Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1448 E. 2021/1408 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/06/2021 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 09.03.2019 tarihinde davalının … – …uçuşunda yolcu olarak bulunduğunu, uçağın inişe yaklaşık 40 dakika kala şiddetli bir türbülansa girmesi ve ani irtifa kaybı sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, olumsuz hava şartlarının daha evvel havalimanı otoritelerince bildirilmiş olması sebebiyle pek çok uçuşun iptal edildiğini, bu durumu bilerek uçuşu gerçekleştiren davalının ve türbülansa girileceğine dair anons dahi yapmayan davalı Şirketçe çalıştırılan pilot, yardımcı pilot ve kabin ekibinin kusurlarıyla müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiklerini, müvekkilinin kaza sonucu uzun süre tedavi gördüğünü, günlük bakımı konusunda yardımcı olması için dava dışı kişi ile bir iş sözleşmesi akdettiğini, müvekkilinin iş yaşamından elde edeceği gelirlerden mahrum kaldığını ve bunun dışında tedavisi için maddi zarara uğradığını, davalının sivil havayoluyla yolcu taşıma sözleşmesinden doğan asli edim yükümlülüklerinden yolcuyu varış yerine sağ ve salim taşıma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin uğradığı zararlardan davalının kusuru nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 100.000 TL maddi tazminat ile 400.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın, hak düşürücü süre olarak kabul edilen 2 yıllık süre geçtikten sonra ve yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu hadisenin meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusur veya ihmalinin bulunmadığını, müvekkili Ortaklığın üzerine düşen tüm yükümlülük ve edimleri yerine getirdiğini, davacının uğramış olduğu zararın müvekkili Ortaklık tarafından tanzim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın, davacının ulaşım amacıyla davalıdan aldığı uçak biletine istinaden 09/03/2019 tarihinde uçağın trübülünsa girmesi sonucunda yaralanması nedeniyle davacının uğradığı zararın maddi ve manevi tazminine ilişkin olup, taraflar arasında yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu, bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi kararının hukuk ve usule aykırı bulunduğunu, özel kanun niteliğindeki uluslararası sözleşmeler karşısında dava konusu ihtilafın tüketici mahkemeleri veya asliye hukuk mahkemeleri nezdinde görülmesinin mümkün olmadığını, görevli mahkeme bakımından ise, taşıyıcının sorumluluğuna dayanan davaların mutlak ticari dava olmaları sebebiyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 ve 5. maddeleri gereği, asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, tüketici mahkemelerinin, uyuşmazlığı….. uygulamak suretiyle çözecek genel görevli mahkeme olmadığını, davacının ihtilafa konu uçuşa biniş sebebi ve dolayısıyla taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin kurulma sebebi mesleki faaliyette bulunmak olduğundan, davacının tüketici sıfatıyla hareket ettiğinden söz edilemeyeceğini, hal böyle iken işbu davaya bakmakta görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”nin tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem”in tüketici işlemi olarak tanımlandığı, aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinildiği, HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceğinin düzenlendiği, somut olayda da davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, her ne kadar davalı tarafça, davacının mesleki amaçla hareket ettiği ileri sürülmüş ise de davacının sivil toplum faaliyetleri dolayısıyla dava konusu uçuşa katıldığı, dolayısıyla mesleki amaçla hareket ettiğinin söylenemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/11/2021 tarihinde HMK 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2021
….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.