Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1533 E. 2023/42 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1533
KARAR NO : 2023/42
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018
NUMARASI : 2016/322 E. – 2018/125 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/04/2018 tarih ve 2016/322 E. – 2018/125 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” markasının tanınmış marka statüsünde tescilli olduğunu, davalı şirketin … sayılı “… + şekil” ibareli marka başvurusuna müvekkile ait … sayılı “… …” ibareli markaları ile … nolu tasarım tescillerini gerekçe göstererek itiraz ettiklerini, davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararı ile itirazlarının nihai olarak reddedildiğini, oysa itiraza gerekçe olarak sunulan marka tescilleri ile dava konusu marka tescilindeki “şekil” unsurlarının birebir aynı olduğunu, “… …” ve “…” ibareleri arasında farklılık bulunsa da davalı şirketin asıl amacının söz konusu ibareyi değil, marka görselinde bulunan ürün şeklini tescile bağlamak olduğunu, müvekkil şirketin tescilli ürün tasarımları ve markalarında bulunan görsel ile dava konusu marka başvurusunda bulunan görsel arasında bir fark bulunmadığını, bilerek ve istenerek müvekkile ait marka ve tasarımlarının çağrıştırılmasının amaçlandığını, tüketicinin aynı raflarda her iki ürünü gördüğünde karıştırma ihtimalinin son derece olağan ve yüksek olduğunu, söz konusu markaların seri markalar izlenimi yarattığını, özellikle çocuk tüketicilerin rağbet gösterdiği ve tüketicinin maliyeti düşük olması nedeniyle zaman harcamadan ve incelemeden satın aldığı ürünlerin yan yana aynı rafta satıldığı da düşünüldüğünde iltibas ihtimalinin çok yüksek olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 20/06/2016 tarih ve 2016-M-6611 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, tasarıma konu ürünler açısından tasarımcının tasarımı geliştirme açısından çok fazla seçenek özgürlüğü bulunmadığını, müvekkil firmanın seçenek özgürlüğünün dar olduğunu, bu alanda tasarımına ayırt edicilik vasfı kazandırmak için çaba sarf ederek tasarımında farklılıklar meydana getirdiğini, tasarımların öncekilerden tamamen farklı olmasını beklemenin gerçekçi bir yaklaşım olmadığını, fikri mülkiyet hukukunda taklidin yasak olduğunu, ancak esinlenmenin serbest olduğunu, davacı tarafın gerekçe gösterdiği markaları incelendiğinde, dünyadan ve Türkiye’den başka bir tasarımdan esinlenerek ortaya çıktığının anlaşılacağını, başka bir tasarımdan esinlenerek ortaya çıkan yeni tasarımın, yenilik vasfına haiz olduğunu söyleyebilmek için tasarımın esaslı noktaları üzerinde farklılıkların bulunmasının yeterli olduğunu, müvekkil şirket tasarımının esaslı farklılıklar ortaya koyduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının “…+şekil” ibareli başvurusu ile davacının “… …+şekil” ibareli tescilli markaları ve mesnet tasarımları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, bilirkişi raporunda ifade edildiği ve benimsendiği gibi dava konusu marka görselinde yer alan ve aynı zamanda davacı tarafın mesnet tasarım görsellerinde yer alan “…” şeklinin (ortası delik ve halka yapıdaki şekil) … türevleri yönünden yaygın olarak kullanıldığı ve herkesçe bilinmesi nedeniyle harcıalem olduğu, benzerlik mukayesesinde bir koruma unsuru olarak davacı tasarımlarının kabul görmediği, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının “…+şekil” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait “… …+şekil” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, ortalama tüketici nezdinde başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1. maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın tasarım iddiasına bağlı 556 sayılı KHK’nın 8/5 anlamında ileri sürdüğü sınai mülkiyet hak iddiasının, “…” görsel tasarımlarının harcıalem sayılan şekli nedeniyle yenilik kriterini taşımadığından, 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesindeki koşulların davacı taraf yönünden oluşmadığı, davalı marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı da kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, başvuruda “…” ibaresinin ayırt edici unsur olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, görsel unsurun ön plana çıkarıldığını, ürün görselinin müvekkiline ait tasarımlarla aynı olduğunu, markanın düşük maliyetli ürünler üzerinde kullanılacağını, alma süresinin kısalığı nedeniyle yanılma payının yüksek olduğunu, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, … şeklinin halka mal olmuş kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin ürününün farklı bir dizayna sahip olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ,YİDK kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının davalının marka başvurusundaki … görseli nedeniyle marka başvurusuna itiraz ettiği, dava konusu marka başvurusunda yer alan “…” şeklinin harcıalem bir tasarım olduğu, … türevlerinde de halka şeklinin yaygın olarak kullanıldığı, taraf markaları arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalini bulunmadığı, kötü niyetin ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip