Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1397 E. 2023/1357 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1397
KARAR NO : 2023/1357
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2018/120 E. – 2020/214 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/10/2020 tarih ve 2018/120 E. – 2020/214 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı tarafın 2015/44018 başvuru numaralı ve 38 ve 45. sınıfları kapsayan “…” ibareli marka tescilinde bulunduğunu, bu başvuruya müvekkili firma tarafından yapılan itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kulunun kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa davalının daha önce yaptığı “…” ibareli marka başvurusunun 2016-M-12193 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, aynı şekilde davalının “…” ibareli marka kullanımının durdurulması için İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan 2015/247 sayılı dosyada ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararından sonra davalının “…” ibareli mobil uygulamasının ismini “…” olarak değiştirdiğini, ancak… üzerindeki uygulamanın hala “…” şeklinde olduğunu, davalının “…” markasındaki “…” ibaresini çıkararak yaptığı “…” ibareli başvurunun da müvekkilinin markasına benzer olduğunu ve ayırt ediciliğinin bulunmadığını, marka başvurusunun ilgili tüketici kitlesi bakımından karışıklığa sebebiyet vermek için kötüniyetli olarak yapıldığını, müvekkilinin “…” markası ile müvekkilinin “…” markasının aynı ve ilişkili hizmetleri kapsadığını, ileri sürerek, YİDK’nın 2016-M-7471 sayılı kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, “…” uygulamasının ve bu uygulamanın sağlayıcısı olan Twitter’ın tanınmışlığının karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırdığını, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak farklı olduğunu, davacının markasının “…” şeklinde müvekkilinin markasının ise “…” şeklinde okunduğunu, taraf markalarının anlamlarının da farklı olduğunu, “…” ibaresinin “bir dizi ayna içeren uzun dikey tüp”, “…” ibaresinin ise “bir kitap, program, tartışma” anlamına geldiğini, müvekkilinin markasının davacı markasının içinde bulunmasının taraf markalarını benzer kılmadığını, bu şekilde birçok markanın tescil edildiğini, davacının faaliyet alanının reklam planlama ve sosyal medyada yer bulunmasını sağlama olduğunu ve sosyal medya kullanıcıları için mobil bir platform sağlamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinin ilk şartı olan emtiaların/hizmetlerin benzerliği kriterinin gerçekleştiği, her ne kadar emtialar bakımından kısmi bir benzerlik olduğu söylenebilse de, davacının itirazına mesnet markalarıyla dava konusu başvuru arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, “…” kelimesinin “…” kelimesi içerisinde özgün manasını korumadığı, “…” kelimesinin bir mercekli araç ismi iken “…” kelimesinin “kısım” anlamına geldiği, kelimenin başındaki “…” ibaresi ve şekil unsurlarının markaların ayrışmasını sağladığı, salt markaları oluşturan kelimelerin son harflerinin benzemesinin iltibas tehlikesi yaratmadığı, “…” ibaresi ile davacı markalarında yer alan kısmi benzerliğin karışıklığın doğması için yeterli bir benzerlik olmadığı, Türkiye’de yaşayan herkesin internet sektörü için bildiği kelimeler kullanılarak oluşturulan davacıya ait markaların baştan itibaren zayıf marka konumunda oldukları, bu tür markalar arasındaki iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklik ile bertaraf edilebileceği, yargılama konusu olay açısından da aynı hususun söz konusu olduğu, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun da bulunmadığı, markalar benzer görülmediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/3 ve 8/5. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılmasına yer olmadığı, davalının kötü niyetli olduğunu gösterir somut bir delile rastlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar arasında davalının müvekkilinin “…” ibareli markasını haksız olarak kullanması nedeniyle ihtilaf bulunduğunu, davaya konu “…” markasının “…” markasının halkta yarattığı kafa karışıklığından faydalanmaya devam etmek için seçildiğini, taraf markalarının benzer olduğunu, başvurunun “…” ibaresinin kısaltması olarak algılanacağını, benzerlik değerlendirilmesine Yargıtay kriterlerinin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunun çelişkiler barındırdığını, yeni heyetten rapor alınması taleplerinin reddedildiğini, kötüniyet iddialarına ilişkin delillerinin dikkate alınmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarını oluşturan ibareler arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerliğin oluşmadığı, başvuru ve itiraza mesnet markada “…” harf dizilimi ortak olarak yer almakta ise de, davacının markasının tüketiciler tarafından daha çok dikkat çeken ilk kısmındaki “…” ibaresinin markaları görsel ve anlamsal olarak farklılaştırdığı, başvuruyu gören tüketicilerin bunun davacının itiraza mesnet markasından farklı bir marka olduğunu derhal ve ilk bakışta algılayacağı, öte yandan, davacı vekili davaya konu marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığını da ileri sürmüş ise de, başvurunun, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacıyla yapıldığına ilişkin herhangi bir ispatın bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 13/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip