyse müvekkilinin tescilli tasarımı ile aynı bulunduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının da düşük olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulünü istemiştir.
Davalı vekili, davacıya ait ürünle ile müvekkiline ait ürün arasında, her iki ürünün çalışma koltuğu olmasından öte bir benzerlik bulunmadığını, müvekkiline ait dava konusu ürün ile davacının 2006/04729 sayılı tasarımına konusu “…” isimli ürünün tamamen farklı olduklarını, ayrıca davacının hak iddia ettiği “fileli ofis koltuğu” tasarımının piyasada birçok firma tarafından üretildiğini ve satışa sunulduğunu, harcıalem hale geldiğini, somut olay bakımından maddi ve manevi tazminat koşullarının da bulunmadığını, taraflarına tebliğ edilen tespit dosyasında alınan raporun tebliğinden sonra dava konusu ürünün internet sitesinden kaldırıldığını, dava konusu ürünün hiç satılmadığını, stoğunun bulunmadığını, satışı yapılmayan bir üründen kazanç elde edilemeyeceğini, mahkeme hükme esas alınan ilave ek raporda davacı tasarımı ile müvekkilinin ürünü arasında benzerlik bulunmadığının belirtildiğini, buna rağmen mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, ayrıca Ankara 5. FSHHM’nin 2020/13. D.İş sayılı dosyasında da aynı tespitlere ulaşıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, tescilli tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, tasarıma tecavüzün durdurulması, tasarıma tecavüz oluşturan ürünlere el konulması ve imhası, maddi-manevi tazminat ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalıya ait internet sitesinde satışa sunulan dava konusu ürün ile davacının tescilli tasarımı arasında bir benzerlik bulunmadığının, buna karşın davalıya ait dava konusu ürünün davacıya ait “…” isimli ürünle benzer olduğunun mahkemece alınan 24/12/2020 tarihli 2. ek raporda açıklandığı, her ne kadar bahsi geçen ek raporu düzenleyen bilirkişi heyetinden alınan kök ve 27.10.2020 tarihli ek raporda, davacının tescilli tasarımı ile davalıya ait dava konusu ürün arasında benzerlik bulunduğu, bu durumun davacının tescilli tasarımına tecavüz oluşturduğu belirtilmişse de, bu raporlarda yapılan ürün karşılaştırmalarının, mahkemenin 2018/72 D.İş sayılı dosyasında yer verilen ürün görselleri üzerinden yapıldığı, ancak sonrasında bahsi geçen D.İş dosyasında davacının tescilli 2006/04729 sayılı tasarımına ilişkin olduğu belirtilen görselin, aslında tasarım tescilindeki görsel olmayıp, davacının “…” isimli ürününe ait olduğu, davacının tescilli tasarımında yer alan görsel ile dava konusu ürünün karşılaştırılmasında benzerlik bulunmadığı sonucuna varıldığının ayrıntılı şekilde 24/12/2020 tarihli ilave ek raporda açıklandığı anlaşıldığından, raporlar arasında çelişki bulunduğundan bahsedilemeyeceği, davalıya ait dava konusu ürünün davacının tescilli tasarımına benzer olmadığından davacının tasarıma tecavüz iddialarının yerinde bulunmadığı, ancak dava konusu ürün, davacının tescilli tasarımından farklı olan “…” isimli ürünü ile benzer olduğundan, TTK’nın 55/1-a-4 maddesi uyarınca haksız rekabet oluşturduğu, davalının haksız rekabeti nedeniyle maddi ve manevi tazminat şartlarının bulunduğu, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının somut olayın özelliklerine ve hakkaniyete uygun olduğu gibi davacının hükmedilen maddi tazminat yönünden açık bir istinaf itirazının da bulunmadığı, davalının haksız rekabeti nedeniyle istenebilecek maddi tazminatın her halükarda talep edilen 500,00 TL.’den fazla olacağı, davacının davasını ıslah etmediği, istenebilecek kesin tazminat miktarının açılacak bir ek davada tartışılmasının mümkün olduğu,
dolayısıyla taleple bağlı kalınarak 500,00 TL maddi tazminata hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca davalı tarafça 2. ek raporda davacı tasarımı ile müvekkiline ait ürün arasında benzerlik bulunmadığının belirtildiği, Ankara 5 FSHHM’nin 2020/13. D.İş dosyasında da aynı tespitlere yer verildiği, buna rağmen mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu yönünde istinaf itirazların da bulunulmuşsa da, ilk derece mahkemesince davacının tescilli tasarımı ile dava konusu ürün arasında benzerlik olmadığının kabul edilmesi, bahsi geçen D.İş dosyasında davalının taraf olmaması ve ayrıca o dosyada alınan raporda da mahkemece hükme esas alınan 2. ek rapordaki gibi incelenen ürün ile davacının tescilli tasarım arasında benzerlik bulunmadığı sonuca varılması karşısında, yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.058,86-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 265,00-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 793,86-TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.