Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1384 E. 2023/1283 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1384
KARAR NO : 2023/1283
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2018/404 E. – 2020/219 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka
Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/10/2020 tarih ve 2018/404 E. – 2020/219 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … markasının tanınmış bir marka olarak Türkiye de en çok satılan spor markası olduğunu, “… …” ibareli markasının 18, 25, 35. sınıflarda 16.09.2008 tarihinden itibaren, “… …” ibareli markasının ise 02, 03, 09, 10, 14, 16, 18, 21, 25, 27, 28, 30, 32, 35. sınıflarda 16.09.2008 tarihinden itibaren tescilli olduğunu, davalının 2018/02466 numarası ile başvuruda bulunmak sureti ile “… … …” markasını 25. Sınıfta tescil ettirmek istediğini, davalı başvurusuna yapılan itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkilinin “…,” ve devamındaki “…” ibareli markalarının Türk Patent nezdinde tescilli olduğunu ve “…” markasının, TÜRK PATENT nezdinde “tanınmış marka” olarak kabul edildiğini, tanınmış markaların, sadece tescilli olduğu sınıflarda değil, tüm sınıflar bakımından koruma altına alındığını, ayakkabı sektöründe … harfinin müvekkili ile özdeşleştiğini, taraf markaların emtialarının da birebir aynı olduğunu, davalı marka başvurusunun müvekkil markalarının ayırt edici karakterine ve tanınmışlığına zarar verdiğini, davalı başvurusunun müvekkile ait tescilli markalar ile aynı mallarda kullanılması davalının kötü niyetini gösterdiğini iddia ederek, YİDK kararının iptaline, dava konusu marka tescil edildiği takdirde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, her iki marka arasındaki ortak unsur “…” harfi olsa da müvekkilinin bu harfi farklı bir kelime ile birleşerek “… … …” olarak farklı bir logo ile birlikte kullandığını, ortak olan … harfinin logolarının yazım özellikleri ve renklerinin de farklı olduğunu … ibaresi ile … ibaresinin hiçbir benzerliğinin olmadığını, bu kelimenin iltibasa sebebiyet vermediğinin açık olduğunu, bir harfin tek başına markalaştırılarak bir kişi tarafından kendi tekeline alınmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu … YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “… … …” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin davacının … harfini yoğun ve uzun süre kullanarak maruf hâle getirmesi nedeni ile arttığı gerekçesiyle davanın kabulüne, … YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında bir benzerliğin mevcut olmadığını, davacının markasının “…”, müvekkilinin markasının ise “…” olup her iki marka arasındaki tek ortak noktanın “…” harfi olduğunu, bununla birlikte müvekkilinin markalar arasındaki tek ortak harf olan bu “…” harfini farklı bir kelime ile birleştirerek “…” olarak ve “…” markası tek başına öne çıkmaksızın farklı bir logo tasarımı ile birlikte kullandığını, … ibaresinin davacının kelime içeren markası olan “…” ile hiçbir benzerliğinin bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuruya konu işaretin başında ve sonunda figüratif nitelikte “…” harfinin yer aldığı “…” sözcüğünden oluştuğunu, iddialara mesnet markalar ile tek ortak unsurun “…” harfi olduğunu, iddialara mesnet markalarda tek başına kullanılmayan “…” harfinden kaynaklı kısmi benzerliğin iltibasa yol açacak nitelikte olmadığını, başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet markalar arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil iltibasa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmadığını, tescili talep edilen dava konusu işaretin, tanınmışlığı iddia edilen “…” ibaresini esas ya da münhasır unsur olarak içeren markalar ile bir ilişki içinde olduğu iddiasının yerinde olmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira taraf markalarının asli unsurunun “…” harfinden oluştuğu, her ne kadar tek başına harfler hiç kimsenin tekeline bırakılamaz ise de somut olayda dava konusu başvurunun, tertip tarzı itibariyle de davacı adına tescilli markalara benzetildiği, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olduğu, öte yandan davacı markalarının tanınmış bulundukları ve bu durumun da karıştırılma ihtimalini artırdığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
Dava konusu marka … nezdinde 02/01/2019 tarihinde tescil edilmiş ancak mahkemece, davacının markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Ne var ki verilen karar davacı tarafından istinaf edilmemiş olduğundan, istinaf edenlerin sıfatına göre Dairemizce bu husus kaldırma sebebi yapılmamıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85’er TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin anılan davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … ile davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan davalıların uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip