Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1473 E. 2023/1327 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1473
KARAR NO : 2023/1327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2021
NUMARASI : 2020/199 E. – 2021/197 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/05/2021 tarih ve 2020/199 Esas – 2021/197 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar …, … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış “…” ve “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında iltibas bulunduğunu, başvurunun tescil edilmek istendiği 43. sınıf hizmetlerin müvekkilinin markaları kapsamında da yer aldığını, markaların işaretler bakımından benzer olduğunu, başvurudaki “…” ibaresinin Bodrum’un bilinen bir mahallinin adı olduğunu, dava konusu başvurunun müvekkiline ait “…” markalarının …’nde yer alan bir işletmesinin adı ve müvekkilinin markalarının serisi olarak algılanacağını, dava konusu markanın tescilinin, müvekkilinin markalarının tanınırlığına zarar vereceğini ileri sürerek, 2020-M-5035 sayılı YİDK kararının iptali ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili davaya süresinde cevap vermemiş, yargılama sırasındaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “…” markası ile davacıya ait “…”, “…”, “…”, “…” markaları arasında iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunduğu, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas koşullarının oluştuğu, davacı markalarının tanınmışlığının ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline, dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava konusu markanın bir bütün halinde “…” ibaresinden oluştuğunu, davacının itirazına mesnet markalarından farklı bulunduğunu, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin tepe anlamına gelip ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, benzer bir uyuşmazlıkta “…” ibaresinin davacı markları ile benzer kabul edilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı gerçek kişi vekili, mazeret dilekçesi sunmalarına rağmen tahkikata son verilerek yokluklarında sözlü yargılamaya geçilip karar verilmesinin savunma ve adil yargılanma hakkını kısıtladığını, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, mahkemenin gerekçeli kararının çelişkili bulunduğunu, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığını, markalarda orta olarak yer alan “…” ibaresinin tepe anlamına geldiğini, ayırt edici olmadığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı bulunduğunu, iltibas değerlendirmesinde ortala tüketici kriterinin esas alınmayacağını, zira uyuşmazlık konusu 43. sınıf hizmetlerin tüketicisinin dikkat düzeyinin daha yüksek olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, başvurunun tescil edilmek istendiği 43. Sınıf hizmetler bakımından, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsuru olan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak kullanıldığı, başvuruda yer alan “…” nün maruf bir yer adı olduğu, bu nedenle yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, Yargıtay 11. HD.’nin “…” ibareli 43. sınıftaki hizmetleri içeren marka tescil başvurusunu, davacı şirketin “…” asıl unsurlu markaları ile benzer bulan 09.02.2015 tarih ve 2014/16141 E.- 2015/1469 K. sayılı kararının, “…” markasını davacı markalarıyla benzer gören 11/12/2019 tarih ve 2019/1583 E.- 2019/8079 K. kararının ve “…” markasını davacı markalarıyla benzer gören 20/11/2019 tarih ve 2019/358 E.- 2019/7366 K. sayılı kararlının da aynı yönde olduğu, diğer yandan 25.03.2020 Tarihli 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile dava açma sürelerinin 13.03.2020 tarihinden 30.04.2020 tarihine kadar durdurulduğu, daha sonra 30.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren”Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair” 2480 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 7226 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi birinci fıkrasında düzenlenen durma süresinin, 01.05.2020 tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatıldığı, iptali istenen dava konusu YİDK kararın davacı vekiline 01.06.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı Kanun ile pandemi dolayısıyla uzayan süreler dikkate alındığında dava açmak için hak düşürücü sürenin 16.06.2020 tarihinde başladığı nazara alındığında 11.08.2020 tarihinde açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmakla, davalılar …, … vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar …, … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 27/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :15/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip