Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1439 E. 2023/1406 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1439
KARAR NO : 2023/1406
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2021
NUMARASI : 2020/60 E. – 2021/164 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i Ref’i

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/05/2021 tarih ve 2020/60 Esas – 2021/164 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili ile feri müdahil vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili adına tescilli 2007/71094 sayılı “…” ibareli markanın bulunduğu ve bu markanın müvekkili tarafından 2007 yılından beri kullanıldığını, marka kapsamında 03. ve 05. sınıftaki malların yer aldığını, davalıya ait internet sitesinde “… …” isimli ürünün satışa çıkartıldığının, satıcının davalı …. olduğunun tespit edildiğini, dava dışı … şirketi tarafından 2015, 2016 ve 2017 yıllarında davalıya satışı yapılan “…” markalı kozmetik ürünlerinin miktarların 12.02.2019 tarihli mali müşavir tarafından düzenlenen yazı içeriğinde belirtildiğini, buna göre davalının, dava dışı şirketten satın aldığı malları “…” markası altında piyasaya arz ettiğini, bu durumun müvekkili adına tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, “…” ibaresinin kozmetik ürünler yönünden kullanılıp, taklit edilmesinin, kısmen veya tamamen taklit edilmiş ürünlerin satılmasının, dağıtılmasının, satışa sunulmasının, bu amaçla sunumunun ve/veya sergilenmesinin, ithalinin, ihracının ve benzeri şekilde ticaret mevkiine sunulmasının durdurulmasına, önlenmesine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın talebi üzerine hazırlanan bilirkişi raporunda, müvekkilinin online alışveriş adresinin incelendiğinin ve ürün teşhirine rastlanmadığının açıklandığını, dava tarihinden önce müvekkilinin, söz konusu ürünleri satıştan ve tüm stoklardan kaldırdığını, dava tarihinden çok önce satıştan kaldırılan ürünlere ilişkin olarak eldeki davanın açılmasında, davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığını, aksinin kabulü halinde ise davanın konusuz kaldığını, huzurdaki davanın yalnızca müvekkil şirkete ikame edildiğini, oysa tüm Türkiye genelinde bu ürünün dağıtımını yapan ve pazarlamasına karar veren firmanın … olduğunu, dolayısıyla müvekkiline yönelik davanın husumetten reddinin gerektiğini, davacı tarafın marka tescilinden doğan hakları ihlal edilmediği gibi müvekkilinin hiçbir kullanımının da haksız rekabet teşkil etmediğini, “…” kelimesinin Fransızca olup, Türkçe’de şeker anlamına geldiğini, bu anlamı itibariyle marka olarak tek başına kullanılmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil vekili, davalının internet sitesinde yer alan ürün görseli altında herhangi bir satış yapılmadığının dosyada mübrez bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, müvekkilinin bildirimi sonrasında satışı derhal durdurulan ancak ürün görseli davalının internet sitesinde sehven unutulan bu ürünün, herhangi bir ticari etki yaratmadığını, dolayısıyla huzurdaki davanın açılmasında herhangi bir hukuki yararın bulunmadığını, müvekkilinin “… …” ibareli parfüm ürünlerinin kullanımının hukuka uygun olduğunu, davacının … markasını parfümeri ürünleri üzerinde ciddi ve kesintisiz olarak kullanmadığını, müvekkili ürünleri ile davacıya ait ürünlerin üretim, dağıtım kanalları, satış noktalarının farklı olup, bu ürünlerin birbirleri yerine ikame edilmelerinin de söz konusu olmadığını, bu nedenle ürünler arasında iltibas tehlikesinden söz edilemeyeceği, “…” ibaresinin kozmetik sektöründe sıkça kullanıldığını ve ayırt edicilik taşımadığını, müvekkili markalarının tanınmışlığından faydalanmak isteyen davacının kötü niyetli olduğunu savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı firmanın internet sitesinde, davacı adına tescilli “…” ibareli markalı ürünün satışa sunulduğu, davalının “….com.tr” adlı alışveriş sitesinde “… … …” markası ile piyasaya arzı yapılan “parfüm” emtiası ile davacıya ait 2007/71094 sayılı markanın kapsamında yer alan 3. sınıftaki malların aynı, aynı tür emtia olduğu, davalının bu kullanımının davacının 2007/71094 sayılı markasına iltibas suretiyle tecavüz oluşturduğu, bu şekildeki kullanımın, aynı zamanda haksız rekabete yol açtığı gerekçesiyle davanın kabulüne, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, haksız rekabetin ref’ine ve men’ine, hükmün ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, dava tarihinin çok öncesinden beri satışta dahi bulunmayan ürünlere ilişkin olarak eldeki davanın açılmasında, davacının hiçbir hukuki yararının olmadığını, mahkemenin aksi yöndeki tespitinin yerinde bulunmadığını, somut olayda markaya tecavüz ve haksız rekabetin de bulunmadığını, davacının ağırlıklı olarak temizlik malzemesi satışı ile tanındığını, dava tarihinde parfümeri ürününün dahi bulunmadığını, parfüm edinmek isteyen tüketicinin önüne aynı anda … adlı bir temizlik malzemesi ve … adlı bir parfüm konulduğunda, tüketicinin … isimli parfüme yöneleceğini, davacı markasının ayırt edici unsurunun … ibaresi değil, şekil unsurları olduğunu, müvekkilince, markayı taşıyan mal üzerinde … ibarenin kullanılmadığını, bu ibarenin ürün açıklaması kısmında yer aldığını, müvekkili kullanımındaki asli unsurun “…” ibaresinden oluştuğunu, müvekkili ürününün üst ekonomik seviye tüketiciye hitap ettiğini, “…” ifadesinin, “şeker, şekerli” anlamına geldiğini ve sıfat niteliği taşıdığını, tanımlayıcı nitelikteki bu ibarenin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri müdahil vekili, davalının söz konusu ürün görseliyle satış yapmadığını, tescilli bir markanın aynısının ya da benzerinin internet sayfası içeriğinde kullanımının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun kabulü için bu kullanımın “ticari etki yaratacak” biçimde olması gerektiğini, somut olayda böyle bir kullanımın olmadığını, “… …” ibareli parfüm ürünlerinin kullanımının davacı markasına tecavüz veya haksız fiil teşkil etmediğini, müvekkili ürünleri ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesinin olmadığını, çünkü bu ürünlerin üretiminin, dağıtım kanallarının, satış noktalarının farklı olduğunu, tarafların “…” ibaresini kullanım şekillerinin de farklı bulunduğunu, kaldı ki davacının parfüm ürünleri üzerinde de söz konusu markayı kullanmadığını, davacı tarafın huzurdaki davayı açmaktaki hukuki yararının somut olarak ortaya koyulmadığını, davacı tarafın kötü niyetine ilişkin yeterli değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı tarafın internet sitesinde yer alan “…” ibarelerinin, davacı adına tescilli olan ve kapsamında parfüm malları yer alan 2007/71094 sayılı “…” ibareli markaya iltibas yaratacak derecede benzer olduğu, zira başvurudaki “…” ibarelerinin çatı marka niteliğinde bulunduğu, “…” ibaresinin de genellikle kişiye özel tasarlanmış anlamında kullanıldığı, dolayısıyla davalı kullanımının asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere bu ibarenin parfüm ürünleri yönünden tanımlayıcı bir niteliğinin de olmadığı, davalının da bu ibareyi tanımlayıcı nitelikte kullanmadığı, dolayısıyla davalının söz konusu markasal kullanımının, davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalı tarafça süresi içinde kullanmama definde bulunulmadığı, her ne kadar söz konusu ürünün, dava tarihinden önce satıştan kaldırıldığı, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı savunulmuş ise de dava tarihinden yaklaşık 4 ay öncesinde düzenlenen e tespit tutanağında, davalı internet sitesindeki kullanımın tespit edildiği, yine dosya kapsamında alınan 23.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda da, 20.03.2020 tarihinde Google arama motoru üzerinde “…” markalı parfüm için arama yapıldığında, davalı web sitesine ulaşıldığının açıklandığı, buna göre işbu davanın açılmasında davacının hukuki yararı olduğu anlaşılmakla, davalı vekili ile feri müdahil vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekili ile feri müdahil vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı ile feri müdahil tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davalıdan ve feri müdahilden ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı ile feri müdahil tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip