Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1524 E. 2023/1436 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1524
KARAR NO : 2023/1436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2021
NUMARASI : 2020/43 E. – 2021/259 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/07/2021 tarih ve 2020/43 Esas – 2021/259 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 09, 35, 38, 42.sınıflarda tescil edilmek üzere 2018/32153 sayılı ve “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirketin 2012/86399, 2012/86400, 2012/86401, 2012/86402, 2012/86403, 2012/86404, 2012/86405 sayılı ve “…”, “…+”, “…” ibareli markalarına dayalı olarak başvuruya yaptığı itirazının Markalar Dairesince kısmen kabul edilerek, başvuru kapsamından 09, 35, 38, sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiğini, müvekkilinin bu karara karşı yaptığı itirazının ise dava konusu YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa tarafların markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak herhangi bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin başvurusunun bir bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğunu, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, müvekkilinin başvurusunun tanınmış olduğunu dava konusu 2019-M-10040 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescili istenen tüm mal ve hizmetler yönünden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler bakımından, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu başvuru ile müvekkiline ait redde mesnet markalar arasında iltibas bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamından çıkarılan 9, 35 ve 38. sınıf mal ve hizmetler ile redde mesnet markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür ve benzer bulunduğu, davalı Şirket ait redde mesnet markaların yoğun reklama ve tanıtım faaliyetleri ile uydu yayın, internet medyası, geniş bant ve telefon hizmetleri açısından yüksek ayırt ediciliğe sahip olduğu, markaların işitsel, görsel, kavramsal olarak ve genel izlenim itibariyle karıştırılması riski bulunacak düzeyde benzer oldukları, dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraf markaları arasında iltibasa olacak bir benzerlik bulunmadığını, dava konusu başvurunun bir bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğunu, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf bulunduğunu, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, davalının redde mesnet markalarını uyuşmazlık konusu hizmetlerde kullanmadığını, “…” ibaresinin davalı Şirketin tekeline bırakılamayacağını, uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerin tüketicinin bilinç düzeyinin yüksek olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, dava konusu başvurunun tanınmış olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun reddedilen mal ve hizmetler yönünden tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…+şekil” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu davalı Şirkete ait marka arasında, başvurunun reddedildiği mal ve hizmetler yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira hem dava konusu başvurunun hem de redde mesnet markaların asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, başvuruda yer alan diğer kelime ve şekil unsurunun yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı gibi “…” ibaresinin uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliğinin düşük olduğunun söylenemeyeceği, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/6803-2022/4135 E/K ve 2017/3687-2019/775 E/K sayılı ilamlarında da davalı Şirketin “…” asıl unsurlu markaları ile ” … …” ibareli başvurularının benzer kabul edildiği, diğer taraftan dava konusu başvuru sahibi tarafından davalı Kurum nezdinde ileri sürülmeyen kullanım ispatı talebinin işbu davada dinlenilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca dava konusu başvurunun tanınmış olmasının tesciline olanak sağlamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip