Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1490 E. 2023/1474 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1490
KARAR NO : 2023/1474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2018/271 E. – 2020/157 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/09/2020 tarih ve 2018/271 Esas – 2020/157 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibaresini ilk olarak 2000 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak markalarını da artırdığını, davalı gerçek kişinin 2017/11346 sayılı “…” ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markaları ile dava konusu markanın hem ibarelerinin hem de hükümsüzlüğü talep edilen malların karıştırılmaya yol açacak derecede benzer olduğunu, dava konusu markanın müvekkiline ait markaya yalnızca ayırt edici niteliği son derece düşük “…” sözcüğünün eklenmesi suretiyle oluşturulduğunu, dava konusu başvurunun, müvekkili markalarından farklılaşmadığını, ortalama tüketici nezdinde dava konusu başvurunun, müvekkiline ait markalardan farklı bir marka olarak algılanmayacağını, dava konusu … ibaresinin, müvekkiline ait markaların devamı, serisi veya alt markası olarak algılanacağını, davalının kötü niyetli olarak başvuru yaptığını ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-4726 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın 30. sınıfta bulunan tüm mallar ile 5. sınıfın 2. alt sınıfında bulunan mallar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının itirazına mesnet çok sayıdaki seri markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğu, dava konusu başvurunun da “…” ibaresi ile bittiği, bu kısmın taraf markalarında öne çıktığı, bu ibareye eklenen “…” ibaresinin 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında markalar arasındaki ilişkilendirme ihtimalini ortadan kaldıracak düzeyde başvuruya ayırt edicilik katmadığı, taraf markalarının tüketici zihninde bıraktığı ses ve iz ile aynı etkiyi doğurduğu, işaretlerin bu derece benzer olması nedeniyle işletmesel bağlantı ihtimalinin de mevcut olduğu, davalının dava konusu markayı çekişmeli sınıflar bakımından tescil ettirmesinin, davacının “…” ibareli ürün/hizmetler için tüketiciler ve yararlanıcılar nezdinde tesis ettiği imaj, güven ve hatırlanırlıktan haksız olarak istifade etmesi sonucunu doğuracağı, bu durumun ise, markaların aynı işletmeye ait seri markalar olduğu izlenimini yaratacağı, iltibas tehlikesinin bulunması ve emtia listelerinin aynı/benzer olması halinde 6769 Kanunun 6/5 ve 6/9 maddelerinin tartışma alanı bulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’in 09/02/2017 tarih, 2018-M-4726 sayılı kararının 30. sınıftaki tüm mallar ile 05/02 alt grupta yer alan “tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” yönünden iptaline, dava konusu 2017/11346 sayılı markanın 30. sınıftaki tüm mallar ile 05/02 alt grupta yer alan “tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, ortalama tüketicinin “…” kelimesini belirli bir işletme ile bağlantılı şekilde algılamayacağını, dolayısı ile başvuru markasının bir bütün olarak “…” şeklinde görülmesinin gerektiğini, değerlendirmenin de markaların bütüncül görünümü ve bu görünümün tüketici zihninde oluşturacağı çağrışım üzerinden yapılacağını, başvuruda yer alan farklılıklarla birlikte dava konusu markanın genel izleniminin, davacı markalarından farklılaştığını, markalarda örtüşmeyen unsurlar tamamen farklı olduklarından karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimali olmayacağını, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, davacı tarafından yaratılmamış ve oldukça basit bir ibare olan “…” ibaresinin farklı eklerle veya kelimelerle birlikte kullanıldığı hallerde, her duyulduğunda veya görüldüğünde refleksif olarak itiraz sahibi firmayı çağrıştırmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, dava konusu edilen mallar yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira başvuruda, davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin de ayrı yazılarak öne çıkarıldığı ve her ne kadar “…” ibaresi gıda ürünleri yönünden yüksek ayırt ediciliğe sahip değil ise de başvuruya farklı olarak eklenen “…” ibaresinin de ayırt ediciliğinin düşük olması karşısında yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip