Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1361 – 2023/1280
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1361
KARAR NO : 2023/1280
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2021
NUMARASI : 2020/74 E. – 2021/112 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka Hakkının İhlâli / Haksız Rekabet
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/03/2021 tarih ve 2020/74 E. – 2021/112 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının “…” adresinde bulunan satış mağazasında, davacı şirketin tanınmış “…” markasını izinsiz olarak 35. sınıfta yer alan mağazacılık alanında kullandığının tespit edildiğini, bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının mağazacılık sınıfı olan 35. sınıfta … markasını kullanımını haklı kılabilecek herhangi bir tescili ya da kullanım lisansı bulunmadığını, davacının tescilli … markası ile davalının kullanımının karıştırılma ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin 2004 12877, 2011 29814 tescil numaralı … markalarının ve www…..com.tr alan adlı sanal mağazanın sahibi bulunduğunu, davalı ile grup şirketi olduğu düşünülen dava dışı … …. Şti.’nin … şeklindeki marka tescillerinin çoğunlukla 8. ve 21. sınıflarda olduğunu, davalının müvekkili şirketin markasını taklit etmek suretiyle mağaza açmasının haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalının işyeri tabelasında ve işyeri içerisinde mağaza ismi olacak şekilde gerçekleştirdiği kullanımların, davacı şirket adına tescilli … markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, önlenmesini ve men’ini talep etmiştir.
Davalı vekili, huzurdaki dava dışında aynı nitelikte davacı ile taraf oldukları davaların çoğunluğunun lehlerine sonuçlandığını, bir kısmının derdest olduğunu, davacı tarafından davalının tüm şubelerine sırayla dava açıldığını, müvekkilinin 35/05. sınıf açısından korunması gereken üstün bir marka hakkının bulunduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararlarının bulunduğunu, müvekkilinin dava dışı … …. Ltd. Şti.’nin grup şirketi olduğunu, müvekkili tarafından satış mağazalarında … markalı ürün dışında herhangi bir marka altında ürün satılmadığını, davacı ile dava dışı … …. Ltd. Şti. arasında 2010 yılından beri devam eden bir uyuşmazlık bulunduğunu, bu uyuşmazlığın temelinde davacı tarafın ev tekstili sektöründe tescil ettirdiği ve kullandığı … markasını züccaciye sektöründe de kullanmak istemesinin yattığını, … ibaresinin 07/08/11 ve 21. sınıfta müvekkili … …. Ltd. Şti. adına tescilli olduğunu, 35.08 (35.05). sınıftaki hizmetin süpermarket, hipermarket gibi perakende veya toptan mağazacılık hizmeti olduğunu, malı üreten bir işletmenin ürettiği malı satmasının doğası gereği ve ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu olduğunu, bir malın üreticisinin, o malı satmak için ayrıca 35.08 sınıfta marka tescili etmesine gerek olmadığını, davacının uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, müvekkiline ait “tacev.com.tr” ve “….com.tr” isimli internet sitelerinde 2008-2009 yıllarından beri satış yapıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının dayanak yaptığı markalarının tescilli olduğu genel mağazacılık hizmeti veya “ev tekstili” mallarının satışına ilişkin hizmetleri ile davalının dava dışı grup şirketin tescilli markalarının kapsamında bulunan ve onun muvafakati ile kullandığı … markalı “tencere, tava, kaşık, çatal, bıçak, yemek takımı, kek kalıbı, bardak, kahve fincanı, düdüklü tencere, tepsi, baharatlık, kupa, süzgeç, cezve, maşa, saklama kabı, elektrikli çaydanlık, blender seti, elektrikli kahve makinesi, çay takımı, kesme-soyma bıçak seti, tost makinesi, ütü masası, şişe açacağı, tirbuşon, termos, çaydanlık, saklama kavanozu seti” mallarının satışına ilişkin hizmeti arasında aynılık veya benzerlik bulunmadığı, davalının “…” markalı kullanımlarının dava dışı grup şirkete ait yukarıda belirtilen tescilli ürün markalarına ilişkin olduğu, davalıya ait mağazada salt “…” ibareli emtiaların satışının yapıldığı, mağaza içinde “…” markası haricinde başkaca markalı ürün satışının yapıldığının tespit edilmediği, bu nedenle mağaza tabelasında yer alan “…” markasının aynı zamanda mağaza içinde yer alan ve üzerinde “…” ibaresini barındırmayan emtialara da sirayet edeceği, mağazada yer alan “…” tabelasının aynı zamanda ürün markası fonksiyonu işlevi gördüğü, dolayısıyla ortalama tüketici kesiminin davalıya ait markasal kullanımlar ile davacıya ait 2004/12877 ve 2011/29814 sayılı markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi altında bulunmadığı, davacıya ait “…” markalarının tanınmışlığından haksız avantaj sağlama, onun itibarını lekeleme ya da ayırt ediciliğini zedeleme olgularından birinin somut olayda mevcut olmadığı, davalıya ait markasal kullanımların davacıya ait marka haklarını ihlâl etmediği gibi haksız rekabet de oluşturmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ürün markasının, mağazacılık markası olmadığını, ürün markasının tescilinin, aynı isimle mağaza açma hakkı vermeyeceğini, davacının mağazasında kullandığı marka ile müvekkili şirketin 35.sınıfta tescilli markasının, aynı hizmet markaları olduğunu, dava dışı … …. Ltd. Şti. adına tescilli … markalarının, 35.05. sınıfta tescilli olmadığını, davalı tarafın … markasını, mağaza adı olarak kullanma hakkı olmadığını, dosyada açık bir şekilde markalar arasında ve tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu tespit eden kararlar bulunmasına rağmen, yerel mahkeme tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı yönünde karar verilmesinin, Yargıtay ve BAM kararına aykırılık teşkil ettiğini, müşterilerin “…” markalı züccaciye ürünlerini aldıklarında, ürünlerin kalitesizliğinden dolayı şikayetlerini müvekkili şirkete yönelttiklerini, müvekkili şirketin … markasının, 35. mağazacılık sınıfında tescilli olup, markası hükümsüz kılınmadığı sürece tekel hakkına sahip olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka hakkının ihlâli / haksız rekabet
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının kardeş şirketi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayan dava dışı şirket … … Şirketi’nin 8. ve 21. Sınıf mallar yönünden tescilli “… “ibareli markaların sahibi olduğu, davalının dava konusu “…” ibareli kullanımlarının anılan dava dışı şirketin izni dahilinde bulunduğu, her ne kadar dava dışı kardeş şirketin “…” ibareli markaları 35 sınıftaki mağazacılık hizmetleri yönünden tescilli değil ise de, ticari bir malı üreten işletmenin ürettiği malı satmasının işin doğası gereği ve ticari faaliyetinin zorunlu bir sonucu olduğu, malı üreten işletmenin aynı zamanda o malı satmak için ayrıca 35. sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden de markasını tescil ettirmesine gerek bulunmadığı, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davalının tabelasında ve iş evraklarında “…” ibaresini kullandığı mağazasında “…” markalı 8. ve 21. sınıfta yer alan malların satışını yaptığı, başka markalı ürünlerin satışının yapıldığının davacı tarafça ispat edilemediği, bu itibarla dava konusu kullanımların davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin tarafları eldeki dosya ile aynı olan benzer bir uyuşmazlığa ilişkin 01/06/2023 tarih, 2021/8978 Esas, 2023/3459 Karar sayılı kararının da aynı yönde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.