Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1463 E. 2023/1378 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1463 – 2023/1378
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1463
KARAR NO : 2023/1378
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2021
NUMARASI : 2020/207 E. – 2021/202 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/06/2021 tarih ve 2020/207 E. – 2021/202 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirket tarafından yapılan 2019/09012 sayı ile “…” ibareli marka tescil başvurusuna müvekkili şirketçe 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi bağlamında itiraz edildiğini, itirazın reddine dair karara itirazın da YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkilinin itirazında gerekçe olarak gösterilen markaların 154195, 2003/17905, 2018/40467 sayıyla tescilli “…”, “…” ve “…” ibareli markalar olduğunu, taraf markalarından “…” ve “…” ibareli markaların karşılaştırılmasında her iki markanın harf diziliminin birebir aynı olduğunu, markaları oluşturan “i, n, f, l, a, s” harflerinin aynı bulunduğunu, taraf markalarındaki ortak ibarenin salt “…” ibaresinden teşekkül etmediği halde Kurum tarafından ortak kökün “…” ibaresine indirgenmesinin yerinde oluşmadığını, taraf markalarındaki ortak ibarenin “…” ibaresi olduğunu, markaların aralarında bir bağ olduğu yönünde güçlü bir benzerlik arzettiklerini, müvekkili şirkete ait “…” markasının yanısıra yine müvekkili şirkete ait “…” markasının da varlığı sebebiyle davalı şirketin “…” ibareli markasının yeni bir versiyon, seri marka olduğu yönünde benzerliğin oluşmasına sebebiyet verdiğini, taraf markalarının kapsamında aynı malların bulunduğunu ileri sürerek, 5/1 alt sınıftaki emtia bakımından, YİDK’nın 2020-M-2326 sayılı kararının iptali ile 2019/09012 sayılı “…” ibareli markanın tescil kararının iptaline veya tescil edilmişse markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, markalar arasında iltibas ve karıştırılma ihtimalinin doğmayacağını, taraf markalarının yazılış, okunuş ve anlam itibariyle 6769 sayılı SMK m. 6/1 anlamında benzer bulunmadığını, çekişme konusu malların niteliği ile bu malların hitap ettiği tüketici kesiminin dikkat düzeyi göz önüne alındığında, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olmayacağını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin tahriş, tahrip ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılmak üzere ürettiği ilaca, hastalığın tıbbi literatürdeki karşılığı olan “…” kelimesinin ilk iki hecesine, bu hastalığı sona erdireceği anlamında “…” ekini ekleyerek “…” kelimesini türettiğini, uyuşmazlık konusu ürünlerin 5. sınıf mal ve hizmet kategorisinde bulunan tıbbi, kimyevi veya veterinerlik amaçlı ilaçlar olduğunu, bu sınıf yönünden en önemli farkın tüketici kitlesindeki nitelik farkı olduğunu, markalar arasında benzerlik içeren “…” bölümünün, …” kök sözcüğünden gelen bir tıp terimi olduğunu, “…” ibaresinin hiç kimsenin kullanım tekelinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu emtianın, 5/1 alt sınıfta yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler.” olduğu, davacı markaları ile dava konusu marka arasında SMK m.6/1 hükmü bağlamında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği, dava konusu markanın esas ve tek unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacıya ait itiraza mesnet markaların ise “…”, “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğu, taraf markaları, herhangi bir etken madde isminden oluşmamakla birlikte, dava konusu marka olan “…” ve davacıya ait markalardan “…” ve “…” ibareli markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, “…” ibaresine atıfta bulunan bir ibare olduğu, “…” teriminin, “…” anlamına geldiği, dolayısıyla 5/1. alt sınıfta yer alan emtia bakımından tasviri nitelikte bulunan, kimsenin tekeline verilemeyecek “…” kelimesinin tıbbi terim karşılı olan “…” kelimesinin kısaltılmışı olan “…-” hecelerinin yanına eklenen muhtelif hecelerle türetilmiş markalar oldukları, markalarda yer alan “…-” hecelerinin 5/1. alt sınıftaki emtia bakımından ayırt ediciliği bulunmayan tasviri bir kısaltma olduğu, 5/1. altsınıfta bulunan emtianın doktor, veteriner ve eczacı gibi ihtisas sahibi kimselere hitap eden veya eczacı vasıtasıyla hastaya ulaştırılan emtia oldukları, dolayısıyla söz konusu uzman kimselerin bilinç düzeyi dikkate alınarak iltibas değerlendirmesi yapılması gerektiği, davaya konu emtianın hitap ettiği dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin bu ibareyi hemen ve ilk bakışta “…” terimi ile bağdaştıracağı, bu terimin davaya konu 5/1 alt sınıftaki emtia bakımından ayırt ediciliği bulunmayan tasviri-jenerik bir ifade olduğu, dolayısıyla dava konusu markalarda yer alan “…-” hecesinin markasal ayırt edicilik incelemesinde ön planda olduğunun söylenemeyeceği, karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporunda markaların benzer görülmüş olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından ayniyet derecesinde bir benzerlik aranmış olmasının, iş bu davanın niteliği itibariyle marka hukukuna aykırı olduğunu, … – … markalarının benzerliğin ötesinde, refleksif olarak birbirleriyle aralarında bir bağ ve birbirlerinin serisi olduğu yönünde güçlü bir benzerlik arzettiğini, bu davada ayniyete yakın bir benzerlik aranmasının hukuka aykırı bulunduğunu, her iki markada harf diziliminin birebir aynı olduğunu, ortak ibarenin “…” değil “…” ibaresi olduğunu, müvekkilinin “…” markasının yanısıra itiraza gerekçe “…” markasının varlığı karşısında, davalının “…” markasının teşkil tarzı itibariyle bir başka verisyonu, serisi olduğu yönünde bir benzerliğin oluşmasına sebebiyet verdiğini, bilhassa markaların “aynı mal ve aynı tedaviye yönelik” olarak kullanımı halinde daha büyük bir tehlikenin ortaya çıktığını, “…” markası bulunmakta iken … markasının aynı mal için piyasada bulunması halinde; uzman tüketici kitlesi tarafından dahi markaların refleksif olarak birbirini anımsatacağı ve bu haliyle ikame edilebilir olması halinde, birinin diğerinin yerine yazılabileceğini ve satılabileceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça dava konusu edilen emtianın, 5/1. alt sınıfta yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler.” olduğu, davacının itirazına mesnet markaları ile davalının başvurusuna konu marka arasında emtia benzerliğinin bulunduğu, ancak karşılaştırılan markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, zira, davalının başvuru konusu markasının tek unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacıya ait itiraza mesnet markalarının ise “…”, “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğu, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, “…” ibaresinin kısaltması şeklinde ona atıf yapan bir ibare olduğu, “…” teriminin, “…” anlamına geldiği, dolayısıyla 5/1. alt sınıfta yer alan emtia bakımından tasviri nitelikte bulunan, kimsenin tekeline verilemeyecek “…” kelimesinin tıbbi terim karşılı olan “…” kelimesinin kısaltılmışı olan “…-” hecelerinin yanına eklenen muhtelif hecelerle türetilmiş markalar oldukları, davaya konu emtianın hitap ettiği dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin bu ibareyi hemen ve ilk bakışta “…” terimi ile bağdaştıracağı için dava konusu markaları karıştırmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.