Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1529 E. 2023/1387 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2021
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/06/2021 tarih ve 2020/212 Esas – 2021/187 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak dava konusu YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkilinin markaları ile dava konusu başvuru arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunduğu gibi marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, zira davalı gerçek kişinin müvekkilinin eski hissedarlarından … …’in çocuğu ve müvekkilinin eski çalışanı olan … …’in kardeşi olduğunu, bahsi geçen kişilerle müvekkili Şirket arasında “…” ve “…” ibarelerinden kaynaklı hukuki ihtilafların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin bunlardan haber olmamasının mümkün bulunmadığını, buna rağmen dava konusu marka başvurusunda bulunmasının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2020-M-3958 sayılı YİDK kararının iptaline ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik olmadığını, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markları arasında hiçbir benzerlik olmadığını, müvekkili ile davacı arasında derdest olan hiçbir davanın bulunmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının”…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanAmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalı yanın, müvekkilİ firmanın eski hissedarlarından olan baba … …’in oğlu ve eski çalışanı olan … …’in kardeşi olduğunu, … …’in müvekkili Şirkette bulunan hisselerini devrederek, şirket bünyesinden ayrıldığını, davalı yanın kardeşi ve babası tarafından, müvekkili firmanın tescilli ticaret unvanına, tescilli alan adına, tescilli markalarına tecavüz teşkil eden kullanımlarda bulunulduğunu, bu sebeple çok sayıda hukuki ihtilafın bulunduğunu, davalı yanın söz konusu husumetten haberdar olmamasının mümkün bulunmadığını, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, dava konusu marka ile müvekkili firma markalarının aynı sınıfları kapsadığını, marka işaretlerinin de benzer bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu “…” ibaresi ile davacının “…” asıl unsurlu itirazına mesnet markaları arasında işitsel, görsel, kavramsal ve genel izlenim itibariyle SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07/03/2023 tarih, 2021/7239 Esas, 2023/1372 Karar sayılı ilamında da “…” ibaresinin davacının “…” asıl unsurlu markalarıyla benzer bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunun da kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 02/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :14/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip