Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1366 E. 2023/82 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1366 – 2023/82
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1366
KARAR NO : 2023/82
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2017
NUMARASI : 2016/280 E. – 2017/302 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararlarının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/10/2017 tarih ve 2016/280 E. – 2017/302 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin …sayılı ve “…” ibareli marka başvurusuna müvekkili şirketin … sayılı “…+şekil” ve … numaralı “… …+şekil” ibareli ve sair markalarını gerekçe göstererek itiraz ettiklerini, davalı …Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla itirazın nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının benzer olduğunu ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, markaların mal ve hizmetlerinin de aynı ve ilişkili olduğunu, müvekkili bankanın “…” ve “… …” markalarının bir başka marka içinde esas unsur olarak kullanımının markaların benzerliğini ve karıştırılma ihtimalini artırdığını, bu durumun aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, 2015-M-5100 sayılı YİDK kararının iptaline ve …numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkiline ait markadaki “…” ibaresinin ayırt ediciliği sağladığını, söz konusu markaların belirleyici kısımlarının “…” ibarelerinin öncesine eklenen kelimeler olduğunu, orta seviyedeki tüketiciler nezdinde markaların aynı firmaya ait olduğu izleniminin oluşma ihtimalinin bulunmadığını, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yaygın olarak kullanılan kelimelerin tescilinin hiç kimseye tekel hakkı vermeyeceğini, “…” ibaresini içeren bir çok tescilli marka bulunduğunu, markalarda şekil olarak bulunan logoların da benzerlik açısından değerlendirilmesi gerektiğini, seri marka izlenimi oluşmayacağını, davacının internet sitesinde “…” ve “…” ibarelerini kullandığını, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, haksız rekabetin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu marka kapsamında bulunan 35. sınıfta yer alan “istatistiklerin derlenmesi”, hizmetleri haricindeki 35 ve 36. sınıftaki hizmetler ile davacının … ve … tescil numaralı markaları arasında emtia aynılığı/benzerliğinin gerçekleştiği, “istatistiklerin derlenmesi” hizmetinin belirli bir olaya ilişkin sayısal bilgilerin derlenmesi ile ilgili bir hizmet olup, davacı markaları kapsamında dava konusu markadaki bu hizmet ile aynı/benzer bir hizmetin bulunmadığı, taraf markaları kapsamında ortak unsur olarak yer alan “…” ibaresinin “bir takım ödemelerin yapıldığı aracı kurumları” ifade ettiği, dolayısıyla …/borç ödemeleri ile ilgili olarak kullanılan “…” ibaresinin dava konusu marka kapsamında yer alan ve …/borç ödemeleri ile yakından ilgili olan 36. sınıftaki “finansal ve parasal hizmetler” açısından doğrudan ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğu, dava konusu marka kapsamında bulunan diğer hizmetlerin bedelinin de hizmeti sunan kuruluşların yetkilendirmesi doğrultusunda bir aracı kurum tarafından tahsil edilmesi de söz konusu olabileceği için diğer hizmetler açısından da dolaylı olarak ayırt ediciliği zayıf bir ibare kabul edileceği, davacının … tescil numaralı markasındaki asli unsur ile dava konusu markadaki asli unsurun birbirinden farklı olduğu, “…” ibaresinin davacı markasında tali unsur durumunda olduğu, davacının … tescil numaralı markasındaki asli unsurunun ise dava konusu markadaki asli unsurun bir parçası durumunda olduğu, taraf markalarında ortak olmayan unsurların davalı şirket markası için “… …” ibaresi, davacının … tescil numaralı markası için “şekil (üçgen şekli ve ünlem işareti)” unsuru oldukları, markalardaki asli unsur farklılığı ya da ortak olmayan unsurların farklılığının ilgili tüketici kesimini oluşturan bilinçli tüketici kitlesinin markalar arasında benzerlik veya ilişki bulunduğu yönünde bir kanıya ulaşmalarına neden olmayacak düzeyde bulunduğu, taraf markaları arasında emtia açısından aynılık/benzerlik söz konusu olmakla birlikte marka işaretleri arasında aynılık/benzerliğin söz konusu olmadığı, bu durumda 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi hükmünde aranan çifte benzerlik koşulunun gerçekleşmediği, ayrıca, tüketici kitlesi olarak benimsenmiş olan dikkat seviyesi ortalamanın üzerinde olan tüketiciler için markaların birbiri ile bağlantılı olduğu algısının oluşmasının veya markaların başka bir nedenle karıştırılmasının söz konusu olmadığı, taraf markaları arasında KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimali oluşmadığı, davalının haksız rekabet fiilini işlemediği, kötü niyet iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının markasındaki “…” ibaresinin ayırt ediciliği sağlamadığını, taraf markalarının benzer olduğunu, markaların tescilli olduğu sürece tanımlayıcı olsa dahi bir başkası adına tescil edilemeyeceğini, mal/hizmet benzerliği şartının da gerçekleştiğini, başvurunun müvekkilinin seri markalarının arasına sızacağını, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalının iyi niyetli olmadığını, başvurunun tescilinin haksız rekabet teşkil edeceğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu markada kullanılan “…” ibaresinin hükme esas alınan, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda da tartışıldığı üzere marka kapsamındaki emtia yönünden ayırt ediciliğinin düşük olduğu, başvurudaki “… …” ibaresi ile davacı markalarındaki şekil unsuru ve diğer kelime unsurlarının markaların yeterince farklılaşmasını sağladığı, başvuru ile karşılaşan tüketicilerin derhal ve hiç düşünmeden farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 19/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.