Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1431 E. 2023/1391 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1431
KARAR NO : 2023/1391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2021
NUMARASI : 2020/211 E. – 2021/196 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Markaya ve Ticaret Unvanına Tecavüzün Tespiti,
Ticaret Unvanının Terkini, Hükmün İlanı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/06/2021 tarih ve 2020/211 E. – 2021/196 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacılar vekili, müvekkillerinden ….A.Ş’nin “…” ibareli tescilli markalarının bulunduğunu, müvekkillerinin ticaret unvanlarının çekirdek unsurunun da aynı ibareden oluştuğunu, müvekkili Şirketlerden sonra kurulan davalı Şirketin ticaret unvanının asıl unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, müvekkili …..A.Ş’nin tescilli markalarının ve müvekkillerinin ticaret unvanlarının çekirdek unsurunu oluşturan “…” ibaresi ile aynı olduğunu, bu durumun haksız rekabet ve markaya tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, davalının ticaret unvanının müvekkillerine ait ticaret unvanı ile markalarına tecavüz oluşturduğunun tespitinine, ticaret unvanının terkinine ve hükmünün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların iddialarının yerinde olmadığını olmadığını, dava konusu unvanının babadan oğula geçerek, 40 yıla yakın süredir kullanıldığını, müvekkilinin faaliyet alanının davacılardan farklı olduğunu, davacıya zarar verme kastlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacıların ticaret unvanlarının asli unsuru ile davalının ticaret unvanının asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, davacılardan … ..A.Ş ile davalının faaliyet alanlarının aynı ve benzer bulunduğu, anılan davacının ticaret unvanının davalı Şirketten daha önce tescil edildiği, bu nedenle anılan davacının davalının ticaret unvanının terkini ve hükmün ilanı isteminin yerinde bulunduğu, diğer davacının ise davalı ile faaliyetleri konuları arasında benzerlik bulunmadığından unvan terkini ve hükmün ilanı istemlerinin yerinde bulunmadığı, davalının “…” ibareli markasal kullanımı bulunmadığından, davacılardan ….A.Ş’nin tescilli markalarına tecavüzün söz konusu olmadığı, davalının önceye dayalı hak sahipliği iddiasının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı firmanın ticaret unvanında ”…” şeklinde kılavuz unsur olarak belirtilen ibarenin davalı ticaret unvanından terkin edilmesine, (silinmesine), kararın hüküm özetinin masrafı sonradan davalı tarafça karşılanmak üzere, Türkiye genelinde yayınlanan bir gazete de bir kez ilan edilmesine, diğer kısımların reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, müvekkillerinden … … ve Tic A.Ş ile davalı Şirketin iştigal alanlarının ilişkili ve benzer olduğunu, anılan müvekkili yönünden de ticaret unvanının terkini taleplerinin yerinde bulunduğunu, benzer bir uyuşmazlıkta da aynı sonuca varıldığını, öte yandan davadaki taleplerinin markaya ve ticaret unvanına dayalı unvan terkini istemine ilişkin olduğunu, davada markaya tecavüz iddiasında bulunmadıklarını, davalının tescilli ticaret unvanının bir çok yerde marka olarak da kullanıldığını, bu nedenle marka hakkına dayalı olarak unvan terkini istenebileceğini, müvekkilinin … ibareli markalarının dünya çapında tanınmış olduğunu, ilk derece mahkemesinin ticaret unvanın da “…” ibaresini kullanan davalının, müvekkilinin markalarına tecavüz etmediği bu nedenle unvan terkini koşulları oluşmadığı yönündeki kabulünün hukuka uygun bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tüm talepleri yönünden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacılar ile müvekkili Şirketin iştigal konularının tamamıyla farklı olduğunu, müvekkilinin dava konusu unvanının kullanmak suretiyle davacıların marka ve unvanına tecavüzünün bulunmadığının bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, müvekkilinin ticaret unvanını 40 yılı aşkın süredir kullandığını, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenemediğini, incelemesi halinde müvekkilinin davacılardan farklı sektörde faaliyette bulunduğunun anlaşılacağını, müvekkilinin ticaret unvanının davacı markalarının tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetlerde de kullanmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kısmı kabul kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, davacıların ticaret unvanlarının çekirdek kısmını ve davacı … adına tescilli markaların asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin davalı tarafından ticaret unvanı olarak kullanıldığı iddiası ile ticaret unvanına ve markaya tecavüzün tespiti, “…” ibaresinin davalının ticaret unvanından terkini ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ihtiyari dava arkadaşlığı başlıklı 57. maddesi “ Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir: a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, el birliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması. b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri. c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.” hükmünü haiz olup, aynı kanunun 58. maddesi ise “İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.” düzenlemesini içermektedir.

Somut olayda da davacı ….A.Ş yönünden tescilli ticaret unvanına ve markalara, diğer davacı yönünden ise sadece tescilli ticaret unvanına dayalı olarak açılan işbu davada, davalıya atfedilen markaya ve unvana tecavüz fiili ortak vakıa olduğundan, HMK’nın 57/1-c maddesi çerçevesinde davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu açıktır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince dava açılırken her bir davacı için ayrı ayrı başvurma ve peşin karar ve ilam harçlarının alınması gerekirken, dava açılırken tek bir harç alınarak yargılamaya bu şekilde devam edilmesi ve gerekçeli kararda da tüm davacılar için tek harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Nitekim benzer şekilde açılan başka bir dava hakkında verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/10/2022 tarih, 2021/2830 – 2022/6914 E-K sayılı ilamında da aynı tespitlere yer verilmiştir.
Her ne kadar istinaf yoluna başvuran taraflarca bu yönde bir istinaf itirazında bulunulmamışsa da, harçlar kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu hususun tarafların istinafı üzerine resen gözetilmesi gerekmiştir.
Bu itibarla, mahkemece yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde eksik harcın tamamlanması, her bir davacının davasının bağımsız olduğu da nazara alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi için HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/06/2021 gün ve 2020/211 E. – 2021/196 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacılar ve davalı tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacılara ve davalıya ayrı ayrı iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 02/11/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip