Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/151 E. 2022/1638 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/151 – 2022/1638
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/151
KARAR NO : 2022/1638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES İ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2019/427 E. – 2020/255 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/09/2020 tarih ve 2019/427 E. – 2020/255 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…”, “…”, “…”, “…”, “……” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin … nolu “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itiraz kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 11 ve 35. sınıftaki mal ve hizmetlerin çıkartıldığını, itirazlarının kısmen reddine ilişkin karara yönelik itirazlarının ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davaya konu başvurunun, müvekkiline ait “…” ibareli marka serisinden algılanacağını, markaların aynı şirkete ait olduğu algısının yaratılacağını, müvekkiline ait “…” ibareli markaların tanınmış markalar olduğunu, davaya konu marka başvurusunun, davaya konu markanın tescili halinde müvekkilinin markalarının ayırt edici vasfının zedelenmesine neden olacağını, aynı zamanda haksız rekabet şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, YİDK’nın 01/11/2019 tarih ve 2019-M-8079 sayılı kararının iptaline ve dava konusu markanın tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacıya ait markaların 09, 16, 35, 36 ve 38. sınıflarda tescilli oldukları, davalı yanın dava konusu … nolu “…” ibareli markasının ise verilen kısmî red kararından sonra 06, 17 ve 19. sınıflarda tescilli bulunduğu, bu malların davacının itirazına mesnet markalarının kapsamında yer almadığı, markaların mal ve hizmet sınıflarından farklı olduğu, her ne kadar gerek marka işlem dosyasında verilen Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ve YİDK kararında gerekse de işbu dava kapsamında davalı Kurum tarafından sunulan cevap dilekçesinde, davaya konu markaların benzerliği konusunda bir ihtilaf bulunmamakta ise de, markaların tescil/başvuru sınıflarının birbirinden farklı olması karşısında markalar arasında iltibas olmayacağı, 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, başvuru ile müvekkilinin markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, davalı Kurum Markalar Dairesi Başkanlığının taraf markalarını benzer görerek başvurunun kapsamından bir kısım emtiayı çıkarttığını, ancak 35. sınıfın özgülenmiş olduğu 06, 17 ve 19. sınıf malların halen marka kapsamında bulunduğunu, başvurunu tescilinin müvekkilinin tanınmış markalarını sulandıracağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her ne kadar taraf markaları aynı ibareden oluşmakta ise de, başvuru kapsamında kalan emtialar yönünden SMK’nın 6/1. maddesinin uygulanabilmesi için gerekli emtia benzerliği şartının gerçekleşmediği, dolayısıyla başvuru kapsamında kalan emtialar yönünden tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, tanınmışlık şartının da gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 10/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.