Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1438 E. 2023/1395 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1438
KARAR NO : 2023/1395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2021
NUMARASI : 2020/103 E. – 2021/149 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka, YİDK Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/04/2021 tarih ve 2020/103 E. – 2021/149 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin …” ve benzeri ibareli markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin 2001 yılında kurulan ve mağazalarda… markası altında ayakkabı, bot, çizme terlikler, patikler, kemer, çanta ve benzeri birçok ürün satıldığını, davalının “…” markasını 35. Sınıfta tescil ettirmek istediğini, başvuruya yapılan itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkilinin… markasının 03 ve 35. Sınıflar dahil olmak üzere bu sınıflar arasındaki tüm sınıflarda tescilli olduğunu, davalının müvekkilinin tanınmışlığından yararlanmayı amaçladığını, kötüniyetli olduğunu, davalının müvekkili markalarını bilmemesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin… markasının TPE nezdinde tanınmış marka olduğunu, her iki tarafın markasının da 35. Sınıfta tescilli olduğunu, davalının eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasına tecavüz ve TTK hükümleri gereğince haksız rekabet kurallarına aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK’in 18.02.2020 tarih ve 2020-M-938 sayılı kararının iptali ile davalıya ait 2019/48825 sayılı “…” marka başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.
Davalı … vekili, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının ” …+ şekil ” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle ve markaların bütünselliği ilkesi de gözetilerek görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibas şartlarının oluşmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun sağlanmadığı, davacı tarafın ” … + şekil ” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret unvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiasının kanıtlanmadığı, haksız rekabet oluştuğu iddiasının ispat olunamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin ‘…” vb. ibareli markalarının bulunduğunu, aynı zamanda TPE nezdinde “tanınmış marka” (maruf marka) olarak tespit edildiğini, davalı şirketin, söz konusu ‘’…’’ markasını müvekkili şirketle aynı ürün gamında yani 35.sınıfta “ayak giysileri:ayakkabılar,terlikler,sandaletler” kategorisinde tescil ettirdiğini, davalı şirketin tescil talebinin müvekkil firmanın tanınmışlığından yararlanmak amaçlı ve kötü niyetli olduğunu, davalının “…”, “…” ibareli ve başkaca tescilli markalardan habersiz olması mümkün olmadığı gibi “… ” markasının da iltibas sureti ile oluşturulduğunu, bu durumun müvekkili şirkete ait tescilli markaların tanınırlığından faydalanma kastını gösterdiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka, YİDK kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenim dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, bir bütün olarak dava konusu başvurunun, İspanyolca “gelişen” anlamına gelen “…” ibaresiyle davacı markalarından yeterince farklılaştığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının tescil engeli oluşturmayacağı, ticaret unvanına dayalı iddiaların ve dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip