Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1468 E. 2023/1375 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1468
KARAR NO : 2023/1375
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2021
NUMARASI : 2020/266 E. – 2021/175 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali –
Markanın Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/04/2021 tarih ve 2020/266 E. – 2021/175 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin verdiği yoğun emek, zaman ve tanıtım faaliyetleri sonucu “…” markasının meşhur ve maruf hale geldiğini, “…” ibaresini ticaret unvanında kullanmasının yanı sıra … gibi online alışveriş sitesine ait domain adreslerinde de kullandığını, davalı markasının başına “…” ifadesi getirilmiş olmasının benzerliği ortadan kaldırmadığını, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, taraf markalarının görsel ve işitsel olarak benzer bulunduğunu, davalı şirket markasının müvekkili şirket markalarının serisi gibi bir algı yaratacak nitelikte olduğunu, davalı şirket başvurusunun müvekkili şirketin markasının tanınmışlığından haksız yarar elde edebileceğini ve tanınmış niteliğini sulandıracağını, ayrıca davalı tarafın marka başvurusunda kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2020-M-5349 sayılı YİDK kararının iptaline ve davalıya ait 2019/80414 sayılı marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket temsilcisi, dava konusu markadaki “…” harflerinin şirketin kurucusu olan …’un adının ilk harfleri olduğunu, “…” harflerinin üretilmesi düşünülen cihazları oluşturan “…” aksamı anlattığını, “…” ibaresinin sanayi sektörünün genel adı olduğunu, davacı şirket markasının daha evvel kendilerince bilinmediğini, davacı ile faaliyet alanları/sektörlerinin farklı olduğunu, “…” ibareli markanın bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından taraf markaları arasında “emtianın aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı, dava konusu 2019/80414 sayılı markanın “…” ibaresinden oluştuğu, bir anlamı olmadığı, davacı yanın itiraza mesnet markalarının ise “…” ibaresini ortak olarak içerdiği, dava konusu “…” markası ile davacıya ait markaların esas unsurunu oluşturan “…” ibareleri arasında yeter derecede işaret farklılığı bulunmadığı, davacı markalarında yer alan “…” ibaresinin birebir ve olduğu gibi dava konusu “…” markası içinde yer aldığı, “…” kelimesinin bilinen bir anlamının olmadığı, bu nedenle başlangıçtaki ayırt ediciliği güçlü ve orijinal bir ibare olduğu, bu hususun iltibas tehlikesi ihtimalini arttıran bir unsur olduğu, ayrıca T/02104 sayısı ile 16/02/2012 tarihinde tanınmış marka olarak tescili bulunan “…” ibaresinin, en azından ortalama tüketici kesimi nezdinde 2012 yılı itibari ile bilinir bir marka olduğunun, bu çerçevede tüketicinin bir kısmının aşina olduğu bir marka olduğunun söylenebileceği, önceki tarihli markanın bilinilirliğinin arttırılmış olmasının da iltibas tehlikesini arttıran başkaca bir unsur olduğu, karşılaştırılan markalar arasında SMK’nın 5/1-ç hükmü uyarınca ayniyet ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmasa da, SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı, davalı şirketin kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile; 2020-M-5349 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2019/80414 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında karıştırılacak derecede benzerlik bulunduğunu, … ibaresinin yeterli farklılığı sağladığını, taraf markalarının genel izlenim olarak farklı bulunduğunu, müvekkilinin kararının yerinde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu marka kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından taraf markaları arasında, emtianın aynı veya benzer olması koşulunun sağlandığı, dava konusu 2019/80414 “…” ibaresi ile davacının itirazına mesnet “…” ibaresini ortak olarak içeren markaları arasında yeterli farklılık bulunmadığı, davacının “…” ibareli markasının aynen davalının başvurusuna konu “…” markası içinde yer aldığı, diğer yandan “…” kelimesinin bilinen bir anlamının olmaması nedeniyle başlangıçtaki ayırt ediciliğinin güçlü olduğu, bu hususun da iltibas tehlikesi ihtimalini arttırdığı, ayrıca T/02104 sayısı ile 16/02/2012 tarihinde tanınmış marka olarak tescili bulunan “…” ibaresinin tüketicinin bir kısmının aşina olduğu bir marka olduğunun söylenebileceği, önceki tarihli markanın bilinilirliğinin arttırılmış olmasının da iltibas tehlikesini arttıran başkaca bir unsur olduğu, SMK’nın 6/1. maddesindeki koşulların bulunduğu anlaşılmakla, davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … Kurumu vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL’nin davalı … Kurumundan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … Kurumu uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip