Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1525 E. 2023/1438 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1525
KARAR NO : 2023/1438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2020/324 E. – 2021/172 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/04/2021 Tarih ve 2020/324 Esas – 2021/172 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı, davalı … ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin 2015/06197, 2015/74587, 2015/22514 sayılı ve “… …”, “…+şekil”, “… …” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin, “2019/79520” sayılı ve “… …” ibareli başvurusuna, anılan markalara dayalı olarak yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin dünyanın en önde gelen giyim, kozmetik tekstil ve aksesuar üreticilerinden biri olduğunu, müvekkili şirketin “…” ve “…” ibareli markalarını 2002 yılından bu yana dünyanın pek çok ülkesinde tescilli olarak kullandığını, dava konusu marka başvurusu ile itiraza mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak derecede benzerlik bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun tertip tarzı itibariyle, müvekkilinin tanınmış “…” ibareli markalarıyla neredeyse aynı olduğunu, marka başvurusunda yer alan “… ibaresinin anlamı itibariyle zayıf ve tanımlayıcı nitelikte bulunduğunu, markaların kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin benzer veya ilişkili olduğunu, müvekkilinin “…” markasının tanınmış olması nedeniyle daha geniş bir korumadan yararlanması gerektiğini, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2020-M-6748 sayılı YİDK kararının iptaline ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2015/06197 ve 2015/4587 sayılı markaları yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşul, diğer davacı markaları yönünden de işaret benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik olmadığını, halk tarafından da bilinen pembe renginin İngilizce karşılığı olan “…” ibaresinin taraf markalarında ortak olarak yer almasının iltibasa neden olmayacağını, davacıya ait markaların tamamının ortalama tüketici nezdinde “…” olarak bilindiğini, YİDK kararının emsal Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile davacının itiraz mesnet 2015/22514 sayılı “… …” ibareli markasının kapsamında yer alan malların ayniyet derecesinde benzer olduğu ancak marka işaretlerinin genel izlenim yönünden benzer olmadığı, 2015/22514 sayılı markanın esaslı unsurunun tek başına … ibaresi olmadığı bir bütün olarak “… …” ibaresi olduğu, yazı karakterlerinin ve markanın bir bütün itibari ile bıraktığı izlenimin farklı olduğu, bu nedenle markalar arasında dava konusu mallar yönünden karıştırılma olasılığının bulunmadığı, davacının itiraza mesnet …” ibareli ve 2015/74587 sayılı markası ile dava konusu “… …” ibareli markanın anlamsal, görsel, işitsel ve biçimsel olarak benzerlik taşıdığı, davacı markasında yer alan kalın punto ve siyah renkte özel yazı karakteriyle oluşturulmuş … ibaresinin davalı markasında aynen yer aldığı, ancak taraf markalarının kapsamında yer alan mal ve hizmetler yönünden benzerlik bulunmadığı, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). Tespihler” mallar ile davacının itiraza mesnet markalarından 2015/06197 sayılı markası kapsamında yer alan mallar arasında benzerlik bulunduğu, davacının anılan markası ile dava konusu başvurunun görsel, işitsel olarak benzerlik taşıdığı, davacı markasında yer alan kalın punto ve siyah renkte özel yazı karakteriyle oluşturulmuş “…” ibaresinin davalı markasında aynen yer aldığı, söz konusu mallar yönünden ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerliğin olduğu, markaların karıştırılma olasılığının bulunduğu, davalı markasında yer alan “…” kelimesinin dilimizde mağaza, dükkan anlamına geldiği, markaya ayırt edicilik kazandırmadığı, “…” ibaresinin davacının “…” esas unsurlu markalarından uzaklaşmasını sağlayamadığı, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin pembe anlamına geldiği ve ayırt edicilik niteliği düşük olduğu savunulmuşsa da “…” ibaresinin dava konusu mallar yönünden tanımlayıcı ve jenerik bir sözcük olmadığı, bununla birlikte davacı şirket tarafından “…” ibaresinin kalın puntolar ve büyük harflerle özel stilize edilmiş yazı karakteriyle tescil edildiği ve bu şekilde kullanıldığı, anılan ibareli markanın yoğun ve ciddi kullanımı ile ayırt edicilik kazandığı, diğer yandan SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığı ve başvurunun kötü niyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TÜRKPATENT YİDK’ın 2020-M-6748 sayılı kararının 14. sınıf “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). Tespihler.” emtialar yönünden kısmen iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, davacının itirazına mesnet 2015/06197 sayılı markası kapsamında yer alan mallar ile dava konusu başvuru kapsamında yer alan “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). Tespihler.” mallarının benzer olmadığını, anılan malların birbiri yerine ikame edilebilme, birinin değerini tamamlama imkanı bulunmadığı, ayırca anılan malların kullanım amaçlarının ve dağıtım kanalarının farklı olduğunu, salt bu ürünlerin kişisel aksesuar ürünleri olduğundan bahisle benzerlik ilişkisi kurulmasının hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu başvuru kapsamında yer alan ve mahkemece iltibas bulunduğu kabul edilen mallar ile davacının itirazına mesnet 2015/06197 sayılı markası kapsamında yer alan 18 ve 25. sınıf mallar arasında bir benzerlik bulunmadığını, anılan malların birbiri yerine ikame edilebilme, birinin değerini tamamlama imkanı bulunmadığı, ayırca anılan malların kullanım amaçlarının ve dağıtım kanallarının farklı olduğunu, salt bu ürünlerin kişisel aksesuar ürünleri olduğundan bahisle benzerlik ilişkisi kurulmasının hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf başvurusunda, mahkemece başvuru kapsamında bırakılan “heykeller, biblolar, değerli metalden mamul spor müsabakalarında verilen kuplar” malları yönünden de iltibas koşullarının oluştuğunu, diğer taraftan SMK’nın 6/5 maddesi gereğince başvurunun tüm mallar yönünden reddi gerektiğini, ayırca dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu, aynı sektörde faaliyet gösteren davalının müvekkilinin markalarından haberdar olduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin markası ile aynı tarza oluşturulduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet 2015/06197 sayılı ve “…” asıl unsurlu marka arasında, başvuru kapsamında yer alan 14. sınıf “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). Tespihler.” malları yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira hem dava konusu başvuruda hem de davacının anılan itirazına mesnet markasında “…” ibaresinin asıl unsur olarak kullanıldığı, her ne kadar İngilizce bir kelime olan ve “pembe” anlamına gelen “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük olsa da, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacının yoğun kullanımı ile anılan ibareye ayırt edicilik kazandırdığı, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin anlamı itibariyle ayırt ediciliğinin oldukça düşük bulunan tanımlayıcılığa yakın bir ibare olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacı markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda yer almasının iltibasa neden olacağı, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 14. sınıf “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). Tespihler.” mallarının davacının 2015/06197 sayılı markasında bulunan 18., 25 sınıf mallar ile bu malların satışına ilişkin 35. sınıf hizmetler ile benzer olduğunun, sayılanlar dışında kalan mallar yönünden ise benzerlik bulunmadığının, mahkemece aralarında sektör uzmanın da yer aldığı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda açıklandığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/3135 -2019/1870 E/K sayılı ilamında da 14. sınıftaki “kuyumculuk eşyaları, takılar, saatler” mallarının 25. sınıftaki giysi mallarıyla benzer kabul edildiği, diğer yandan somut olayda SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluştuğunun ve dava konusu başvurunun kötü niyetli bulunduğunun ispatlanamadığı, zira sırf benzer marka başvurusunda bulunmanın kötü niyet olarak kabul edilemeyeceği, bunun dışında davalı başvuru sahibinin marka başvurusunu gerçekleştirirken kötü niyetli olarak hareket ettiğine dair de bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davacı ve davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ve davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacı ve davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :06/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip