Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1428 E. 2023/1299 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1428
KARAR NO : 2023/1299
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2021
NUMARASI : 2019/283 E. – 2021/226 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Marka İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/06/2021 tarih ve 2019/283 Esas – 2021/226 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, davalılara ait 2011/113222 sayılı “…” ibareli markanın tescil edildiği tarihinden beri hiç kullanılmadığını, dava konusu markanın maliklerinden olan …’in markayı 02/05/2019 tarihinde davalı … …’e devrettiğini ileri sürerek, 2011/113222 sayılı markanın SMK’nın 9. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili, dava konusu markanın kullanıldığını, bu hususun müvekkilleri tarafından Ankara 3. FSHHM’nin 2019/187 esas nolu dosyasında davacı aleyhine açılan davada davacı tarafça ikrar edildiğini, dava konusu markanın müvekkilleri ile birlikte … adına kayıtlı olduğunu, bu nedenle davanın anılan kişiye de yöneltilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … … davaya süresinde cevap vermemiş, anılan davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, markanın kullanılmadığına yönelik iptali davasında kullanımın ispatı davalıya ait olsa sa davalı tarafın kullanıma yönelik görsel delil ve belgeler sunduğu gibi defter ve kayıtlarına da dayandığı, bu çerçevede yerinde inceleme yetkisi dahil bilirkişi incelemesi gerektiği, davacı vekiline 05/04/2021 tarihli tarihli duruşmada 7 ve 8 nolu ara kararları ile davalının kullanıma yönelik dayanak delil ve belgeleri üzerinde bilirkişi heyeti incelemesi yapılması için bilirkişi ücretine ilişkin ek avansı yatırması konusunda kesin süre verildiği, davacı tarafın kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmadığı, davalının dosyaya sunduğu görsel delil ve belgeler ile kendisine ait kayıt ve defterlerde inceleme yapılamadığı ve davalının kullanıma yönelik sunulan delillerinin aksi davacı tarafça çürütülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu markanın kullanıldığının davalı tarafça ispatlanması gerektiğini, ispat yükü davalıda olmasına rağmen taraflarına ait delilden vazgeçmesi nedeni ile davanın reddedilemeyeceğini, davalı tarafça bilirkişi incelemesi talebinde bulunulması ve ücretinin yatırılması gerektiğini, davalı tarafın böyle bir talebi yoksa davalının kullanımı kanıtlayamaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, dava konusu markanın tescilinden bu yana hiç kullanılmadığını, dava konusu markanın iptali gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini isteniştir.

GEREKÇE : Dava, kullanmama nedenine dayalı marka iptali ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
SMK’nın 26/3 maddesinde, marka iptal taleplerinin talep tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere ileri sürülebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, dosya kapsamında bulunan marka tescil belgesinden, dava konusu 2011/113222 sayılı markanın …, … ve … adına 31.05.2013 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinde marka sahiplerinden olan …’in dava konusu markayı davalı … …’ devrettiği belirtilerek husumet diğer marka sahipleri …, … ile birlikte anılan kişiye yöneltmiş ise de SMK’nın 26/3 maddesinde açıkca mrka iptal taleplerinin sicilde marka sahibine karşı ileri sürülmesi gerektiği düzenlendiğinden, işbu davada da husumetin sicilde marka sahibi olarak görünen …, … ve …’ e yöneltilmesi zorunludur. Buna rağmen mahkemece dosyaya sunulan devir sözleşmesine itibar edilerek yargılamaya diğer maka sahipleri birlikte … … huzurunda devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken, iş bu davada, zorunlu dava arkadaşı olarak bulunması gereken, dava konusu markanın sahiplerinden olan …’e karşı, işbu dava ile birleştirilmek üzere başka bir davanın açılması ve sonrasında da işbu dava ile birleştirilmesi yönünde kesin süre verilmesi, sonrasında da hasıl olacak duruma göre, dosyanın esası incelenerek bir karar vermekten ibarettir.
Ayrıca kabule göre de; SMK’nın 9. maddesi gereğince davalının markasını kullanım külfetinin bulunduğu ve kullanmama nedenine dayalı iş bu davada yargılama konusu markayı kullandığını ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalı tarafça bilirkişi ve keşif deliline de dayanıldığı, HMK’nın 324. maddesinde taraflardan her birisinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ücreti kesin süre içerisinde yatırmak zorunda olduğunun düzenlendiği, bu hale göre mahkemece bilirkişi incelmesi için takdir edilen avasın davalı tarafça yatırılması gerektiği gözetilmeden, üstelik davalı tarafça dava konusu markanın kullanılmasına ilişkin sunulan tarihisiz ve kullanımı ispata yetersiz bir kaç belgenin aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin yukarıdaki hususlara ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/06/2021 gün ve 2019/283 Esas – 2021/226 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip