Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1382 – 2023/1281
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1382
KARAR NO : 2023/1281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2020
NUMARASI : 2018/428 E. – 2020/243 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka
Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/11/2020 tarih ve 2018/428 E. – 2020/243 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı yanın 2017/102296 sayısı ile gerçekleştirdiği “…” ibareli marka başvurusuna yönelik itirazlarının davalı kurum tarafından reddedildiğini, müvekkilinin “…” tanınmış markalarının sahibi olduğunu ve “…”, “…”, “. …” esas unsurlu 36. sınıf dahil olmak üzere çok sayıda markasının bulunduğunu, davalının markasının da 20, 36 ve 37. sınıf mal ve hizmetleri kapsamakta olduğunu, tescil edilmek istenilen markanın müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve aynı emtia sınıflarını kapsadığını, ayrıca tanınmışlık nedeniyle de davacı markalarının koruma altında olduğunu, anılan markanın tescilinin davalı lehine haksız yararlanmaya sebebiyet vereceğini, başvurunun kötü niyetli olduğunu iddia ederek, 2018-M-8677 sayılı YİDK kararının iptali ve davalı adına 2017/102296 sayısı ile başvuru konusu edilen markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu iddialarının yerinde olmadığını, “…” kavramının ticaretle uğraşan ve kısaca … yapan herkes tarafından kullanılan genel bir ibare olduğunu, tek kişinin tekeline bırakılamayacağını, “salt “… ibaresinin müvekkilinin markasında yer almasının iltibas için zorlama bir yorum olacağını, “…” ibaresinin tek başına ayırt edicilikten yoksun olduğunu, müvekkilinin markasının 3 kelimeden ve logodan oluştuğunu, davacının “…” markasını bankacılık sektöründe kullandığını, müvekkilinin ise inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, markalar arasında bütünsel olarak bir benzerlik bulunmadığını, taraf markaları arasında sınıfsal iltibas tehlikesinin mevcut olmadığını, davacının 36. Sınıf hizmetlerde bir kullanımı bulunmadığını, kötü niyet iddiasının anlaşılabilir olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında karıştırmaya yol açabilecek derecede görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimalinin bulunmadığını, “…” ibaresinin tek başına karıştırılma ihtimalini doğurmayacağını, bu ibarenin ayırt edici vasfının düşük olduğunu, başvurunun sadece “…” kısmının alınarak iltibas ihtimalinin ileri sürülmesinin hatalı olduğunu, markanın bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kötü niyet iddialarının herhangi bir delille desteklenmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı adına tescilli “…” ibaresi etrafında oluşturduğu markalar ile davalının “…+şekil” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin davalının “…+şekil” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, markalar arasında benzenlik bulunmadığından davacının tanınmışlık, kötüniyet ve 6/4 maddelerine yönelik itirazlarının uygulama alanı bulunmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili banka adına tescilli “…” sloganına yapılan ciddi yatırımlar neticesinde sloganın kullanıldığı reklam ve kampanyaların prestijli bir çok ödüle layık görüldüğünü ve neticede müvekkili ile özdeşleştiğini, tüketiciler nezdinde de ayırt ediciliğinin üst seviyelere ulaştığını, davalı şirket adına tescili için başvuru yapılan “…” markası ile müvekkili banka adına tescilli başta Özel/00989 sayılı özel stilde yazılmış “…” kelimesinden oluşan tanınmış markanın düz şekilde yazılmış “…” kelimesinden oluşan 2016/49866 sayılı markanın, 2007/51784 sayılı “…” ve 2017/68187 sayılı “…” markalarının benzerliği nedeniyle karıştırılma ihtimallerinin olduğunu, söz konusu marka başvurusunun bir slogan olması nedeniyle müvekkili seri markalarından biri olarak algılanma ihtimalinin yüksek olduğunu, tüketiciler nezdinde de davalı markasının müvekkili banka markaları ile karıştırılma ihtimali ve müvekkili banka markası ile ilişkili olduğu izlenimi verdiğini, davalı şirket markası ile müvekkili banka “…” esas unsurlu markalarının ve özellikle “…” slogan markasının benzer olduğunu, tüketicinin davaya konu markayı okuduğunda ya da duyduğunda hissedeceği/inanacağı durum/duygu/anlayış’ın “…” slogan markası ile aynı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenim dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…+ şekil” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…”, “… …”, “…” gibi “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, başvuruda “…” kelimesinin öne çıkarılmadığı, özel olarak vurgulanmadığı, bir bütün olarak dava konusu başvurunun düzenleme ve tertip tarzı itibariyle davacı markalarından yeterince farklılaştığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının tescil engeli oluşturmayacağı, başvurunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.