Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1465 – 2023/1462
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1465
KARAR NO : 2023/1462
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2021
NUMARASI : 2020/288 E. – 2021/154 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka Hakkının İhlâli / Haksız Rekabet
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/04/2021 tarih ve 2020/288 E. – 2021/154 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 10.06.2019 tarihinde “…Tic. A.Ş.”den “…” markalarını devraldığını, bu marka ile hem üretim hem pazarlama yaptığını, anılan markanın tanınmış olduğunu, davalının, “…” markasını kendisine aitmiş gibi kullanarak ayakkabı, kemer ve çanta sattığını, davalının kötüniyetli olarak haksız kazanç sağladığını, bu kullanımın davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalının “…” ibareli marka tescil başvurusuna, davacı tarafından yapılan itirazın haklı bulunduğunu ileri sürerek davalının “…” ibaresini ürünlerinde kullanmakta olduğunun, bu kullanımın davacının markalarına tecavüz oluşturduğunun ve haksız rekabete yol açtığının tespitine, bu talepler doğrultusunda davalının ticari faaliyetlerini sürdürdüğü işyerlerinde tespit yapılmasına, davalının, davacıya ait markalı ürünlerinin toplatılmasına, davacıya teslim edilmesine, bu mümkün olmaz ise imhasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı Şirket vekili, savunmaların ve sunulacak delillerin inkar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, “… ” ibareli marka tescil süreci tamamlanmadan müvekkili tarafından kullanılmadığını, mağaza reklamlarında ve satılan ürünlerde “…” markasıyla iltibas yaratacak bir kullanımın bulunmadığını, müvekkilinin “…” markasını kullanıldığını, “…” ibaresinin zayıf bir marka olduğunu, anılan ibarenin ayırt edici gücü yüksek markalar gibi korunmayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın somutlaştırdığı ve dava konusu yaptığı davalıya ait iki ayrı işyerinde bilirkişi vasıtasıyla yerinde inceleme yaptırıldığı, davalıya ait işyerlerinde yapılan incelemelerde, ticari faaliyetin deri ayakkabı, çanta ve kemer emtialarının satışı hizmetine ilişkin olduğunun ancak işyerlerinin tabelalarında, tanıtıcı araçlarında ve bu işyerlerinde satılan ürünlerde, herhangi bir markasal kullanımın bulunmadığının tespit edildiği, bilirkişi raporunda görsellerine yer verilen davalıya ait markasal kullanımların “…” ve “…+…” şeklinde oldukları, bu markasal kullanımların davacıya ait “…” ibareli markalarla görsel, işitsel ve kavramsal olarak herhangi bir benzerlik oluşturmadığı, davalıya ait markasal kullanımların davacıya ait marka haklarını ihlal etmediği, davalının eylemlerinin davacı aleyhine haksız rekabet de oluşturmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının yapmış olduğu satış faaliyetinin, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde belirtilen marka haklarına tecavüz kapsamına gireceği, vaki eylemlerin aynı zamanda haksız rekabet teşkil edeceğinin değerlendirilmesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulmasının kanuna apaçık aykırılık içerdiğini, marka hakkına tecavüzün olduğunu, tarafları aynı olan Bolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/10 Esas 2021/127 Karar Sayılı dosyada davalı firmanın ‘…’ markasını kullanarak satış yaptığının tespit edildiğini, mahkemenin keşif talebini zamanında değerlendirmeyerek davalı firmaya dava dilekçesini tebliğ ederek, önlem almasına fırsat verdiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça, davalının davada belirtilen iş yerlerinde, davacıya ait … markasını hakkı olmadığı halde kullandığı ileri sürülmüş ise de, davalının belirtilen iş yerlerinde “…” ve “…+…” şeklinde markasal kullanımda bulunduğu, davacının … markasını kullanmadığı, davalının markasal kullanımların davacıya ait “…” ibareli markalarla görsel, işitsel ve kavramsal olarak herhangi bir benzerlik oluşturmadığı, bu nedenle de davacıya ait marka haklarının ihlal edilmediği, davalının eylemlerinin davacı aleyhine haksız rekabet oluşturmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.