Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1526 E. 2023/1439 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1526 – 2023/1439
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1526
KARAR NO : 2023/1439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2020/369 E. – 2021/164 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/04/2021 Tarih ve 2020/369 Esas – 2021/164 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … Şirketi tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin “… +şekil” ” ibaresini 32. sınıfta yer alan “gazozlar ” malları yönünden tescili için yaptığı marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu markanın müvekkilinin tanınmış markası ile ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğu gibi dava konusu markanın SMK’nın 5/1-a-b-c-d ve f bentleri gereğince de tescil edilemeyeceğini davalı Şirketin kötü niyetli bulunduğunu, dava konusu başvurunun SMK’nın 6/3,6/6,6/7 ve 6/8 maddeleri gereğice de reddinin gerektiğini ileri sürerek , YİDK’in 21/09/2020 tarih ve 2020-M-7568 sayılı kararının iptali ile dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu markanın yanıltıcı olmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, … ibaresinin özellikle İzmir ve Aydın illerinde tanınmış ve birçok firma tarafından kullanılan genel bir ibare olduğunu, müvekkilinin 1976 yılında kuruluşundan itibaren “… …” adı altında faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkilinin itiraza gerekçe markalardan çok daha önceki tarihlerde ticari faaliyetlerine başladığını ve … markasına bilinirlik kazandırdığını, müvekkilinin başvurusunun doğal kaynak suyuna ilişkin olmadığını, su çıkarmayla bir ilgisinin bulunmadığını, … Dağı’ndan su çıkarmaya yetkisi olmadığı halde birçok firmanın marka başvurusu yaptığını, müvekkilinin başvurusunun tesciline engel bir durum olmadığını, davacının tüm iddialarının yersiz bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı Şirketin … bölgesinden su çıkarma yönünde bir yetkisinin olduğunun ispatlanamadığı, davalı yanca … bölgesi suyunun kullanımı ile çekişmeli malların üretiminin gerçekleştirildiğine dair bir delilin de sunulmadığı, bu durum karşısında; dava konusu markada ayırt edici ve esaslı unsur konumunda olan ibareler yer alsa da … ibaresinin ürünlerin coğrafi kaynağı, üretim yeri ve niteliğine atıf yapmasından dolayı tüketici tercihini etkileyebileceği, tüm bunlara bağlı olarak ürünün kaynağı konusunda yanıltıcı bir marka olacağı, bu nedenle 6769 sayılı SMK’nın 5/1-f maddesi anlamında başvurunun tescili engeli bulunduğu, davacının diğer iddialarının ise yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile TÜRKPATENT YİDK’nun 2020-M-7568 sayılı kararının iptali ile dava konusu markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığını, dava konusu başvurunun sadece “…” ibaresinden oluşmadığını, bu nedenle başvurunun tescili yönünden SMK’nın 5. maddesi uyarınca engel bulunmadığını, davacının iddialarının yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemişti
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin 1976 yılında kuruluşundan itibaren “… …” adı altında faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkilinin başvurusunun doğal kaynak suyuna ilişkin olmadığını, su çıkarmayla bir ilgisinin bulunmadığını, … Dağı’ndan su çıkarmaya yetkisi olmadığı halde birçok firmanın marka başvurusu yaptığını, … ibaresinin özellikle İzmir ve Aydın illerinde tanınmış ve birçok firma tarafından kullanılan genel bir ibare olduğunu, müvekkilinin itiraza gerekçe markalardan çok daha önceki tarihlerde ticari faaliyetlerine başladığını ve … markasına bilinirlik kazandırdığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, somut olaya uygulanacak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-f maddesinde “Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markaların,” mutlak tescil engelleri arasında kabul edildiği, anılan madde uyarınca başvuru aşamasında dahi, ürünlerin coğrafi kaynağı, üretim yeri, niteliği ve kalitesi yönünden halkı yanıltabilecek nitelikte olan marka başvurularının reddinin gerektiği, … suyunun, … İlçesi’nin sınırları içinde bulunan … …’ndan çıkan memba suyunun adı olduğu, Yargıtay11. Hukuk Dairesi’nin 08.07.2019 tarih, 2018/2795 Esas, 2019/5044 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere başvuru kapsamında yer alan 32. Sınıftaki “gazozlar” mallarının da niteliği itibariyle içerisine su katılabilecek emtialardan oldukları, dava konusu başvuru sahibi davalının, daha önce … bölgesi suyu ile anılan malların üretimi veya bu nitelikteki malların pazarlanması faaliyetiyle uğraştığı veya böyle bir faaliyet izninin bulunduğu konusunda bir iddia ve ispatının bulunmaması karşısında, sayılan mallar yönünden dava konusu başvuru, coğrafi kaynak konusunda yanıltıcı nitelik taşıdığı anlaşılmakla davalılar … Şirketi ile … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … Şirketi ile … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.