Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1440 – 2023/1396
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1440
KARAR NO : 2023/1396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2021
NUMARASI : 2020/155 E. – 2021/175 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka, YİDK Kararı İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/05/2021 tarih ve 2020/155 E. – 2021/175 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, … markasının 1994 yılından beri tescilli olduğunu, ortalama tüketici tarafından Türkiye’de en çok bilinen ve tercih edilen markalardan biri haline geldiğini, 2018/66107 sayılı ile 29, 30 ve 32. Sınıfta “…” ibareli marka başvurusundan 29 ve 30. sınıfta yer alan mallarının YİDK tarafından çıkartıldığını, müvekkilinin çok sayıda tescilli “…” markasının bulunduğunu, YİDK kararına konu olan marka görselinde tarımsal ürünü simgeleyen buğday başağı varken …’e ait markalardan üçünde tavayı andıran bir görsel bulunduğunu, … şekil markasında Y harfinin uzantıları ile yazılı bölümü çevrelediğini, görsellerin birbirine benzemediğini, müvekkilinin “…” markasının tescilinin …’e ait markalardan daha önceki tarihli olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde müktesep hakkının olduğunu, müvekkilinin müktesep hakkının tespit edildiği altı emsal mahkeme kararının bulunduğunu, “…” ve seri markalarının geçmişinin 1994 yılına dayandığını, 5 yıllık hükümsüzlük davası açma süresi geçmiş birçok markasının bulunduğunu, müvekkilinin geçmişten bu yana kırmızı ve koyu mavi/lacivert renkler kullandığını ileri sürerek, Türk Patent YİDK’nın 2020-M-2028 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkiline ait … markasının ilk kez 1983 yılında tescil edildiğini, taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin oluştuğunu, davacı marka başvurusunda yer alan “…” sözcüğünün tescili talep olunan sınıflar yönünden hiçbir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, davacı tarafın marka başvurusunun kapsamında yer alan emtiaların da müvekkili markalarının emtiaları ile aynı olduğunu, davacının marka başvurusu ile müvekkilinin markalarına yanaşma kastı ve kötü niyetini ortaya çıkardığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının “…+ şekil” ibareli marka başvurusu ile davalının “Şekil+… …”, “Şekil+ … …” ibareli 2013/49254 ve 2013/49248 sayılı tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvuru kapsamından çıkarılan mallar açısından ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında görsel ve sesçil benzerlik nedeniyle işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı oluşabileceği, SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğundan başvuru kapsamından çıkarılan mallar açısından YİDK kararının yerinde olduğu, davacı taraf daha önceden tescilli olan “…” ibareli markalarına dayalı müktesep hak iddiasında bulunmuş ise de Yargıtay 11. HD.nin içtihatları kapsamında başvuru markasında “…” kelimesi asli unsur olarak yer alsa da önceki markalarından uzaklaşıp başvuruda kırmızı ve mavi renklerin hakimiyeti ile şekil unsurunun tasarımsal olarak (yarım ay şeklindeki buğday başağı) tercihi davalının mesnet markalarına yakınlaşma çabası ve iltibas tehlikesi içerdiğinden davacı açısından müktesep hak koşullarının oluşmadığı, her ne kadar bilirkişi heyeti “davacının adına tescilli 161404, 2010/02694, 2010/02693, 97/020148, 2007/04994, 2004/14928, 2005/01426 ve 2001/26441 sayılı markalarından kaynaklı olarak redde konu olan 29 ve 30. Sınıftaki mallar bakımından müktesep hak koşullarının oluştuğu ” şeklinde görüş belirtmiş ise de bu görüşe iştirak edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin başvuruda bulunduğu ve YİDK kararına konu marka görselinde ve diğer seri markalarında tarımsal ürünü simgeleyen buğday başağının bulunduğunu, davalı … A.Ş.’ye ait markaların üçünde tavayı andıran bir görsel bulunduğunu, “…+ŞEKİL” markasında ise “Y” harfinin uzantıları ile yazılı bölümün çevrelendiğinin görüldüğünü, marka görsellerini alt alta koyup yapılan objektif bütüncül incelemede bu markaların görsel olarak birbirine benzemediğinin açıkça görüldüğünü, dava konusu markalara ilişkin 5 yıllık hükümsüzlük davası açma süresinin dolduğunu, bu sebeple uyuşmazlık konusu tüm markaların varlıklarını koruduğunu, müvekkilinin dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan emtiaların aynen önceki tarihli markalarının kapsamında da yer aldığını, bu itibarla dava konusu marka başvurusunda emtia kapsamının genişletilmesinin de söz konusu olmadığını, müvekkili adına tescilli markalardan kaynaklı müktesep hak koşulları oluştuğundan davalının markaları ile müvekkili markaları arasında SMK 6/1 kapsamında iltibas tehlikesinin bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka, YİDK kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “…+şekil” ibareli marka tescil başvurusu ile davalının “…” ibareli markaları arasında, başvuru markasının kapsamında yer alan ve uyuşmazlık konusu olan 29.ve 30.sınıf mal ve hizmetler yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik olduğu gibi, davacı şirketin önceki tarihli tescilli markalarının, işbu davanın konusu olan başvuru yönünden davacıya kazanılmış hak sağlamasının da mümkün bulunmadığı, zira davalı markasıyla müştereken aynı kelimeyi içeren davacının başvurusuna konu markasında, önceki markalarında yer almayan şekilde “…” ibaresini “y” harfinin altından ve “a” harfinin üzerinden başlayan, ucu açık iki adet yay figürü ile çerçevelemesinin, ayrıca bu yayların ucundaki başak figürü ile tamamen ilgisiz şekilde, davalı markaları ile benzeyen lacivert rengin seçilmesi suretiyle davalının itirazına mesnet markalarında bulunan şekil unsurunun kullanılmasının, davacının başvurusunu davalının markalarına yakınlaştırdığı, dolayısıyla kazanılmış hak koşullarının da davacı Şirket yararına oluşmadığı, nitekim aynı taraflar arasında görülen, davacı şirketin yine birinin ucunda başak figürü bulunan lacivert renkli iki yay şekli içerisine kırmızı harflerle yazılmış olan 2016/33403 numaralı ve “…” asıl unsurlu başka bir marka başvurusunun konu edildiği benzer bir uyuşmazlıkta da aynı gerekçelerle davacının müktesep hak müessesesinden faydalanamayacağı kabulüyle verilen Dairemizin 13.02.2020 tarih ve 2018/2008 Esas 2020/204 Karar sayılı kararının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.02.2021 tarih ve 2020/1793 Esas-2021/1644 Karar sayılı ilamı ile onandığı, ilk derece mahkemesince aynı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.