Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1495 E. 2023/29 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1495
KARAR NO : 2023/29
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2019
NUMARASI : 2016/487 E. – 2019/579 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/12/2019 tarih ve 2016/487 E. – 2019/579 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır “… …” ibaresini ticari faaliyetlerinde kullandığını, anılan ibarenin marka olarak tescili için yaptığı başvuruya, davalı gerçek kişinin “…” ibareli markasına dayalı olarak yaptığı itirazının dava konusu YİDK kararıyla kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, oysa taraf markalarının benzer bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin Konya’nın bir ilçesi olduğunu, müvekkilinin de … ilçesinde faaliyetlerini sürdürdüğünü, anılan ibarenin herkes tarafından kullanılabileceğini, başvuruda yer alan “…” ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağladığını, markalar arasında iltibas bulunmadığını ileri sürerek, 2016-M-10345 sayılı YİDK kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaların benzer olduğunu, müvekkilinin davacıdan daha önce kullandığı ve meşhur hale getirdiği “…” ibaresinin ayırt edici bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, başvuru kapsamında yer alan 9., 35. ve 40. sınıf mal ve hizmetlerin, redde mesnet marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür bulunduğu, ancak marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas koşullarının bulunmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…(Lı)” ibaresinin Konya’nın bir ilçesi olduğu, anılan ibarenin bir kişinin tekeline bırakılmasının mümkün bulunmadığı, gerek davacıya gerekse davalıya ait gözlük mağazasının … ilçesinde faaliyet gösterdiğini, anılan ibarenin farklı işaret ve eklerle tescilinin engellenemeyeceğini, yine markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin de uyuşmazlık konusu“09/03 Manyetik, … kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve … ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/… okuyuculu kartlar.” ile “09/09 Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kurulan, kılıfları, parçalan ve aksesuarları.” emtiası ve bunların satış hizmetleri bakımından tanımlayıcı/vasıf bildirici nitelikte bulunduğu, buna göre dava konusu başvurunun asli unsurunu “…” ibaresi, redde menset markanın ise “…” ibaresinin oluşturduğu, diğer taraftan 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da bulunmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline, tescilin idari işlem olması nedeniyle başvurunun tescili isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, taraf markalarının asli unsurunu “… …” ibaresinin oluşturduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun tescili stemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… …” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet “…” ibareli marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak bulunan “…” ibaresinin, herkesin kullanımına açık bir coğrafi yer adı olduğu, “…” ibaresinin de tarafların markalarının kapsamındaki bir kısım mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı, bir kısım mal ve hizmetler yönünden ise ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğu, dolayısıyla başvuruda yer alan “…” ibaresinin, ayırt ediciliği sağlamakta yeterli bulunduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,50-TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip