Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1422 E. 2023/1224 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1422
KARAR NO : 2023/1224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2020
NUMARASI : 2018/348 E. – 2020/325 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/10/2020 tarih ve 2018/348 E. – 2020/325 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili firmanın 1984 yılında dondurma sektörüne giriş yaptığını ve kuruluşundan bu yana birçok ilklere imza attığını, …’nın, Türkiye’deki başarısını yurt dışında da devam ettirdiğini, “… …” ibaresinin müvekkili firma adına 1991 yılından bu yana tescilli olduğunu, davalı firmanın 2017/21337 kod numaralı “…” ibareli markasının 29 ve 30. sınıfta tescil müracaatına konu edildiğini, müvekkilinin markaları ile dava konusu “…” ibareli markanın karıştırılacağını, müvekkili firmanın “… …” ibaresini markasının ayırt edici unsuru olarak kullanarak nihai tüketici nezdinde bahse konu ibarenin meşhur ve maruf edilmesini başardığını, dava konusu markanın müvekkili firmanın seri markalarından birisi olarak algılanacağını, markalar arasında var olan yüksek benzerliğin yanı sıra, davalı yanın davaya konu markasını kötüniyetli olarak tescil başvurusuna konu ettiğini ileri sürerek… Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2018-M-4884 sayılı kararının iptaline, diğer davalının 10.03.2017 tarih ve 2017/21337 başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “… +şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının “… …+ şekil” ve “… …+ŞEKİL” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın bulunmadığı, SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili adına tescilli mesnet markalar ile dava konusu olan “…” ibareli marka görsel ve işitsel olarak benzer olduğunu, “… …” ibaresinin müvekkili firmanın 27 yıldır kullanmakta olduğu nihai tüketici nezdinde meşhur ve maruf hale getirmiş olduğu bir marka olduğunu, müvekkili firmanın “… …” ibaresini markasının ayırt edici unsuru olarak kullanarak nihai tüketici nezdinde bahse konu ibarenin meşhur ve maruf edilmesini başardığını, davalının başvurduğu ibarenin müvekkili firmanın markalarından birisi olarak algılanacağını, markalar arasında var olan yüksek benzerliğin yanı sıra, davalı yanın davaya konu markasını kötüniyetli olarak tescil başvurusuna konu ettiğini, bilirkişi raporunun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “…+şekil” ibareli dava konusu marka başvurusu ile davacının “… …+ şekil” ve “… …+ŞEKİL” ibareli tescilli markaları arasında, SMK’nın 6/1. maddesi anlamında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, tarafların marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hususlarının da dosya kapsamına göre kanıtlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2023

Başkan Vekili

Üye

Üye

Katip