Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1383 E. 2023/1282 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1383 – 2023/1282
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1383
KARAR NO : 2023/1282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2020/260 E. – 2021/164 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/04/2021 tarih ve 2020/260 E. – 2021/164 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı …. A.Ş. ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin, 2003 yılında kurulmuş ve 2004 yılında süt sığırcılığı faaliyetine başlamış olduğunu, müvekkilinin … nezdinde dava konusu 2019/33709 sayılı “…” marka başvuru tarihi öncesinde, aynı “…” ibaresini içerir, 2014/87160 sayılı “…”, 2014/87399 sayılı “…”, 2019/04809 sayılı “… …” ve 2019/04834 sayılı “… …” olmak üzere 4 adet marka tescilinin sahibi olduğunu, davalı markalarında “…” ibaresinin tek başına yer almadığını, davalıya ait mesnet “…” unsurlu markaların tamamının, şekil+…, …+şekil veya şekil+…+ürün cinsini belirtir değişik yazı biçimleri kombinlerinden oluştuğunu, davalı marka görsellerinde mevcut renk, şekil ve biçimlerin müvekkile ait … markasından tamamen farklı olduğunu, davaya konu markaların tescilli olduğu emtialar için herhangi bir anlam ifade etmediğini, müvekkili şirkete ait işaretin, tüketici nezdinde ayırt edebilme işlevini gösterdiğini, karıştırma ihtimalinin gerçekleşmesine sebep olacak bir durum bulunmadığını, davalı tarafından SMK’nın 6/5. maddesindeki koşullarının varlığına dair herhangi bir delil sunulmadığını ileri sürerek, YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davalının “…” markalarının, müvekkilin markalarına yıllardır yaptığı yatırımlar ile bilinen ve oldukça maruf markalardan olup resmi anlamda da tanınmış olduğunu, markalar arasındaki tek farkın, markaların ikinci harfleri olup, marka algısı ile hecelenmeden tek seferde hatırlanan bu markaların iltibas yaratacak kadar benzer olduğunu, davacının … markaları karşısında daha üstün bir hak ispat edemeyen davacının kazanılmış hak ve kullanım ile ayırt edici hale gelme savunmalarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu davacının 2019/33709 sayılı “…” ibareli markası kapsamında yer alan emtialar ile davalı yanın redde mesnet markaları kapsamında bulunan emtialarının aynı, aynı tür olduğu, bununla birlikte, dava konusu marka işaretleri arasında benzerlik koşulunun gerçekleşmediği, buna göre dava konusu markalar kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davalı markasının tanınmışlığından kaynaklı tescil engelinin oluşmadığı, davacının müktesep hak iddiasının yerinde olmadığı, YİDK kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu markaların, “…” ve “…” markaları olduğunu ve bütünde farklı tek bir ara harf (N/K) sebebi ile markaların görsel algısında yanılma, tüketiciler için hedefte şaşırma, kaynakta yanılma ihtimalinin muhtemel olduğunu, davacının müvekkili markalarına yakınlaştığını, müvekkilinin “…” markasının ihtilaf konusu mallar için son derece orijinal ve eski bir marka olduğunu, sırf bu nedenle dahi, iltibasa mahal verilmemesi için sonraki markanın çok farklı olması gerektiğini, davacı markasını gören tüketiciler için bunun ilk algıda “…” olarak okunma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu ve bu karışıklığın iltibas olgusu içinde değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı markasının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin, davalı markalarında bir harf farkla aynen ve esas unsur olarak yer aldığını, redde mesnet markanın esas unsuru ile davalı markasının esas unsurunun ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, “…” ibaresinin ayırt edici gücünün yüksek olduğunu, tescil edilmek istenen mal ve hizmetler yönünden de tasviri bir anlamının olmadığını, davacı markasının, redde mesnet markanın serisi ve devamı olarak algılanacağını, iki markayı her zaman yan yana karşılaştırma imkânı olmayan ortalama tüketici kitlesinin, davalı markasının etkisi ve akılda bıraktığı imajı nedeniyle davacı markasına yöneleceğini, davacı markasının bu durumdan haksız yarar sağlayacağını, bu durumun aynı zamanda davalı markasının sulandırılmasına ve itibarının zedelenmesine de neden olacağını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenim dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davalının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, bir bütün olarak dava konusu başvurunun, gerek sözlük anlamı bulunmayan “…” ibaresiyle gerekse de başvuruya eklenen şekil ve renk unsurları itibariyle davalı markalarından yeterince farklılaştığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davalı markalarının tanınmış olmalarının tescil engeli oluşturmayacağı anlaşılmakla, davalı …. A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı …. A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85’er TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı …. A.Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL’nin anılan davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı …. A.Ş. ile davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan davalıların uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.