Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1537 E. 2023/1493 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1537 – 2023/1493
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1537
KARAR NO : 2023/1493
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2019/244 E. – 2020/221 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/09/2020 tarih ve 2019/244 E. – 2020/221 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şahsın 2018/20232 başvuru numaralı ve “ … ” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı … Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa davalı markası ile müvekkili markalarının görsel, fonetik ve kavramsal olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ve bu benzerliğin iltibasa neden olacağını, başvurunun müvekkilinin markasının serisi veya alt markası olarak algılanacağını, emtia benzerliğinin de gerçekleştiğini, başvurunun kötüniyetli olarak yapıldığını ve TTK’nın haksız rekabet hükümlerine de aykırılık teşkil ettiğini, “…” sözcüğünün müvekkili ile özdeşleştiğini, ayırt edici özellik kazanmış bir marka haline geldiğini, davalının bu tanınmışlıktan dolayı haksız kazanç sağlayacağını ileri sürerek, 2019-M-3223 sayılı YİDK kararının iptaline, 2018/20232 sayı ile tescil başvurusu yapılan “…” ibareli markanın 05/02. sınıf ile 35. sınıfın 29, 30 ve 32. sınıflara ait hizmetler yönünden iptaline, hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şahıs, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının 2013/32392 sayılı “… ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davalının başvuru markasının kapsamındaki mal ve hizmetlerin tamamının davacının 2013/32392 sayılı markasında aynen yer aldığı, davalı markasındaki “… ” ibaresinin tali unsur olarak yer aldığı, markaların karşılaştırmasında “…” ve “… ” ibarelerinin esas alındığı, davalı markasının davacı markasına yaklaşma çabası içinde olduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davalının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının “… ” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu (aksi yöndeki bilirkişi görüşüne HMK’nın 282. maddesindeki “Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçe ile iştirak edilmediği); bu açıdan YİDK kararının bütününe yönelik iptaline dair davanın kabul edildiği; kısmi hükümsüzlük talebi açısından ise yukarıda belirtilen şekilde iltibas oluşmakla beraber SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık koşulu ile dava konusu markanın kötüniyetli olarak başvurusu yapıldığı iddialarının kanıtlanmadığı, dava konusu markanın karar tarihinde tescilli olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu …in 2019-M-3223 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, kısa markaların bütünsel olarak kolaylıkla algılanabildiğini ve yapılan değişikliklerin daha çok dikkat çektiğini, başvuruda “…” ibaresinin öne çıkarılmadığını, ayrıca bu ibarenin zayıf olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu başvurunun kendisini tarafından yapılmadığını, kimin tarafından yapıldığını bilmediğini ve tarafına yargılama gideri ve vekalet ücreti yüklenmesinin hatalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davalı şahıs tarafından dava konusu marka başvurusunun tarafından yapılmadığı savunulmuş olup, dosya arasında davalı …’nın ismine atfen atılı iki adet imza bulunmaktadır. Bunlardan ilki işlem dosyası arasında bulunan ve dava konusu marka başvurusunun yapılması için marka vekiline verilen vekaletnamenin, diğeri ise, istinaf dilekçesinin altındadır. Yargılama aşamasında, davalı şahsa çıkartılan tebligatların Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın ise davalının adresinde çalıştığını beyan eden şahsa tebliğ edildiği görülmüştür. Bu nedenle, dosya arasında davalının başkaca imzası bulunmamaktadır. Davalı gerçek kişinin, dava konusu başvurunun kendisini tarafından yapılmadığı savunması, dava konusu hakkın doğup doğmadığı ile ilgili bir itiraz niteliğinde olduğundan, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilecektir.
Bu itibarla, dava konusu marka başvurusunu ve böylece yukarıda belirtilen vekaletname altındaki imzayı inkar eden davalı şahsa ait, marka vekiline verilen vekaletname aslı gelirtilerek ve tatbike medar belgelerin temini ile davalı şahsın imza örnekleri alınıp, imza incelemesi yapılmak suretiyle marka başvurusunun davalıya ait olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, Dairemizce, davalı …’nın bu hususa ilişkin istinaf itirazının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre davalı … Kurumu vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Davalı …’nın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 23/09/2020 gün ve 2019/244 E. – 2020/221 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Kurumu vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı … ile davalı … Kurumu tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak ayrı ayrı yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 17/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.