Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1514 E. 2021/1443 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2021
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/06/2021 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, “… …” ibareli 32. sınıftaki bira ürününü içeren… sayılı markanın dava dışı … … … A.Ş.’ne ait iken 15.08.2008 tarihli sözleşmeyle davalı Şirkete devredildiğini, sözleşmede, … ve … arasında akdedilen 15.08.2008 tarihli sözleşmenin 3.3 ve 4. maddelerinde sözleşmenin geçerliliğinin … Kurulu’ndan alınacak izne tabi kılındığını, izin alınamaması durumunda sözleşmenin hiçbir bildirime gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ereceğinin belirtildiğini, sözleşmenin yapılmasının ardından devralma işlemine izin verilmesi talebiyle … Kurumu’na başvurulduğunu, … Kurulunun 25.08.2009 tarihli kararı ile işleme izin verildiğini, … Kurulu’nun devre izin verme kararının ardından müvekkilinin Danıştay’a başvurarak, bu işlemin iptalini istediğini, Danıştay 13. Dairesince 26.03.2013 tarih,….. sayılı kararla, “… …” markasının davalıya devrine izin verilmesine yönelik kararın iptaline karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı Kuruma başvurarak kesinleşmiş yargı kararının gereğinin yerine getirilmesinin talep olunduğunu ancak bu taleplerin davalı Kurumca nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın istem ve başvuru dosyasındaki vakıa ve kanıtlarla örtüşmeyen, kesinleşmiş mahkeme kararını yok sayan, haksız ve hukuka aykırı nitelikte bir karar olduğunu, kesinleşmiş olan mahkeme kararı ile birlikte “… … asırlık bira” markası ile ilgili 30.12.2010 tarihinde gerçekleşen tescilin de iptal kararı ile hükümsüz kaldığını, müvekkilinin marka sicilindeki sahiplik bilgilerinin düzeltilerek, devir öncesi sahibi olan … … … A.Ş. adına kaydedilmesini istemek konusunda kesin, net ve açık bir hukuki yararının doğduğunu, … nezdinde … adına gerçekleşmiş marka tescilinin yasal dayanağını yitirdiğini ileri sürerek… sayılı kararının iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava dışı … …… sayılı markanın davalı Şirkete devrine izin verilmesine dair … Kurulu kararının iptaline ilişkin kesinleşmiş Danıştay kararının uygulanması, sicildeki sahiplik kaydının eski hale getirilmesi, ….. sayılı “… …” ibareli markanın sahiplik kaydının dava dışı şirket olarak düzeltilmesi isteminin reddi konusunda …. kararının iptali talep edilmiş ise de; marka devir sözleşmelerinin, bir açıdan sözleşme özgürlüğü kapsamında ele alınması gerekli olup bu sözleşmenin Danıştay kararı ile geçersiz kılınması halinde eski hale getirilmesinde lehine markanın tescil edilmesi istenilen şirketin birtakım yükümlülükleri de ortaya çıkacağından davada zorunlu davalı olarak taraf olması gerektiği, davacının iddia ettiği gibi davanın … … … AŞ’ye ihbar edilmesinin yeterli olmadığı, ara kararıyla verilen kesin süre içerisinde dava dışı şirketin zorunlu davalı olarak davaya katılmadığından HMK’nın 115/2 maddesine göre dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, HMK’nın 59. maddesinde zorunlu dava arkadaşlığının düzenlendiği, somut olayda ne usul hukuku ne de maddi hukuk kuralları uyarınca mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olmadığını, zira müvekkilinin dava dışı markayı devreden şirkete karşı herhangi bir talebinin bulunmadığını, bu nedenle davanın bu şirkete yöneltilmesinin gerekmediğini, dolayısıyla davanın usulden reddine ilişkin kararın yerinde olmadığını, davanın esası yönünden de haklı bulunduklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, … kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça, dava dışı … … … AŞ tarafından davalı Şirkete devredilen “… …” ibareli markanın, davalı Şirket adına tescilinin yasal dayanağını yitirdiği ileri sürülerek, söz konusu markanın sahiplik bilgilerinin düzeltilmesinin talep edildiği, bu talebin reddine ilişkin … kararının iptali için eldeki davanın açıldığı, davacı tarafça söz konusu markanın dava dışı şirket adına tescili istendiğinden, hukuki yararı etkilenecek anılan Şirketin bu davada taraf olmasının zorunlu bulunduğu, ilk derece mahkemesince de anılan Şirkete karşı dava açılıp bu davayla birleştirilmesi konusunda davacıya usulüne uygun biçimde kesin süre verildiği, buna rağmen söz konusu Şirkete karşı dava açılmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2021

….